HBO Max platformunda izleyiciyle buluşan "Çekiç ve Gül: Bir Behzat Ç. Hikayesi", kendine özgü kasvetli atmosferi, toplumsal göndermeleri ve akılda kalıcı karakterleriyle büyük bir izleyici kitlesine ulaştı. Ankara'nın labirent misali sokaklarında geçen ve adaletin sınırlarını zorlayan bu serüvenin karakterleri, izleyicinin zihninde soru işaretleri bırakıyor.
YENİDEN GÖREV BAŞINDA: GEÇMİŞLE HESAPLAŞMA
Uzun bir aradan sonra Cinayet Büro'ya geri dönen Başkomiser Behzat Ç., "Çekiç ve Gül: Bir Behzat Ç. Hikayesi"nde hem kendi geçmişiyle hem de başkentin gizemli ve karanlık yüzüyle yüzleşiyor. Dizide, eski ekibin dağılmasına rağmen, ortaya çıkan yeni olaylar, adliyenin tozlu raflarındaki eski dosyaları yeniden açıyor. Siyasi entrikalar, aydınlatılamayan cinayetler ve adaletin gri bölgelerinde geçen bu hikâye, yazar Emrah Serbes'in adının geçmesiyle izleyiciler arasında büyük bir merak uyandırdı.
BİR ROMANIN UYARLAMASI MI?
"Çekiç ve Gül: Bir Behzat Ç. Hikayesi"nin gerçek bir olaydan esinlenip esinlenmediği sıklıkla merak ediliyor. Dizinin temelleri, ünlü yazar Emrah Serbes'in aynı isimli "Çekiç ve Gül" romanından alındı. Bu uyarlama, romanın derinlikli anlatımını ve Behzat Ç.'nin ikonik dünyasını ekranlara taşıyarak, hayranlarına tanıdık bir tat sunarken, hikâyeye yeni bir soluk getirdi.