Dünyaca tanınan bilim insanı Aziz Sancar, 8 Eylül 1946 tarihinde Mardin’in Savur ilçesinde doğdu. Yedi kardeşiyle birlikte mütevazı bir yaşam süren Sancar, ilk ve orta öğrenimini memleketinde tamamladı. Bilime olan ilgisi daha küçük yaşlardayken dikkat çekti. Lise eğitiminin ardından İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi'ne girdi ve 1969 yılında mezun oldu. Mezuniyet sonrası bir süre doktorluk yaptı ancak bilimsel araştırmalar, onun asıl yönünü belirledi.
AKADEMİK KARİYERİNE ABD’DE YÖN VERDİ
1971 yılında akademik çalışmalarını sürdürmek için Amerika Birleşik Devletleri’ne giden Sancar, Teksas Üniversitesi’nde moleküler biyoloji üzerine doktorasını tamamladı. Bu eğitim süreci, onun bilimsel yolculuğunda önemli bir dönüm noktası oldu. Ardından Yale Üniversitesi’nde DNA onarımı üzerine yaptığı araştırmalarla adını bilim dünyasına duyurdu. Bu çalışmaları, ileride Nobel’e uzanacak bilimsel başarının temelini oluşturdu.
DNA ONARIMINDA ÇIĞIR AÇTI
1982 yılında Kuzey Karolina Üniversitesi’nde biyokimya ve biyofizik profesörü olarak göreve başlayan Sancar, burada yaptığı kapsamlı araştırmalarla DNA onarımı, hücresel mekanizmalar ve kanser biyolojisi üzerine önemli bulgular elde etti. Özellikle hücrelerin hasar gören DNA’yı nasıl onardığını ortaya koyan çalışmaları, tıp ve genetik biliminde devrim niteliğinde kabul edildi.
NOBEL KİMYA ÖDÜLÜ İLE TAÇLANAN BİR BAŞARI
Aziz Sancar, 2015 yılında Tomas Lindahl ve Paul Modrich ile birlikte Nobel Kimya Ödülü’ne layık görüldü. DNA onarım mekanizmalarının haritasını çıkardığı bu bilimsel başarı, kanser tedavilerinin geliştirilmesinde önemli bir katkı sundu. Aynı zamanda bu ödül, Türkiye doğumlu bir bilim insanına verilen ilk Nobel olarak tarihe geçti.
MARDİN’DEN DÜNYAYA UZANAN BİR BİLİM YOLCULUĞU
Köy kökenli bir ailenin çocuğu olarak yetişen Aziz Sancar, bilime ve eğitime olan tutkusuyla dünyanın en prestijli akademik platformlarında yer aldı. Türkiye’ye karşı duyduğu bağlılığı ise her fırsatta dile getirdi. Başarılarıyla yalnızca bilim dünyasına değil, aynı zamanda genç kuşaklara da ilham verdi. Mardin’den başlayan hikâyesi, bugün dünya çapında bir bilim efsanesine dönüşmüş durumda.
SONUÇ: BİLİMİN IŞIĞINDA BİR ÖMÜR
Aziz Sancar’ın yaşamı; inanç, sabır ve bilgiyle neler başarılabileceğini gösteren örnek bir portre çiziyor. Bilime olan katkıları, insanlığa hizmet eden kalıcı eserler bıraktı. Onun açtığı yolda ilerlemek isteyen gençler için bu öykü, yalnızca bir biyografi değil, aynı zamanda ilham verici bir yol haritası niteliği taşıyor.