" Kim " deyince akla iki nitelik gelir: 1) Kişinin adı, soyadı vs. 2) Konumu, titri, kariyeri.
" Bir Numara " denilen o kişinin kimliğini bilenler var elbette. Mesela Ergenekon Savcısı Zekeriya Öz ve gazeteci Şamil Tayyar hemen akla gelenler. Eh, onlar bildiğine göre mutlaka başkaları da vardır.
Ama tabii bilmek ya da " çok güçlü biçimde tahmin etmek " yetmez. Hukuki açıdan bir anlamı olması için o kişinin Bir Numara olduğunu ispat etmek de gerekir.
Olaya başka bir açıdan daha bakabiliriz: "Bir Numara" nasıl birisidir? Yani mesleği, titri, kariyeri nedir?
Son günlerde 'Bir Numara'nın asker kökenli bir kişi değil, belki de bir işadamı olduğu öne sürüldü.
Sürekli okurlarımız hatırlar:
Üst düzey komutanlık yapmış kişiler, henüz Ergenekon davası bağlamında tutuklanmamışken ne demiştik?
"Madem Veli Küçük emekli bir ' tüm' general, o halde bunun ' tuğ'u, 'kor'u, ' or'u da olmalı."
Bunun üzerine neler neler söylediler. "İçeriden" bilgi alıyormuşum; falan filan.
Halbuki çok basit bir gerçekten hareket ediyordum:
Askerler, ordudaki hiyerarşiyi başka alanlarda da sürdürür. Böyle "örtülü ve silahlı devlet işleri " söz konusu olduğunda sivillerden emir almazlar.
Karşılaştırma yaparsak: Mesela şirketlerin güvenlik birimlerinin başına emekli askerlerin getirildiği çok görülür.
Bu emekliler elbette patrona ya da genel müdüre bağlı olarak çalışır. Ancak Ergenekon tipi " işlerde " bir sivilden emir almazlar. Kendi bildik hiyerarşilerine göre davranırlar. (Tabii genel bir eğilimden söz ediyorum, birkaç fire çıkabilir.)
Özetlersek: Ergenekon'u yöneten 'Bir Numara'nın bir işadamı, daha doğrusu bir "sivil kişi" olması imkansız.
Çünkü 'sivil lider' bu tarz örgütlenmelerin mantığına aykırı:
Elbette Ergenekon'un çok önemli pozisyonlarında siviller bulunabilir ama hiçbiri 'Bir Numara' olamaz.
Bir işadamı, finansman kaynakları bulmak, çeşitli derneklerin, vakıfları (hatta medyanın) desteğini sağlamak üzere örgütte çalışabilir.
Ama diyelim ki " Danıştay'a saldırı