Yeni Şafak'ta Taha Kıvanç imzasıyla yazan ve İlhan Selçuk, Kemal Alemdaroğlu ile Doğru Perinçek'in gözaltına alınmasının ardından, operasyonu daha önceden bildiği şeklinde yorumlar yapılan Fehmi Koru, yine ilginç bir yazı kaleme aldı. Koru bugünkü yazısına İlhan Selçuk'un gözaltına alınması sonrasında yaşadıklarını anlatarak başlarken, Selçuk'un "yakın dostları"nı anlattı. Bu isimlerin üçü de asker kökenli ve Cumhuriyet Gazetesi Vakfı yönetiminde...
İŞTE KORU'NUN YAZISI:
Huzurum kaçmaya görsün
İlhan Selçuk salıverildi, bana saldırılar ise devam ediyor. Çok ilginç bir dönemden geçtiğimizi artık hepimiz biliyoruz; özellikle de İlhan Selçuk, Doğu Perinçek ve Kemal Alemdaroğlu'nun 'Ergenekon operasyonu' kapsamında gözaltına alınmaları hepimizin gözünü açmış olmalı. Polisler evine geldiğinde çay ikramına nail olmuşlar İlhan Bey'in, savcılar da mahkemeye sevk etmeden kendisini salıvermişler.
İlk gün yansıtıldığı kadar ayağa kalkmayı gerektirecek bir şey yokmuş sizin anlayacağınız...
83 yaşındaki bir yazarın gecenin bir vakti evinden alınması hoş bir şey mi? Elbette değil. Daha nazik ve kamu vicdanını rencide etmeyecek bir yöntem bulunabilirdi. Gözaltının uzamaması, tutuklama ihtiyacı duyulmaması rahatlatıcı. Savcılar bilmek istediklerini öğrenmiş, ipuçlarını birbirine bağlayacak irtibatları kurabilmişler midir?
Bilmiyorum. Tıpkı son günlerde yazılarıma sıkça konuk ettiğim İlhan Selçuk'un gözaltına alınacağını bilmediğim gibi. Tıpkı daha önce gözaltına alınanlarla ve bundan sonra alınabileceklerle ilgili hiçbir bilgim ve ilgim olmayışı gibi...
Kendileri olsa bu durumdan yararlanmaya kalkışırlardı. Geçmişi hatırlayın: Yazarlarından bazıları politikacılar ve devlet görevlileriyle ilgili iddialarda bulunur, ısrarla işin peşini takip ederlerdi; sonunda göz altına alınırsa politikacı veya memur, "Bizim sayemizde" diye başlık atarlardı. Yaşa saygı da yoktur bunlarda; torun-torba sahibi nice insanı zindanlara attırdıkları için övündükleri bilinir...
Yaşlı birini zor durumda görmek, yaşını başını almış kişi ne kadar yanlış işler yapmış olursa olsun, bizleri huzursuz eder. "İlhan Selçuk gözaltında" haberi beni çok mutsuz etti. Bir yandan bu mutsuzluğu, bir yandan da buna sebep olduğum iddiasının rahatsızlığını yaşattılar bana; esas kahrolduğum bu...
İlhan Selçuk dikkatle izlenmeyi hak eden yazılar yazıyor. Ben de burada fırsat düşürüp yazdıklarını değerlendiriyorum. Sadece ben değil, medyada İlhan Selçuk'u yakın takibe almış pek çok meslektaş var, onlar da yazıp duruyorlar. O da kendisine takılanlara bazen cevap veriyor. Türk basınında bugüne kadar hep olduğu gibi.
Birdenbire şunu anladık: İlhan Selçuk hakkında yazı yazılmaması gereken dokunulmaz biriymiş... Televizyon ekranlarından, "İlhan Selçuk'umuzu ihbar ettiler" diye bağıranlar herhalde bu kanaatte olmalılar. Ne yapmışım ben? İlhan Selçuk'la ilgili yazı yazma dışında? O yazılarda kendisinin yazdıklarının satır aralarını deşifre etmeye çalışmışım. Afedersiniz de, 'Ergenekon' gibi bir dosyayı elinde bulunduran savcı yazımı okuyup "Haydi, İlhan Selçuk'u da içeriye alayım" mı demiş oluyor?
Ben yazıyormuşum, savcılar göz altına alıyormuş... Bunu iddia eden nasıl bir kafadır yahu?
Aslında bu soruyu sormamam gerektiğini biliyorum. Çünkü bu tür olayların nasıl cereyan ettiğinin farkındayım. Durumdan vazife çıkarmak nedir, haberdarım. Gözaltıyla birlikte dikkatlerin bir-iki isim üzerinde yoğunlaştırılması elbette masum bir davranış değildi; masum olmadığı için de yukarıdaki sorularımı sorulmamış kabul edebilirsiniz.
Biliyorsunuz, geçmişte Milli Güvenlik Kurulu'nda görev yapmış kuvvet komutanı düzeyindeki bazı subaylar emeklilik sonrası Cumhuriyet Gazetesi Vakfı yönetimine girdiler. Bunlardan biri Aytaç Yalman, diğeri Şener Eruygur... Şener Eruygur aynı zamanda Atatürkçü Düşünce Derneği'nin de başkanı. Bu arada yine eski komutanlardan Doğu Silahçıoğlu da Cumhuriyet'e yazılarıyla sürekli katkıda bulunuyor.
İlhan Selçuk'un böyle bir dost çemberine rağmen gözaltına alınabilmesi esas hayret sebebi olmalı.
Ergenekon konusu ne zaman açılsa hemen tepe yöneticiler akla gelir. 2 ve 3 numaranın isimlerinin baş harflerini bu konuyu yakından izleyen, kitap yazan bir meslektaş açıkladı; '1 numara' ise çok korkutucu biri olmalı ki kimse onun adını telâffuz edemiyor. Savcılar onu biliyor mu, yoksa gözaltına aldıklarından öğrenmeye çalıştıkları '1 numara' denilen kişinin kimliği mi?
Şimdiye kadar hiç önemsemediğim bu konuyu şimdilerde kafama takmamın sebebi, İlhan Selçuk'un gözaltına alınmasıyla birlikte üzerime üzerime gelinmesini '1 numara' denilen kişinin orkestra şefliğine bağlamam. Onun yönlendirmesiyle sağa bakıp hizaya geçmiş olmalı saldırganlar... Bu sebeple benim için de önemli biri haline geldi artık '1 numara'...
Doğu Perinçek de gözaltında, Kemal Alemdaroğlu da; kimsenin aldırdığı yok. 80'i aşmış olmayabilirler, ama onlar da yaşı kemale ermiş ve ismi duyulmuş kişiler... Salıverilmek şöyle dursun, gözaltı süreleri uzatılıyor da kimse sesini yükseltmiyor.
Peki, bunun sebebini bilen var mı?"
Not: Kemal Alemdaroğlu sabaha karşı serbest bırakılırken, Doğu Perinçek ise tutuklandı. (Milliyet)
Fehmi Koru'dan üç isim daha
Trend Haberler

Kahramanmaraş'ta o mahallenin ismi değişti, vatandaşlar şaşkına döndü!

AK Parti İl Başkanı Gül'den 'Tevfik Tepebaşı' açıklaması: Müteahhidin yakınları bile oturamayacak

Kabine sil baştan! Ayrılması muhtemel isimler belli oldu: 5 bakanın koltuğu sağlam

Kahramanmaraşlı vatandaş 'Recep Tayyip' olan ismini değiştirdi

Kahramanmaraş'ta tüp fiyatları cep yakıyor

Kahramanmaraş Halı Yıkamacılar Derneği'nden anlamlı etkinlik
Ekonomiden memnun musunuz?
Ankete Katıl