GENEL

Barış Manço kimdir, nereli? Hayatıne ait detaylar

Türk müziğinin öncülerinden, kültürel bir elçi ve efsanevi bir sanatçı... Mehmet Barış Manço'nun 56 yıllık kısa ömrüne sığdırdığı sıra dışı hayat hikayesi.

Abone Ol

Mehmet Barış Manço, 2 Ocak 1943'te İstanbul'da dünyaya geldi. Türk rock müziğinin mihenk taşlarından, Anadolu rock akımının kurucu isimlerinden biri olarak tarihe adını yazdırdı. Bestelediği 200'den fazla eserle 12 altın ve bir platin albüm ödülü kazanan Manço, şarkılarını Arapça, Bulgarca, Felemenkçe, Almanca, Fransızca, İbranice, İngilizce, Japonca ve Yunanca dillerinde yorumlayarak müziğin evrenselliğini kanıtladı. Televizyon programları sayesinde "Barış Çelebi" unvanını kazandı ve 1991'de Türkiye Cumhuriyeti Devlet Sanatçısı unvanıyla taçlandırıldı. 1 Şubat 1999'da, 56 yaşında aramızdan ayrılan bu değerli sanatçı, ardında silinmez bir iz bıraktı.

BARIŞ MANÇO'NUN KÖKLERİ

Barış Manço'nun adı, ailesinin II. Dünya Savaşı'nın zorlu atmosferinde barışa olan derin özlemini simgeliyor. Ailesi, bu sembolik ismi, "Mehmet Barış" olarak kayda geçirdi. Hatta amcasının lakabıyla birlikte asıl adı, "Tosun Yusuf Mehmet Barış Manço" idi. Bu eşsiz ismin hikayesi, sanatçının hayatına anlam katıyor. İlkokul yıllarında adı "Mehmet Barış Manço" olarak sadeleştirilen Manço, eğitim hayatına Kadıköy Gazi Mustafa Kemal İlkokulu'nda başladı. Ardından Galatasaray Lisesi'nde yatılı okudu, ancak babasının vefatı sonrası Şişli Terakki Lisesi'ne geçti. Yükseköğrenimini Belçika Kraliyet Akademisi'nde "resim-grafik-iç mimari" alanında tamamladı ve okulu birincilikle bitirdi. Ailesi, babası tarafı İstanbul'un fethinden sonra Selanik'e göç eden, annesi ise Adanalı olan Manço'nun kültürel zenginliğini de belirliyordu.

MÜZİK YOLCULUĞUNUN BAŞLANGICI VE YÜKSELİŞİ

Müziğe olan tutkusu 1957'de amatör olarak başladı. 1958'de kurduğu ilk grubu Kafadarlar ile rock'n roll coverları yaparken, Dream Girl adlı ilk bestesini de bu dönemde ortaya çıkardı. İkinci grubu Harmoniler ile ilk 45'liklerini 1962'de piyasaya sürdü. Belçika'daki akademik hayatı sırasında Rigolo plak şirketiyle anlaşarak Jacques Danjean Orkestrası ile çalıştı. 1964'te Fransızca EP'ler çıkardı ve Paris'teki Olympia Konser Salonu'nda sahne alarak uluslararası arenada adını duyurmaya başladı. 1966'da Belçikalı Les Mistigris grubuyla tanıştı ve Fransa, Almanya, İsveç gibi birçok ülkede konserler verdi. 1967'de geçirdiği bir kaza sonrası bıraktığı bıyıkları, sanatçının ikonik simgelerinden biri haline geldi.

ANADOLU EZGİLERİYLE YENİ BİR DÖNEM

1968'de Kaygısızlar grubuyla çalışmaya başlayan Manço, Kol Düğmeleri ile büyük bir popülerlik yakaladı. Anadolu'nun mistik dokusunu saykedelik tınılarla harmanlayarak kendine özgü bir Doğu-Batı sentezi oluşturdu. Ağlama Değmez Hayat 45'liği, 50 binden fazla satışla Manço'ya ilk altın plağını kazandırdı. 1970'te yayımladığı Dağlar Dağlar, 700 bini aşan satışıyla kariyerinin tek platin plak ödülünü getirdi ve Türk müzik tarihinde bir dönüm noktası oldu.

Aynı yıl, Türk müziğini uluslararası alana taşımak hedefiyle efsanevi grup Moğollar ile güçlerini birleştirerek MançoMongol grubunu kurdu. Ancak bu birliktelik, anlaşmazlıklar ve sağlık sorunları nedeniyle kısa sürdü. 1972'de adını Güneydoğu'ya giden trenden alan Kurtalan Ekspres'i kurdu. Grup, Ölüm Allah'ın Emri ve Gamzedeyim Deva Bulmam gibi unutulmaz eserlere imza attı. 1975'te ilk uzunçaları 2023'ü piyasaya süren Manço, bu albümle progresif rock tarzında destansı eserlere imza attı. Aynı dönemde Baba Bizi Eversene filminde başrol oynayarak sinemaya da adım attı.

YENİ BİR GÜN VE EFSANENİN TAÇLANIŞI

1978'de Yeni Bir Gün albümüyle müziğe dönüş yapan Manço, bu albümde yer alan Sarı Çizmeli Mehmet Ağa ve Aynalı Kemer İnce Bele gibi parçalarla halk deyişlerini modern müzikle harmanlayarak büyük bir başarı yakaladı. 1980'li yıllarda Arkadaşım Eşek, Gülpembe ve Hal Hal gibi hitlerle popülaritesinin zirvesine ulaştı. Sözüm Meclisten Dışarı albümüyle TRT denetleme kuruluna takılan şarkıları olmasına rağmen, halkın sevgisini kazanmayı başardı. 1983'te Estağfurullah... Ne Haddimize! albümünde Halil İbrahim Sofrası ve Kazma gibi ahlaki değerlere vurgu yapan şarkılarla toplumun sesi oldu.

1985'te 24 Ayar ile elektronik popa yönelen Manço, Değmesin Yağlı Boya albümündeki Süper Babaanne ve Unutamadım gibi şarkılarla video klip çalışmalarına öncülük etti. Darısı Başınıza albümünde yer alan Domates Biber Patlıcan ve Can Bedenden Çıkmayınca gibi şarkılar ise dönemin en sevilen hitleri arasına girdi.

7'DEN 77'YE VE BARIŞ ÇELEBİ

Barış Manço'nun en büyük hayallerinden biri olan televizyon programı 7'den 77'ye, 1988'de TRT'de başladı ve milyonları ekran başına kilitledi. Adam Olacak Çocuk bölümüyle çocuklara yol gösterdi, Dönence ve Dere Tepe Türkiye bölümleriyle ise izleyicilere dünyanın farklı kültürlerini tanıttı. Bu program sayesinde "Barış Çelebi" lakabını alan Manço, beş kıtada 100'den fazla farklı bölgeye seyahat etti.

Japonya'da verdiği konserlerle de büyük ilgi gördü ve Türk-Japon dostluğu etkinliklerine katıldı. Siyasi arenaya da atılmaya çalışan Manço, 1994 yerel seçimlerinde Doğru Yol Partisi'nden Kadıköy Belediye Başkan adayı oldu, ancak sağlık sorunları nedeniyle adaylıktan çekildi.

VEDA VE SONSUZ BİR MİRAS

1 Şubat 1999'da geçirdiği kalp krizi sonucu hayata veda eden Barış Manço, tüm Türkiye'yi yasa boğdu. 1991'de aldığı devlet sanatçısı unvanı nedeniyle cenazesi devlet töreniyle defnedildi. Ölümünden sonra yayınlanan Mançoloji albümü, 2.6 milyonluk satışıyla o yılın en çok satan albümü oldu.

Sanatçının Kadıköy'deki evi, bugün bir müze-ev olarak ziyaretçilerini ağırlıyor ve onun yaşamından kesitler sunuyor. Barış Manço'nun mirası, müziği, televizyon programları ve felsefesiyle gelecek nesillere ilham vermeye devam ediyor. O, sadece bir şarkıcı değil, aynı zamanda bir ozan, bir kültür elçisi ve Türkiye'nin ortak sevgilisiydi. Eserleri, bugün bile tazeliğini koruyarak milyonlarca insanın kalbinde yaşamaya devam ediyor.

MİRASI VE HATIRASI

Barış Manço, eserlerinde Anadolu'nun zengin kültürel mirasını modern müzikle birleştirdi. Şarkılarında kullandığı halk deyişleri ve tapşırma geleneği, onu modern bir ozan haline getirdi. Giyim tarzı, uzun saçları, yüzükleri ve özgün kişiliğiyle toplumda önce yadırgansa da, zamanla kabul gördü ve bir akım yarattı.

Eğitim alanına olan katkısı da unutulmazdır. Eşi Lale Manço ile birlikte, Tuzla'da bir ilköğretim okulu inşa ettirerek eğitime verdiği önemi gösterdi. Koleksiyonculuk tutkusu da olan Manço'nun, 310 adetlik fotoğraf makinesi koleksiyonu, ölmeden önce Basın Müzesi'ne bağışlanmıştır.

Barış Manço, sadece bir müzisyen değil, bir düşünür ve bir vizyonerdi. "Gelecek nesiller tarafından yâd-ı cemil olmak" arzusunu dile getiren Manço, ardında bıraktığı eserler ve kültürel izlerle bu dileğini fazlasıyla gerçekleştirdi.

{ "vars": { "account": "G-V2K9QJTT0J" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }