Ünlü menajer Ayşe Barım, Gezi Parkı olaylarıyla bağlantılı yürütülen soruşturma kapsamında tutuklanmıştı. Mahkemenin verdiği tahliye kararının ardından yaşanan gelişmeler, Barım’ın serbest kalıp kalmadığına dair merak uyandırdı.
TAHLİYE KARARI VERİLDİ, ANCAK HEMEN BOZULDU
Ayşe Barım hakkında Asliye Ceza Mahkemesi tarafından tahliye kararı verildi, ancak bu karar kısa sürede geçerliliğini yitirdi. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, tahliye kararına itiraz ederek konuyu Ağır Ceza Mahkemesi’ne taşıdı. Mahkeme, başsavcılığın itirazını kabul etti ve Ayşe Barım’ın yeniden tutuklanmasına hükmetti. Bu gelişme, Barım’ın serbest kaldığına dair çıkan haberleri geçersiz kıldı. Şu an Barım, tutukluluk durumunu sürdürüyor ve cezaevinden çıkmadı.
ÜNLÜ İSİMLERİN MENAJERİ: SEKTÖRDEKİ GÜÇLÜ KONUMU
Ayşe Barım, Türkiye’nin en tanınmış oyuncularının kariyerlerini yönlendiren önemli bir isim olarak tanınıyor. Kurucusu olduğu ID Danışmanlık Limited Şirketi, Serenay Sarıkaya, Bergüzar Korel, Aslı Enver, Hande Erçel, Fahriye Evcen, Hazal Kaya, Mert Yazıcıoğlu, Erkan Kolçak Köstendil ve Ezgi Mola gibi ünlü isimlerin menajerliğini yapıyor. Sektördeki etkisi ve güçlü konumu, zaman zaman eleştirilerin hedefi oldu. Barım’ın oyuncu seçimlerinde belirleyici bir rol üstlendiği ve sektördeki dengeleri kendi lehine yönlendirdiği iddiaları sıkça gündeme geldi.
GEZİ PARKI OLAYLARI İLE BAĞLANTILI SUÇLAMALAR
Gezi Parkı olaylarına katıldığı iddialarıyla ilgili olarak Ayşe Barım hakkında soruşturma devam ediyor. Barım, sanat dünyasındaki bazı isimlerle iletişim kurarak, onları olaylara katılmaya teşvik ettiği gerekçesiyle suçlanıyor. Savcılık, Barım’ın sektördeki etkisini ve Gezi Parkı olaylarındaki rolünü araştırıyor.
Ayrıca, Barım’ın bazı oyuncuların sektördeki kariyerlerini desteklerken, diğerlerini dışladığına dair iddialara dair de ayrı bir soruşturma yürütüldüğü belirtiliyor.
AYŞE BARIM’IN DAVA SÜRECİ DEVAM EDİYOR
Tüm bu gelişmelerin ardından Ayşe Barım’ın davası, sektördeki birçok kişi tarafından yakından takip ediliyor. Sonuçlar, sadece Barım’ın geleceğini değil, aynı zamanda Türkiye’deki sinema ve televizyon sektöründeki dinamikleri de etkileyecek gibi görünüyor.