Erdoğan, Topbaş, Kılıçdaroğlu ve Diyojen
Diyojen'den bir hikâye: Dar bir sokakta, zengin ama kibirli bir adamla karşılaşır Diyojen. İkisinden biri kenara çekilmedikçe geçmek kolay değildir. Zengin, mağrur bir edayla, hor gördüğü filozofa "Ben bir serseriye yol vermem" der. Diyojen "Ben veririm" diye kenara çekilir.
Diyojen'e bir adamın ne kadar akıllı olduğunun nasıl anlaşılacağını sorarlar.
- Konuşmasından...
- Peki ya hiç konuşmazsa?
- O kadar akıllı olanı henüz yok dünyada, cevabını verir.
Diyojen benzetmesi, bence Kemal Kılıçdaroğlu'nu sevindirmiştir. Diyojen, yerleşik kurallara karşı çıkan, sade bir hayat tarzını benimseyen ve herkese zor şartlarda dahi kişinin mutlu olacağını göstermeye çalışan bir filozoftur. Bilge bir kişidir.
Yazımızın başında ifade ettiğimiz düşünceyi tekrarlayalım.
İstanbullu, Kadir Topbaş'ı seviyor, hizmetlerini beğeniyor.
Yarış, AK Parti ile CHP'nin siyasi çekişmesine dönüşmemeli.
Acaba Kadir Topbaş, Tayyip Erdoğan'a dönüp, Diyojen'in Büyük İskender'e söylediği gibi "Gölge etme başka ihsan istemem" diyebilir mi?
Hamas ve PKK
Milletvekili dokunulmazlığına rağmen, DTP'li Aysel Tuğluk'u yargıladılar. Zira Yargıtay'ın kararına göre, işlediği eylem dokunulmazlık kapsamında sayılmıyor. Yeni bir tartışma başladı. Kimine göre, ceza Yargıtay tarafından onanınca, milletvekilliği otomatik olarak düşecek; kimi ise, cezanın ancak milletvekilliği dokunulmazlığı sona erdikten sonra infaz edilebileceğini söylüyor.
Bence, Tuğluk'un dokunulmazlığına saygı gösterilmeli. Aksi takdirde, Yargı'nın Yasama'nın alanına müdahale etmesi söz konusu olur. Ayrıca, katılmasak dahi, Tuğluk'un görüşleri, düşünce hürriyeti kapsamındadır. "Abdullah Öcalan'a terörist dersek halkın karşısına çıkamayız. PKK'yı terörist ilân ederek bu sorunu çözemeyiz" demiş. DTP'nin, PKK'nın Meclis'teki siyasi uzantısı olduğunu bildiğimize göre, Aysel Tuğluk'un sözlerini niçin yadırgayalım? Öte yandan, PKK ile Hamas'ı mukayese etmesi tam bir şaşkınlık işareti: "Türk hükûmeti, Batı'nın terör listesinde bulunmasına rağmen Hamas'a sahip çıkıyormuş. PKK'ya ise, terörist denilmesini istiyormuş." Böyle bir mukayeseyi, sırf AK Parti'yi kötülemek için, başkaları da yapıyor.
Filistin toprakları, Gazze ve Batı Şeria, İsrail'in 1967'den beri işgali altında. Gazze yıllardır açık hapishaneye döndü. Kürt kökenli vatandaşlarımızın durumu, Filistinlilerle mukayese edilebilir mi? Ne de Türkiye'nin ve Türklerin, Kürtlere yaklaşımıyla, İsrail'in uyguladığı devlet terörü karşılaştırılabilir.
NAZLI ILICAK
nazli.ilicak@sabah.com.tr
Sabah