Bir Türk şirketi, Türkiye'nin ihracat pazarına yeni bir ürün ekledi. İşte nanoteknoloji..

Türk şirketi Nanovak, nanoteknolojik ürünler için maddeyi atomlarına ayıran "nanovakum sistemlerini" yurt dışına pazarlayarak Türkiye'nin ihracat pazarına yeni bir ürün ekledi.

Nanovak Genel Müdürü Prof. Dr. Zafer Durusoy, 2006'da kurulan şirketin "geleceğin bilimi" olarak gösterilen nanoteknoloji ürünlerinin yapımında kullanılan vakum sistemleri, parçaları ve kazanları üzerine AR-GE faaliyetleri yürüttüğünü anlattı.

Özellikle nanoteknoloji sistemlerinin Türkiye için çok yeni bir konu olduğunu vurgulayan Durusoy, "Şu anda Avrupa'da Türkiye'den çok daha büyük ölçekli kriz var. Buna rağmen kendimizi çok güçlü hissediyoruz. Katma değeri yüksek ürünler geliştiriyoruz. Sanıyorum Nanovak olarak Türkiye'de vakum konusunda ihracat yapan ilk firma olduk. Dolayısıyla ülkemizin ihracat yelpazesine yeni bir alan açtık" diye konuştu.

Nanoteknolojinin geliştirilmesi için gereken vakum, kaplama, lehimleme ve kaynak sistemleri üzerine ürünler geliştirdiklerini belirten Durusoy, bu ürünlerinin yüzde 30'unun özellikle yurt dışından gelen talepleri karşıladığını dile getirdi.

Türkiye'de pek çok AR-GE birimine de yerli vakum sistemleri kurduklarını anlatan Durusoy, bunlar arasında Vestel, Bilkent Üniversitesi NANOTAM, Boğaziçi Üniversitesi Elektrik Elektronik Bölümü, ASELSAN, TAEK gibi kurumların bulunduğuna işaret etti.

Yurt dışından temin edilmesi durumunda ortalama 150-200 bin dolara mal olan nanoteknoloji vakumlarının yerli üretiminin 50 bin dolara yapılabildiğini bildiren Durusoy, sözlerini şöyle sürdürdü: "Yerli teknolojilerle maliyetleri dörtte bir oranında indirdik. Hemen hemen Türkiye'de nanoteknoloji üzerine çalışmak isteyen her üniversitenin bu sistemlere ihtiyacı var. Genelde mali sebeplerle bu sistemlere sahip olunamıyor ancak büyük oranda talep oluyor. Bu nedenle bu teknolojinin Türkiye'de yaygınlaşması için ucuz ve kaliteli bu tür sistemlere büyük ihtiyaç bulunuyor."

ATMOSFERDEN 1 MİLYAR KAT DAHA TEMİZ

Vakum sistemleri hakkında bilgi veren Durusoy, nanoteknoloji ürünlerinin ancak temiz ortamlarda geliştirilebileceğini vurgulayarak, bu sistemlerin atmosfere göre bir milyar kat daha temiz olduğunu kaydetti.

Vakum sistemlerinde maddenin, atomlarına ayrıldığını anlatan Durusoy, şöyle devam etti: "Bu sistemlere herhangi bir maddeyi yerleştiriyorsunuz ve belli sıcaklıkta maddeyi eritip buharlaştırıyorsunuz. Bundan sonra bu madde atomları, herhangi bir yerde biriktiriliyor ya da bir yüzeye yapıştırılıyor. Bu çalışmaları atmosferik havada yaparsanız oksijenle ve diğer gazlarla birleşerek maddenin yapısı bozuluyor. Bizim sistemimiz bu atomlara ayrıştırılma esnasında gerekli temiz ortamları sağlıyor."

Prof. Dr. Durusoy, 2 yılda 500 bin dolar ticaret hacmine ulaşan şirketlerinin daha büyük yatırımlar yapabilmesi için sermaye ve insan gücüne ihtiyaç duyulduğunu sözlerine ekledi.