Kahramanmaraş Sanayici ve İşadamları Derneği (KASİAD) Başkanı A. Kadir Kurtul, yaşanmakta olan ekonomik durgunluk ve kriz ortamı nedeni reel piyasaların sıkıştığını öne sürerek; “Maalesef kapanan fabrikalarımız, ekmeksiz kalan çalışanlarımız oldu. Piyasaları rahatlatacak tedbirlerin ivedilikle alınmaması durumunda, kepenk indiren işletme sayısının her geçen gün artacağı endişesi taşımaktayız. Bu bağlamda hükümetimizden bazı önlemleri bir an önce almasını beklemekteyiz” diye konuştu.

Dernek binasında bu sabah düzenlenen ve Kanal 46'nın da takip ettiği basın toplantısında Başkan Kurtul’un yanı sıra; yönetim kurulu üyeleri; Fuat Sarıkatipoğlu, Hacı Dinçer, Ali Arpasatan, A. Duran Balsuyu, Kadir Gülkesen, Sıdık Ciğer, İsmail Bildirici ve Ömer Uncu ile Genel Sekreter Ahmet Görgülü de hazır bulundu.

Kentte görev yapan yerel ve ulusal mensuplarının büyük ilgi gösterdiği ve Kanal 46'nın da hazır bulunduğu toplantıda Başkan Kurtul, ekonomik gündemle ilgili konulurda açıklamalarda bulundu. Başkan Kurtul, şunları kaydetti:

“Bugün, tüm dünyayı kasıp kavuran global krizin nedenleri, etkileri ve çözüm önerileri konusunda KASİAD olarak görüşlerimizi bildirmek üzere sizlerle bir araya geldik. Hepinize katılımınızdan dolayı teşekkür ederim. İsterseniz, öncelikle bugünlere nasıl geldik sorusuna cevap arayalım.

a) Global Kriz Neden Çıktı?

Tüm dünya piyasalarını etkisi altına alan, finans sektörünün kurallarını alt üst eden, tüketicilerden hükümetlere kadar herkesin kabusu haline gelen global bir kriz dünyayı kasıp kavururken, bu krizin nedenleri hakkında bir çok değerlendirme ve yorumlar yapılıyor. Amerika’da yayınlanan Independent gazetesinde bir makelede krizin 20 temel nedeninden bahsedilirken birçok kurum ve kuruluş hedef gösteriliyor. Ana başlıklarla kriz sebepleri toparlanacak olursa:

1- Uzakdoğu ve Ortadoğu’da artan döviz rezervlerinin batılı ekonomilere borç olarak verilmesi, bunun sonucu düşen faiz oranları ve büyüyen emlak balonu

2- Batılı ekonomilere akan ucuz para ve 2000’li yılların başında artan ticaret fazlaları

3- Düşük faiz ve bollaşan para sonucu yatırımcıların riskli faaliyetlere yönelmesi,
düşük gelirlilere sağlanan geri ödenemeyecek sub-prime kredilerin çığ gibi artması ve talebin fiyatı sürekli baskı altında tutması

4- Ucuz paranın borçlu satın almaları arttırması ve bankaların ellerindeki mevduattan daha fazla borçlanmaları

5- Yüksek getirili yatırım çılgınlığının bankaları mortgage alanında menkul kıymet varlıkları üretmeye ve bunları yatırımcılara satmaya yöneltmesi. (Bankalara güven azalınca kimse borcun nerede olduğunu anlayamadı.)

6- Tüm bu olaylar gerçekleşirken, hükümetlerin, mali ve finansal piyasaları düzenleyen kurum ve kuruluşların gerekli düzenlemeleri yapıp tedbirleri zamanında almamaları

b) Global Krizin Dünyada ve Ülkemizde oluşturduğu ve oluşturucağı Etkiler

1929 Büyük Buhran’dan sonra dünya ekonomisinin yaşadığı en büyük kriz olarak adlandırılan global krizin bilançosu şu anda net olarak kestirilemezken, ülkelerin birbiri ardına açıkladığı kurtarma paketlerinin değeri 6 trilyon dolara yaklaştı. Başta Amerika olmak üzere birçok gelişmiş ülkede mali ve finansal piyasalar tarihlerinin en düşük değerlerini görürken bazı önemli yatırım bankaları iflasını açıkladı. Birçok zor durumdaki banka ve sigorta şirketi ise hükümetler tarafından kurtarılmaya çalışılıyor.

Dünya ekonomisinin milli gelir açısından yarısından fazlasına sahip bir bölümünde yaşanan ekonomik sorunlar, dış finansmana dayalı bir ekonomik büyüme yapısına sahip ülkemizi de her geçen gün iyiden iyiye etkisi altına almaktadır. Özellikle, bankaların yurt dışından sağladığı kredilerin en kolaylarından biri olarak bilinen sendikasyon kredilerinin geri ödemelerinin Kasım ve Aralık ayında yoğunlaşarak 3 milyar 750 milyon dolara ulaşacak olması ve bu kredilerin yurtdışındaki bankaların zor durumda olması nedeniyle yenilenememe veya hacminin azalması riski, finansal piyasaları endişelendirmektedir. Bu nedenle, bankaların reel piyasalardan kredileri geri çağırma olasılığı artmakta; kredi faiz oranlarının yükseltilerek reel piyasanın taleplerinin daraltılması gündeme gelmektedir.


Reel Piyasadaki Etki Tam Anlamıyla Hissedilmeye Başlamadı!

Kriz, ABD menşeli olmakla birlikte küreselleşmenin getirdiği sermaye ve ticaret bütünleşmesi ile birlikte önce "finansal kanal" üzerinden sonra da gecikmeli etkisiyle "ticaret kanalı" üzerinden tüm gelişmiş ülkelere sirayet etmiş durumdadır. ABD, Japonya, Kıta Avrupası' nın önde gelen ekonomileri ve İngiltere resesyonun eşiğine geldiler. Ülkemizin de içinde bulunduğu gelişmekte olan ülkeler gelişmiş ülkelerdeki yavaşlamadan şu ana kadar oldukça sınırlı bir şekilde etkilenmiş gözükmektedir. Ancak kısa soluklu olmayan bu krizin, gelişmiş ülkelerin toparlanmaya başlamasının en erken 2009 yılının ikinci yarısını bulacak olması da göz önünde bulundurulduğunda, gelişmekte olan ülkelere ciddi tahribatlar yaratacağı açıktır. Finansal piyasalarda "en kötü", son yaşananlardan sonra geride kalmış olabilir. Ancak "reel sektör" açısından asıl zor dönem yeni başlıyor.

İhracatımızın % 60’ını yapmış olduğumuz ülkeler bu krizden ciddi anlamda etkilenmiş ve ekonomileri durgunluğa girmiştir. Bu ülkelerdeki bankaların sağladığı kredilerle ticari hayatını devam ettiren birçok yurtdışı müşteri, finansal piyasaların sıkıntıda olması nedeniyle ya kepenk kapatmakta ya da ödemelerini vadelerinde yapamamaktadır. Bir yandan daralan ticaret hacmi, diğer taraftan ihracat bedellerinin zamanında tahsil edilememesine, yurtiçi ve yurtdışı bankaların ticari piyasaya sağladığı kredi imkanlarını azaltması eklenince, ülkemizde reel sektör sıkışmaya başlamıştır. Her geçen gün kapatılan işletme sayısı artmakta, işsizlik yükselmektedir. Türkiye’de ticari faaliyeti bırakan şirketlerin sayısı 2008 yılı Eylül ayında geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 34,5 artarak 2898'den 3899'a çıkmış; Eylül ayında kurulan şirket sayısı da geçen yıla göre yüzde 16,8 azalmıştır.

c) Krizde Alınması Gereken Tedbirler

Küresel kriz sürecinde birçok ülke tedbir paketlerini ardı ardına açıklarken, hükümetimizin olaya soğukkanlı bir şekilde yaklaşarak hiçbir önlem almaması gibi bir şey düşünülemez. Hepimize düşen vazifeler vardır; ama en önemli görev hükümetimize düşmektedir.

Krize Karşın 10 Tedbir

1- Öncelikle, alacaklarını tahsil edemeyen, kredi imkanları kısıtlanan sıkışmış reel piyasanın devletten alacakları KDV iadeleri, teşvik yasası kapsamında verilen enerji desteği geri ödemeleri gibi ödemeleri bir an önce yapılmalı ve reel piyasanın önü açılmalıdır.

2- Şu zor koşullarda, mevcut teşvik yasası en az 2 yıl daha uzatılmalıdır.

3- Eximbank’ın imkanları artırılarak ihracat rahatlatılmalıdır.

4- Bankaların aracılık maliyetleri azaltılmalıdır. Ticari banka kredileri üzerindeki %5 oranındaki Banka Sigorta Muameleleri Vergisi ve %3 oranındaki Kaynak Kullanımı Destekleme Fonu kesintisi kaldırılmalıdır.

5- KDV oranları özellikle hammaddelerde indirilmeli; SSK ve muhtasar vergileri de indirilerek işverenin yükü hafifletilmelidir.

6- Vadeli mevduat stopaj oranları %15’den %8’e indirilerek mevduatların yurtiçi bankalarda kalması sağlanmalıdır.

7- Reel sektörde ihracat ve istihdam önceliğine sahip sektörlere ve firmalara kamu kaynaklarından kredi sağlanmalıdır.

8- Kriz süresince başta ihracatçılar olmak üzere yerli sanayi korunmalı ve uluslar arası ticaret kanunları çerçevesinde haksız rekabetin önüne geçilmelidir.

9- Zora giren şirketlerin işçi çıkarmalarının önüne geçebilmek amacıyla İşsizlik Sigortası Fonu’ndan belli koşullarda ve sürelerde yararlanılması için gerekli düzenlemeler yapılmalıdır.

10- Dünya piyasalarında düşen petrol ve doğalgaz fiyatları göz önünde bulundurularak sanayinin en önemli girdilerinden olan enerji üzerindeki vergi yükü hafifletilerek maliyet düşürülmelidir.

Biz, Kahramanmaraşlı sanayici ve işadamları olarak bu kriz döneminde üzerimize düşen görevi fazlasıyla yerine getirmek için hazırız. Bu zor koşullarda, işletmelerimizi kapatmamak, çalışanlarımızı işsiz bırakmamak adına var gücümüzle çalışmaktayız. Ancak, sıkışan bu reel piyasada maalesef kapanan fabrikalarımız, ekmeksiz kalan çalışanlarımız oldu. Piyasaları rahatlatacak tedbirlerin ivedilikle alınmaması durumunda, kepenk indiren işletme sayısının her geçen gün artacağı endişesi taşımaktayız. Bu bağlamda hükümetimizden yukarda da bahsedilen önlemleri bir an önce almasını beklemekteyiz. Aksi takdirde, domino taşı etkisi gibi, ABD’de başlayan tüm dünya finans piyasalarını alt üst eden ve reel sektörde etkisini her geçen gün artıran global krizin; akabinde getireceği ekonomik daralma, artan işsizlik oranı ve oluşacak sosyal patlamalar başta hükümetimiz olmak üzere herkesi olumsuz yönde etkileyecektir.”

Başkan Kurtul, bu yılın sonunda bitecek olan teşviklerin yeniden uzatılması gerektiğini de öne sürerek, basın mensuplarının gündemle ilgili sorularını cevaplandırdı. (www.kanal46.com)






YASAL UYARI: HABER METNİ İLE FOTOĞRAFLARIN BASIN-YAYIN ORGANLARI VE İNTERNET SİTELERİ TARAFINDAN 'KANAL 46' ADI KAYNAK VE MAHREÇ GÖSTERİLSE DAHİ İKTİBAS EDİLMESİ KESİNLİKLE YASAKTIR. BU YASAĞA UYMAYANLAR İDARİ VE MALİ CEZALARI PEŞİNEN KABUL ETMİŞ SAYILIRLAR. KANAL 46 BU KONUDAKİ TELİF VE YAYIN HAKLARINI SAKLI TUTAR.. KAMUOYUNA SAYGI İLE DUYURULUR...