Aydınlar ve AK Parti

Abone Ol
'cemaatçi' topluluklardan oluşuyor. Herkes kendi cemaatine demokrasi istiyor, kendi cemaatinin egemen olduğu bir sistemde yaşamak istiyor, karşı tarafı da yerin dibine batırmak, toplumsal olanakların dışına itmek... Bu istek olayları nesnel algılamayı da ortadan kaldırıyor.

Demokrat aydının duruşu ise bütün bu 'cemaatler'in dışında bir yerde durmak ve bağımsız davranmak şeklinde özetlenebilir.

Bu nedenle 'cemaatçi'lerin onları anlaması veya tutumlarını kabullenmesi kolay değil... Bu AKP yönetimi için de geçerli, karşıtları için de..."
Oral Çalışlar'ın Radikal'deki pazartesi yazısının finali böyleydi.

Evet, Türkiye'de liberal aydınların bir dönem AK Parti'ye verdiği destek tartışma konusu.

Asıl tartışılan kelimelere dökülmese de 'kimin, kimi yedeklediği' aslında.

Demokrat olarak nitelenen aydınlar, Türkiye'de belirgin bir muhafazakârlaşmanın varlığını kabul ediyor ama 'açık ve yakın' bir irtica tehdidi iddiasına karşı çıkıyor.

Demokrat aydınlar, esas itibariyle, muhafazakâr kesimin toplumda daha fazla söz sahibi olma, daha iyi yaşama taleplerini, tüm topluma daha fazla demokrasi ve özgürlük sağlamak amacıyla destekledi.

Muhafazakâr kesimin daha fazla demokrasi ve özgürlük talebinde bir değişiklik olmadı.

AK Parti ise kapatma davasının ardından, hem demokrat muhafazakâr kesim, hem de demokrat aydınlarla bir güven bunalımı ilişkisine girdi.

Bu da son derece doğal, çünkü AK Parti iktidarda olmak üzerine ortaya çıkmış siyasi bir oluşum.

Aydınların ise yerel seçim, Diyarbakır veya İzmir'i kim kazanacak diye bir derdi yok, olmaması aydın teriminin bir gereği zaten.

İktidar odaklı bir siyasi oluşumla, amaç odaklı aydınların yol arkadaşlığının çok uzun sürmesi zaten beklenemez.

Aydınlar, haklı olarak her koşulda daha fazla demokrasi, daha fazla özgürlük talep eder, partiler ise kendilerini iktidar yapacak veya iktidarda tutacak yöntemleri tercih eder.

Devletin kimi kesimleriyle sıkıntıları olan, yaklaşan yerel seçimden yeni bir başarıyla çıkmak isteyen AK Parti ile aydınların çok uzun süreli bir yol arkadaşlığı eşyanın tabiatına aykırıdır zaten.

Peki aydınların desteğini tamamen yitirmiş bir AK Parti moral gücünü koruyabilir mi, o ayrı bir soru elbette...

Yaşar Büyükanıt

Emekli bir Genelkurmay Başkanı'nın aktif hayata devam etmesi, maça falan gitmesi övgüye değer.

Bir düşünce kuruluşu kurup Türkiye'nin güvenliğine ilişkin tezler üretmemesini eleştirenler elbette çıkabilir, ama herkes kendi hayatını yaşar sonuçta.
Ama bir noktaya kadar.

Bir yargıcın hayatı kısıtlıdır, bir gazetecinin de.
Hatta emekli olmuş olsa da, bir Genelkurmay Başkanı'nın da.

O yüzden Yaşar Büyükant'ın Fenerbahçe tribünlerinden ısrarla verdiği görüntülerin, emekli bir Genelkurmay Başkanı portresi ile uyum içinde olduğunu söyleyemeyeceğim.
Şimdilik bu kadarla yetineyim.

ERGUN BABAHAN
ebabahan@sabah.com.tr
SABAH
{ "vars": { "account": "G-V2K9QJTT0J" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }