Ölmez şunları söyledi;

“Albert Einstein’ın aynı şeyi tekrar tekrar yapıp her seferinde farklı sonuç almaya çalışmayı aklı başında olmamak diye tanımlaması sıkça tekrarlanan bir aforizmadır.

Merkez Bankası’nın faizi iki puan düşürme kararı bana Einstein’ın o özlü sözünü hatırlattı.

Şahap Kavcıoğlu ve Para Politikası Kurulu’ndaki (PPK) ekibi para politikasında sınırları zorlamaya devam etti.  Ekonomik gerekçelere dayandırılması mümkün olmayan 200 baz puanlık faiz indirimi ile politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranının %18’den %16’ya indirdi. Bu kararın ardından Enflasyonun artması da gelecektir.

Merkez bankası’nın 200 baz puan indirerek TL’de değer kaybını ve enflasyon sarmalını beslemesinin ne gibi bir amacı olabilir?  Türk halkını giderek fakirleştirmesi  pahasına ne gibi bir hedefe kilitlenmiş olabilir?  Cari fazla yaratarak enflasyonla mücadelenin para politikası ile değil, yapısal dönüşüm ile orta ve uzun vadede ancak geleceği de hesaba katıldığında Kavcıoğlu’nun bugünkü adımını nasıl açıklayabiliriz?

Türkiye’yi ucuzlatma amaçlı bir operasyon söz konusu. Milli parası TL olmayanlar için ‘Türk malı’ olan her şey bedavadan ucuz bugün.  Türk’ün cebini yakan fiyatlar yabancılar için bozuk para bile etmiyor. Bunu duyan dünya vatandaşları ülkemize alışveriş seferleri düzenleseler hiç şaşırmayacağım. Yabancı yatırımcılar en değerli varlıklarımızı ucuza kapatabilirler; yeter ki, bedelini TL dışındaki para birimleriyle ödeyebilsinler.

Merkez Bankası’nın son kararı hangi amaçla alınmış olursa olsun, günün sonunda, o karardan beklenen olumlu senaryonun işlememesi ve TL’nin değerinin düşmesi, enflasyonun artışa geçmesi gelişmeleri ile baş başa kalmamız galiba yine kaçınılmaz olacak.”