Show TV ekranlarında fırtınalar estiren, çözülemeyen düğümleri çözen ve esrarengiz olaylara ışık tutan "Didem Arslan Yılmaz'la Vazgeçme" programı, izleyicileri derinden etkilemeye devam ediyor. Bu kez, Kırşehir’den gelen 23 yaşındaki genç anne Güneşcan’ın akıl almaz hikayesi Türkiye’yi yasa boğdu. Güneşcan, imam nikahlı eşinin kendisini dolandırdığını ve 3 aylık minicik yavrusunu tam 40 gündür kendisine göstermediğini iddia ediyor.
Programın gündemi sarsan konuğu Güneşcan, gözleri yaşlı bir şekilde stüdyoya davet edildi. Henüz 23 yaşında olmasına rağmen yaşadıkları, izleyenleri dehşete düşürdü. "İyi olmaya çalışıyorum. Tek istediğim oğlumu görmek," diyen genç anne, yaşadığı zorlukları anlatırken yürekleri dağladı. Sunucu Didem Arslan Yılmaz, Güneşcan’ın acısına ortak olmaya çalışırken, ona elinden geldiğince destek olacağını belirtti.
YAŞ FARKI VE ACIMASIZ HAYAT
Güneşcan, imam nikahlı eşi Emre’nin kendisini dolandırdığını ve 3 aylık bebeğini ondan 40 gündür ayrı tuttuğunu iddia etti. Bu şaşırtıcı hikaye, Emre’yle nasıl tanıştığı sorusuyla aydınlandı. Güneşcan, bindiği bir taksinin şoförü aracılığıyla tanıştığını söyledi. Yoğun bakımda kaldığı zorlu bir dönemde Emre’nin kendisine çok yardımcı olduğunu ve hatta evini açtığını belirtti.
Aralarındaki 20 yaş farkı da dikkat çekiciydi; Güneşcan 23, Emre ise 43 yaşındaydı. "İlişkimiz sürekli şiddetle devam etti," diyen genç kadın, bu ilişkiyi annesinin maaşıyla geçirdiklerini ekledi. Kendi ailesi olmadığını, evlatlık büyüdüğünü ve öz annesinin kendisini görmek istemediğini gözyaşları içinde anlattı. Hayatta tutunacak bir dal arayan genç kadın, üvey babasının da kapılarını yüzüne kapattığını, eşyalarını vermediğini söyledi.
MADDİ VE MANEVİ YIKIMIN AĞIR BEDELİ
Güneşcan, Emre’ye olan güveninin bedelini ağır ödedi. Kendisine miras kalan paranın bir kısmını, Emre ile yeni bir hayat kurmak için ona verdi. 100 gram ve 50 gram olmak üzere toplamda 150 gram altını dolandırıcılığa kurban gittiğini söyledi. Bu durumun, Emre’nin bir arkadaşıyla işbirliği içinde planlı bir dolandırıcılık olduğunu düşündüğünü belirtti. "Benim aldığımız ev zaten iki tane kendisi öncesinde. Bir plaka satıp almış, evi. Bir arkadaşının şeyindenmiş beraber iş birliği içindeler," dedi.
Programı izleyenler, bu tarz hayat hikayelerinin gerçekliğini sorgulayabiliyor. Ancak Güneşcan’ın yaşadıkları, Kırşehir’de sıradan bir hayat süren bir kadının başına gelebilecek trajedinin çarpıcı bir örneği. Hayatın onu savurduğunu, annesi vefat ettikten sonra babasının da onu reddettiğini, sonrasında ise bir aile kurma hayaliyle Emre'ye sığındığını ifade etti.
HAMİLELİK VE DOĞUM OLAYI
Güneşcan’ın acı dolu hikayesi, hamilelik ve doğum sürecindeki zorluklarla daha da derinleşti. Emre’nin bebek istediğini söylemesine rağmen, hamile olduğunu öğrendiğinde tepki verdiğini ve hatta tuvalete kilitlediğini anlattı. "Bunun videolarını paylaştım. Sonrasında şikayetimi çekmemi istedi. Düzeleceğim söz veriyorum dedi," diyerek Emre’ye son bir kez güvendiğini belirtti. Ancak bu güven, yeni bir eve yerleştikten sonra yerle bir oldu; Emre, sürekli olarak "Çocuk benim değil" diyerek genç kadını yıprattı.
Doğum anında yaşadığı dehşeti ise izleyenler nefeslerini tutarak dinledi. 24 Mayıs'ta doğum yapmak üzere hastaneye tek başına gittiğini anlattı. Emre, o sırada arkadaşı Ahmet'le eğlenmek için pavyon ve gazino ortamlarını tercih etti. Hatta hastane personeli, refakatçi ve imza atan birinin olması gerektiğini söylediğinde, ne Emre’ye ne de babasına ulaşabildi. “Gece bir gibi hastaneye girdim. Doğum yaptığım saat 6. Benim çocuğumun bir tane kıyafeti bile yok. Ben doğurmam dedim. Bekleyeceğim dedim ben hastanede. Beni acil narkozlu doğuma aldılar" dedi.
Çocuğu çıplak doğurmak istemediğini, bu yüzden beklediğini anlattı. Doğumdan sonra Emre, umursamaz bir tavırla "Doğurdun mu bebek nerede?" diye sordu. Bebeğin hiçbir eşyası, hiçbir hazırlığı yoktu. Hastanede de çocuğunu reddetmeye devam etti. Hatta Emre'nin abisi ve ablasının hastaneye gelip, yeni doğan bebeğe soda vermeye kalktıklarını anlattı. Güvenliğin araya girmesiyle bu korkunç duruma son verildi. "Çocuğu öldürmeye mi kalktılar? Ben böyle düşünüyorum artık," diyerek yaşadığı dehşeti ifade etti.
DOLAPTA HİÇBİR ŞEY YOKTU
Tüm bu yaşananlara rağmen, Güneşcan Emre ile aynı evde yaşamaya devam etti. "Kabul ettim yine de," diyerek çaresizliğini dile getirdi. Sezaryen dikişleri olmasına rağmen tek başına kaldığını, evde yiyecek hiçbir şeyin olmadığını anlattı. Arkadaşlarının kendisine para gönderdiğini, sütü kesildiği için mama bile alamadığını belirterek, "Utanarak anlatıyorum ben bunu" dedi.
Emre’nin son darbesi, bebeğin kendisinden çıkma ihtimali ve nafaka ödeme korkusuyla geldi. Güneşcan’ın elindeki tüm bilgileri silmek için gece yarısı kavga çıkardı ve telefonunu elinden aldı. Bebeğe zarar verdiğini iddia ederek Güneşcan’ı videoya çekti. "10 gün geçmiş bir kez yatmamışım yemek yapmışım çamaşır yıkamışım evi silmişim süpürmüşüm. Daha da burası babanın evi mi yatma yeri mi diyor" diyerek yaşadığı zulmü anlattı.