Şirketlerin isteğine göre üst düzey yönetici atamaları yaparak yeni bir meslek alanı yarattılar. Bu mesleğin adı “headhunter -beyin avcısı” olarak işletme dünyasında yer edindi.

1970’lerden sonra büyük firmalar yönetici ihtiyacını karşılamakta zorlanır hale geldiler. Yöneticileri bulmanın zorluğunu ve avantajını keşfeden bazı insanlar bu yoldan para kazanmanın cazibesini fark ettiler. Şirketlerin isteğine göre üst düzey yönetici atamaları yaparak yeni bir meslek alanı yarattılar. Bu mesleğin adı “headhunter -beyin avcısı” olarak işletme dünyasında yer edindi. Beyin avcıları şirketlerin içerisindeki başarılı yöneticileri seçiyorlar, dosyalarını bekletiyorlar, bunlara teklif götürüyorlar ve isteyen şirketlerle görüştürüp onların bünyelerine katıyorlar. Avrupa ve Amerika gibi büyük kıtalarda gelişmiş bir alan olan beyin avcılığı Türkiye’de yeni yeni gelişme göstermekte.

Bir işletme hayatta kalmayı bir lidere borçlu idi ve bu lider de kolay kolay bulunmuyordu. Doğru insanı doğru koltuğa oturtmazsanız firmanız kısa bir süre içerisinde batabilirdi. CEO ya da yönetici. İsmine ne derseniz deyin sayıları çok gibi görünse de firmaları sahipleneceklerin sayısı çok da fazla değildi. Üst düzey bir yöneticiyi gazete ilanı ile bulamazdınız herhalde. Bu sebeple bu yöneticileri iyi tanıyan ve onları yönlendirebilecek güce sahip insanlar devreye girmeliydi. Bunlar beyin avlıyordular. Bir işletmenin beyni olan yöneticilerini, liderlerini. Tabi ki kolay değildi bu iş. İşte bu kolay olmayan insan kaynakları işini yapan kişiler bu ayki konumuz olacak. Beyin avcıları neler yaparlar, yöneticileri nasıl avlarlar ve tanımak için nasıl bir yol izlerler.

Yöneticiler koltuklarında rahat rahat otururlarken biri ziyaretlerine gelir ve ona bir iş teklif eder. “Senin yetenekli olduğunu biliyoruz ve bu yeteneğini daha iyi bir şekilde değerlendirmek, hak ettiğin yere gelmeni sağlamak istiyoruz” der gelen kişi. Yönetici işinden memnundur ve hayatını rayına oturtmuştur. Fakat kendisine yapılan bu teklif ona sıcak gelir ve akşam eve gidip düşünür. Kendisine teklif yapan kişiyi tanımaz. Ertesi gün tekrar işe gider ve kararını bildirir. İşi kabul etmek ister. Zira gelen kişi ona öylesine teklifler yapmıştır ve öylesine ikna edercesine konuşmuştur ki bu teklifi kabul etmemek hiç de uygun bir hareket olmayacaktır.

Yeni Zelanda Ordusu’nun Genelkurmay Başkanını, Starbucks ve NIKE’ın CEO’larını beyin avcısı şirketleri belirlemiş ve Meksika Hükümeti bile kendi kabinesini oluşturmak için beyin avcılarından yararlanmıştır. Bu kadar önemli işler yaptıkları halde kendilerini pek kimse tanımıyor. İş yaptıkları insanların tamamı üst düzey yönetici. Çok geniş bir çalışma ağları var. Potansiyel gördükleri herkesi mercek altına alıyorlar ve onlar hakkındaki bilgileri (CV’leri) bilgisayarlarında tutarak ihtiyaç duyduklarında kendileri ile görüşüyorlar. Tanımadıkları her yönetici ile tanışma fırsatı arıyorlar. Yetenekli ama bu yetenekleri keşfedilmemiş insanlarda onların ilgi alanlarına giriyor. Ellerinde o kadar fazla bilgi var ki bir şirkete yönetici lazım olduğunda yüzlerce uygun adayın ismini çıkarıp masaya yatırabiliyorlar.

Güçlü bir ekipleri var ve bu ekipler yöneticilerle ilgili tüm haberleri internet üzerinden ve medyadan yakın takibe alarak gözden kaçırmamaya gayret gösteriyorlar. Nerede bir etkinlik görseler oraya katılıyorlar ve çevrelerinden yardım alarak yönetici adaylarını bilgi bankalarına kaydediyorlar. Bu bilgi bankalarında sadece yurt içindeki adayların CV’leri yer almıyor. Diğer ülkelerdeki önemli bağlantıları da değerlendiriyorlar. Büyük firmaların web sitelerine üye oluyorlar ve firma içindeki yönetim kademesindeki değişikliklerini günü gününe takip ediyorlar. Kendilerinin bulamadığı ya da gözden kaçırdığı çok iyi bir yönetici adayı başka bir firma tarafından avlanabiliyor.

Bir firma yöneticisini değiştirmek istediği zaman ya da kendisine yönetici lazım olduğunda beyin avcılarının kapısını çalıyor. Kriz zamanlarında krizden daha az etkilenmesi için şirket yeni bir yönetici arıyor.

Beyin avcıları, bir şirkete yönetici lazım olduğunda istenilen adayın özellikleri ile şirketin profilini birlikte değerlendirerek çok uygun bir aday bulmaya çalışıyorlar. Buldukları uygun adayların sayısı başlarda fazla olsa bile eleme sonucunda bu kişilerin sayısı birkaça iniyor. Bu kişilerle görüşerek onlara şirketin iş teklifi götürülüyor ve ikna edilemeye çalışılıyor. Bazen bir aday ile on görüşmenin yapıldığı bile oluyor. Adaya götürülen teklif, adayın çalıştığı işten çok daha avantajlı oluyor. İş aldıkları şirket de elenenlerle görüşerek uygun olan adayı kendi bünyelerine katıyorlar. Bu görüşmelerin tamamı gizlilik içerisinde yapılıyor ve özellikle adayın çalıştığı firmadan kimsenin bu olaydan haberdar olmaması sağlanıyor.

Beyin avcılarının bürolarında küçük ofisler ya da labirent odalar mevcut. Görüşmeler buralarda yapılıyor. Bazen de beş yıldızlı otellerde, tanıdık kimselerden uzak mekânlarda transfer görüşmeleri yapılıyor. Bazı yönetici adayları da kendi patronu tarafından denendiğini düşünerek bu işe çok mesafeli davranıyor. Bu kişileri ikna etmek daha da zorlaşıyor. Beyin avcılarını zorlayan diğer bir husus da uygun olabilecek adayların ücret konusunda takılıp kalmaları.

Bir adayı işe yerleştirdikten sonra uzun süre bir daha ona teklif götürmüyorlar. Ve bu adayın isminin yanına “stop” yazısı eklenerek, bu şahsa teklif götürmenin uygun olmadığı belirtiliyor. Bu aşamalarda şirketle ve yöneticinin birlikte çalışacağı ekipte çok iyi bir şekilde inceleniyor. Beyin avcıları böylece yerleştirecekleri kişiyi nereye yerleştireceklerini de belirlemiş oluyorlar. Bazen aranılan şartlarda aday bulmakta zor oluyor. Aynı şirketin içerisinde uygun bir aday bulsalar bu adaya ya da şirkete danışmanlık yapıyorlar.

Beyin avcılarının kullandıkları bilgisayar yazılımı milyon dolarlar değerinde ve her yazılıma milyonlarca CV kaydediliyor.

Genelde iş aramayan insanları, işinde yükselmiş kişileri avlamaya çalışıyorlar. Zaten işinde başarılı olmayan ve mutlu olmayan birine nasıl güvenebilirler ki?

Beyin avcıları teklif götürdükleri insanlara bazen takılabiliyorlar. Çünkü kişi çalıştığı firmaya duygusal bir bağ ile bağlı halde. Oradan ayrılmak istemiyor. Bu sebeple işler zorlaşıyor. Onlar da ellerinden gelen teklifin en iyisini yapmak zorunda kalıyorlar. Seçtikleri adaylar için bir yıl ya da bir yıldan fazla garanti veriyorlar. Eğer atadıkları kişi garanti süresi içerisinde işinden ayrılırsa beyin avcısı şirket para talep etmeden yeni bir yönetici gönderiyor. Beyin avcıları ücretlerini yönetici isteyen firmadan transfer ettikleri kişinin yıllık toplam gelirinin üçte biri değerinde alıyorlar.

Bazı firmalar beyin avcılarından yararlanmak yerine kendi içlerinde çalışan adayı terfi ettirerek yönetici sıkıntılarını gideriyorlar. Böylece yeni birini alıp onu işe adapte etmek ve çalışanların uyumu problemlerini kendi içlerinden birini atayarak bertaraf ediyorlar.

Beyin Avcılarının Aradıkları İnsanlarda Olmazsa Olmaz Özellikler

- Global düşünme
- Doğru, stratejik ve bağımsız karar verme
- Yüksek kişisel sorumluluk sahibi olma


Türkiye’de Beyin Avcılığı Yapan Şirketlerden Birkaçı

http://www.kpartners.com.tr/
http://www.kornferry.com/
http://www.egonzehnder.com/
www.amrop-tr.com/
http://www.myexecutivecoach.net/
http://www.heidrick.com
http://www.boyden.com/


Türkiye’deki Bazı Beyin Avcıları

* Ayşegül Aydın,
* Murat Yeşildere
* Şerif Kaynar
* Müge Yalçın
* Yeşim Toduk Akiş

(www.beyingucudergisi.com)