Türkiye Odalar Borsalar Birliği (TOBB) Genç Girişimciler Üst Kurulu Üyesi Sedat Kılıç, Kahramanmaraş’ta uygulanan sanayi- üniversite işbirliğine vurgu yaparak: “Bu birleşme çok önemli. Yatırım yapan Kahramanmaraş bu birleşme ile de daha ileriye gidecek” dedi.


Girişimcilik hakkında A’dan Z’ye bilgiler veren Kılıç, kendi başarı hikayesini paylaştı. Üniversite 2’inci sınıfta yaptığı kaynak gazlarında verimlilik artışı sağlayan makine ile girişimciliği yeniden yazan Kılıç, Kahramanmaraş Ticaret ve Sanayi Odası ve Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi’nin yaptığı Ar-Ge Proje Pazarı’nın çok önemli olduğunu söyledi.


Kılıç şöyle konuştu: “Ankara’da Ticaret Odası’na girebilmek için etrafında gezip birilerinin bize gel demesini beklerdik. Burada Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Kemal Karaküçük size açık çek veriyor. Elinden geleni yapıyor. Her iki kurumun da bir arada çalışması çok büyük bir şans. Ben 60-70 üniversiteye seminer için gittim, çoğu üniversite ve ticaret odası birbirinden bağlantısız. Öğrenci projeyi geliştiriyor anlatacağı kimse yok. Acayip bir fırsat var önünüzde bunun değerlendirilmesi lazım”


ÖYLE GİRİŞİMCİ OLMAK İÇİN YOLA ÇIKMADIM


Kılıç başarı hikayesini ve başarmak için neler gerektiği konusunda ise şöyle konuştu: “Ankara TOBB Üniversitesinde makine mühendisliği okudum. 2’inci sınıfta okurken geliştirdiğim bir ürün ile iş hayatına başladım. 2004 yılında üniversiteyi burslu olarak kazandım. Babam öğretmen annem ev hanımı 3 kardeşiz. 2004 yılında Ankara’ya gittik, abim Eskişehir’de okuyordu. Ben girişimciliği istediğim için girişimci olmadım, o zamanki şartlarda para kazanmam gerekiyordu. Arayış içerisindeyken Adapazarı’ndan bir aile dostumuz, bir gaz tasarruf cihazı ürettiğini söylemişti gaz makineleri için. Sen de bunu Ankara’da satsana dedi bana. Bu makine yüzde 25-30 gaz tasarrufu sağlayan bir makine.


YENİLİĞİ HİÇ BIRAKMADIM


Her gün okuldan çıkıp 3 veya 4 tane vasıta ile sanayiye giderdim. Ürünle ilgili tecrübe edindikten sonra, ürünü geliştirmeye karar verdim. Çünkü her makineye uymuyordu. Sistem dahilindeki makinelerin yüzde 30’na uygulanıyordu. Farklı bir prototip geliştirdik. Ama ilk yaptığım prototip, buradaki proje pazarında gösterilen sizin ürünlerinizden daha kötüydü. Yüzde 25-30’luk tasarrufu yüzde 50’e çekeriz diye düşünüyorduk. Gebze’de bir firmada denedik bu makineyi, ilk deneme de tasarruf oranı yüzde 76 çıktı. Hemen patentini alıp ürünleştirdik. O zaman 23 yaşındayım.


FİRMA TEMSİLCİLERİ FARKLI TEPKİ VERİYOR


Bu ürünü tanıtmak için firmalara gittiğimiz zaman ‘Bütün dünya yapmadı sen mi yapacaksın?’ gibi tepkiler alıyorsunuz.  ‘Senin yaşın kaç’, ‘Senin yaşın kadar biz kaynak yaptık’ gibi tepkiler oldu. Bizde ise hedef 5 firmaya girip 2 firmaya kurulum yapıp 1’ine satış yaptığımız zaman bize yetiyordu. Bir üniversite öğrencisinin giderlerini sağlıyordu. Öğrenci evinde kalıyordum şirketi de evimi gösterdim. Çünkü ben burslu okuyordum, 2’inci sınıfta bu ürünü geliştirip patent başvurusu yapacağım zaman ailemin yanına gittim Adapazarı’na, anneme babama yaptığım icadı heyecanlı heyecanlı anlatım. Babam hiç tepki vermedi yemek boyunca. Annem aferin dedi. Yemekten kalktı babam,  ‘Biz oğlanı makine mühendisi olsun diye gönderdik, o hava gazı ile uğraşıyormuş’ dedi.


Bu cümleden sonra Ankara’ya gelip borç para bularak şirketi kurdum. Ben şirket kurduktan 3 ay sonra 2008 krizi koptu. Bütün firmalar işçi çıkarırken bizim ürünümüz satış patlaması yaşadı. 3-4 ayda bir arabanın kredisini ödeyecek para kazanmıştım. Bir arkadaşımın da kefil olması ile ikinci el bir araba aldım. O araba ile işim için 200 bin kilometre yol yaptım. 3’üncü sınıfta hocalarım beni çağırdı, Sedat okula neden gelmiyorsun diye. Sınavdan sınava gidiyordum okula. Sonra işleri düzene koyup okulumu da ihmal etmedim.


Okulda bir ödül töreninde ayaküstü bir hanımefendi ile sohbet ediyorduk. Hanımefendi ismimi sordu, şirketimi küçük bir kâğıda not alıp gitti. Anadolu Ajansı muhabiriymiş. Benim haberimi yaptı. Uluslararası siteler ile yaklaşık 3 bin sitede benim haberlerim gezdi. Büyük bir getirisi oldu”


HER 100 KİŞİDEN 5’İ GİRİŞİMCİ


Kılıç, Türkiye'de her 100 kişiden 5 kişinin girişimci olduğunu anlatarak Meksika'da bu oranın yüzde 17, Avrupa'da yüzde 12, ABD'de yüzde 11'lerde olduğunu belirtti ve  ''Dünya geneline bakıldığı zaman Türkiye'deki girişimcilik oranı yüzde 4.7 ile çok aşağı seviyelerde. Bu verinin yanında bunu etkileyen çok kötü bir veri var.  Bu 4.7'nin yüzde 80'i de zorla girişimci olmuş. Yani isteyerek girişimci olmamış. Çıkmış iş aramış, bulamamış, girişimciliği bir kariyer seçeneği olarak değil de zoraki, yani elinde avucunda ne varsa toparlayarak iş kurmuş. Yani düşünebiliyor musunuz, her 100 kişiden 1 kişi isteyerek kendi işini kurmuş'' dedi.


BAŞARI HİKAYESİ BİR KİŞİDEN ÇIKIYOR


Avrupa'daki bütün ülkelerde "Sizin önünüzdeki girişimcilikte engel ne?'' diye sorulduğunu, ortaya çıkan sonuçların 'siyasi sıkıntı, cesaret eksikliği' olduğunu kaydeden Kılıç, Avrupa geneli, ABD ve Kanada'ya bakıldığı zaman girişimciliğin önünde paranın sorun olmadığını, cesaret ve diğer sorunları sıralandığını, Türkiye'deki araştırmada ise kimsenin cesareti sorun etmediği, araştırmaya katılanların yüzde 85'inin paraya olan erişimi girişimciliklerinin önünde engel gördükleri sonucunun çıktığını kaydetti.


Türkiye'nin dünya genelinde 16. büyük ekonomiye sahip olmasının girişimci olan her 100 kişiden 1 kişinin çalışmasıyla ortaya çıktığını dile getiren Kılıç, ''Türkiye'de yeni şirket kurulumlarının yüzde 76'sı 3 sene içinde kapanıyor. Yani zaten yüzde 80'i zorla iş kuruyor. Yüzde 76'sı da kapanıyor, verimli olamıyor. Yani bu ülke bugün bahsettiğimiz bu başarı hikayesini her 100 kişiden birinin istekli olmasıyla ortaya çıkarıyor'' diye konuştu.