elektrik faturalarından TRT payını da kaldıran yasa teklifindeki; "emekli maaşı alanların, Kızılay gibi yardım alan kuruluşlardaki aylıklarının kesilmesini önleme" düzenlemesinin önemini vurgularken, çarpıcı bir uyarıda bulundu. Düzenlemenin yasalaşmaması halinde stratejik görevlerde çalışanlara 5 yıl geriye dönük tazminat çıkacağını, kurumda  çalışacak uzman kalmayacağını aktaran Kızılay Genel Müdür Yardımcısı Nurettin Hafızoğlu, bu durumda kök hücre çalışmalarının kesintiye uğrayacağını, ilik nakli operasyonlarının duracağını, kan bankacılığının da olumsuz etkileneceğini kaydetti.

‘Kızılay mağdur olacak’

Hafızoğlu, teklifin komisyon görüşmelerinde, Kızılay'ın kök hücre çalışmalarını da yürüttüğünü kaydetti. Hafızoğlu, "Kan hizmetleri faaliyet alanında 3 bin 700 personel çalışmakta. Bunların 500'ü doktor, bin 100'ü yardımcı sağlık personeli. Doktorlarımızın içerisinde devletten emekli olmuş, özellikle, silahlı kuvvetlerden 46 yaşında yıpranma tazminatını alıp bize gelmiş uzman arkadaşlarımız var. Bunlar laboratuvarlarımızda stratejik noktalarda çalışmakta. Gelinen noktada bu arkadaşlarımızın ücretlerinin kesilmesi, operasyonların durması gibi bir mağduriyet oluşmakta. Ufuktaki tehlike şu: Kızılay mağdur olacak" dedi. Hafızoğlu şöyle devam etti: "Mesela kök hücre alanında yaptığımız çalışmalar akamete uğrar. Bizim kök hücrede 820 bin gönüllü bağışçımız var. 790 bini aktif. 3 bin 300 ilik nakli yapıldı ve bunların büyük çoğunluğu çocuk. Bu operasyonlar duracak. Laboratuvardaki uzmanlarımız maaşı kesilecek olan emeklilerden oluşuyor. Maaşları kesilince ayrılacaklar." Hafızoğlu bu çalışanlara 5 yıl geriye dönük tazminat yükü çıkarılacağını ve ayrı bir mağduriyet yaşanacağını bildirdi.

Hazine: İstisna yaratacağız

Hazine ve Maliye Bakanlığı Sağlık ve Sosyal Güvenlik Dairesi Başkanı Tunç Benderlioğlu ise, Yeşilay, Kızılay ve Yunus Emre Vakfı gibi kuruluşların bütçeden "dernekler" kodundan ödenek aldıklarına dikkat çekti. "Peki bu olay Kızılay'da neden bu noktaya geldi?" sorusunu yönelten Benderlioğlu, kendi sorusuna şöyle yanıt verdi: "Sosyal Güvenlik Kurumumuz sistemde kayıtlarını düşerken bir otomasyonla kamu idarelerini net bir şekilde tanımlayabiliyor. Özellikle bütçeden yardım alan kuruluşları sınırlandırmamızın sebebi, bunların bir kamusal vazife görmesi, aynı zamanda da bütçede tanımlı olarak bunlara bir kaynak aktarılmasıdır. Burada aylıkları kesilen, özellikle de 2020 yılında Sosyal Güvenlik Kurumuyla yazışmalar neticesinde ortaya çıkan bir vaka var. 5335 sayılı Kanun 2005 yılında yasalaşırken bütçeden yardım alan kuruluşları da kapsama almış, dönem içerisinde aylıkların borç çıkarılması gibi durumlar ortaya çıktı. Farklı hizmetlerin aksamasına sebebiyet veren Kızılay örneğindeki gibi durumlarla karşılaşıldı. Mağduriyet oluşmaması açısından da bu düzenlemeyle dört kurumla sınırlı olarak bir istisna yaratıyoruz."

Kaynak: Milliyet