Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ, bölücü terör örgütünün yaptığı eylemlerin başarılı gibi gösterenlerin akan ve akacak olan her damla kanın sorumluluğuna ortak olacaklarını belirterek, "Herkesi dikkatli olmaya ve doğru yerde bulunmaya davet ediyorum" dedi.

Genelkurmay Başkanı Başbuğ, Balıkesir'de düzenlediği basın toplantısında, astsubay meslek yüksekokulunda bulunmak ve öğrenci alayına sancak tevdi etmekten mutluluk duyduğunu ifade ederek, "Bizim için subay ve astsubaylar ordumuzun iki temel direğidir. Dolayısıyla bugün burada bulunmaktan, onların komutanı olarak büyük bir gurur duyuyorum" dedi.

Aktütün karakolunun emniyetini sağlayan Bayraktepe'de meydana gelen olayları değerlendiren İlker Başbuğ, şunları kaydetti:

"İlk önce şunu herkesin iyi anlamasını istiyorum. Bu olay, Bayraktepe'de meydana gelen olay, bölücü terör örgütü açısından adeta bir intihar saldırısıdır. Bunu açın okuyun, öğrenin. Bayraktepe'de çarpışan askerlerimiz açısından ise bu bir kahramanlık destanıdır. Olayın hemen akabinde, her zaman olduğu gibi olayın bütün boyutlarının incelenmesi görevi, Kara Kuvvetleri Komutanı tarafından İkinci Ordu Komutanına verilmiştir. İncelemenin sonuçlanmasını müteakip, kendine güveni olan bütün kurumlar gibi, ki Türk Silahlı Kuvvetleri'nin kendine olan güveni tamdır. Dolayısıyla kendine güveni tam olan kurumlar gibi bu incelemenin sonuçlanmasını müteakip, elbette kamuoyuyla palaşılması gereken hususlar, komuoyuna bilgi olarak verilecektir. Ayrıca bu konulara ilişkin bilgileri sızdıranlarla ve bu gizli bilgileri kullananlar hakkında da adli işlemler başlatılmıştır.

Bütün bunlara rağmen bölücü terör örgütünün yaptığı eylemleri, altını çiziyorum, başaralı ıgibi gösterenler akan ve akacak olan her damla kanın sorumluluğuna ortak olurlar. Bunu herkesin iyi anlamasını istiyorum. Türk Silahlı Kuvvetleri bugün her zamankinden daha güçlü, daha kararlı, daha azimlidir. Son günlerde yoğunlaşan sistemli saldırılar, emin olunuz ki Türk Silahlı Kuvvetleri'nin gücünü, kararlığınını artırmaktan başka hiçbir işe yarayamaz. Bir ordunun bu tip saldırılar karşısında, ki bu saldırılar doğru bilgiye dayanmayan, sınırlarını aşan eleştirilerdir. Bu tip saldırılar karşısında her ordunun vereceği cevap ve tepki bellidir. Bu husus bütün ordular için de geçerlidir. Bu açıdan son sözüm şudur: Herkesi dikkatli olmaya ve doğru yerde bulunmaya davet ediyorum. Benim size bugün söyleyeceğim bunlardır."

Başbuğ'un açıklamaları nasıl yorumlandı?

Radikal Ankara temsilcisi Murat Yetkin , Vatan yazarı Ruşen Çakır ve Genelkurmay Başkanı'nın açıklamalarının muhatabı olan Taraf Gazetesi'nden Yasemin Çongar, Genelkurmay Başkanı Org. İlker Başbuğ'un yaptığı sert açıklamayı değerlendirdi

YASEMİN ÇONGAR / TARAF

''Aşırı sert bir açıklama. Bir Genelkurmay Başkanı'ndan beklenmeyecek bir uslüpla konuştu. Bu çok üzücü ama esas üzücü olan kamouyonun beklediği bilgilerin bu açıklamada olmamasıydı. Bu saldırı neden amacına ulaştı, ulaşmadıysa neden bu kadar şehit verildi, bir Genelkurmay Başkanı'nın görevi bunları açıklamak olmalıydı. Konuya ilişkin soruşturma açıldığını söyledi, bu sevindirici ama daha önce benzer soruşturmalarda bu incelemelerin sonuçları kamuoyuyla paylaşılmadı. Bundan sonra paylaşılacak mı, bilmiyoruz...

Aktütün olayında Taraf'ın yayınladığı bu belgeler Genelkurmay'ın saldırıdan haberdar olduğunu gösteriyor. Bu yöndeki okumamız doğru mu, doğruysa gereği neden yapılmadı? Bunların cevabını vermeyip, tehditkar bir üslüp kullanması son derece üzücü. Genelkurmay başkanı topluma bunların hesabını vermek zorundadır. Biz gazetemize ulaşan belgelerin doğruluğundan emin olduğumuz sürece elimize geçen bilgileri yayınlıyoruz, yayınlamaya da devam edeceğiz.''

MURAT YETKİN / RADİKAL

"Aslında açıklama için söylenecek pek bir şey yok. Genelkurmay'ın yayınlara ne kadar tepkili olduğunu öğrenmiş olduk. Çok açıklayıcı değildi, daha çok tepki gösteren bir açıklamaydı. Gizli bilgileri sızdıranlara ilişkin mesajlar verdi, ama Aktütün konusunda yapılan yayınlar doğru muydu bunu anlamak mümkün olmadı. Bu açıklama yayınlanan belge ve bilgilerin doğrulandığı anlamına geliyor mu, gelmiyor mu, bu net değil. Soru sorma imkanı olsaydı bunların doğru olup olmadığına ilişkin bir şeyler söyleyebilirdik. Keşke gazetecilere soru sorma imkanı verilseydi de bunları anlayabilseydik." RUŞEN ÇAKIR / VATAN

''Çok sert bir açıklama. Başbuğ bu sert açıklamasıyla çıtayı o kadar yükseltti ki o çıtayı aşmak nasıl olacak bilmiyorum. Devamının geleceğini gösteren çok sert bir açıklamaydı. Aktütün olayında terör örgütünün başarılı olarak gösterildiği şeklindeki sözleri de dikkat çekici. Belli ki bu yöndeki yayınlar Genelkurmay'ı çok rahatsız ediyor. Bu sızma olayını Başbuğ'un çok ciddiye alacağını biliyorduk ama göreve geldikten çok kısa bir süre sonra sızmış olması bu olayın artık Genelkurmay için kronik bir hal olduğunu gösteriyor. Genelkurmay'ın bunun üstüne gideceğini, bununla çok ciddi olarak uğraştıklarını söyleyebiliriz.

Dağlıca olayında da benzer bir açıklama olmuştu ama kamuoyuna yönelik bilgilendirme yapılmamıştı. Sızan bilgi ve belgelere yönelik kendi içlerinde bir değerlendirme yapıyorlar ama bunların kamuyonu bilgilendirmek için kullanılacağını sanmıyorum.

Belki eskiden de sızıyordu ama yayınlanma konusunda ürkek davranılıyordu. Ama şimdi bazı gazeteler özellikle Taraf gazetesi bu yönde çok aktif bir yayın çizgisi izliyor. Birçok belge Taraf'a sızdı. Ama örneğin polisi zor durumda bırakacak bir belge görmedik mesela Taraf'ta, nedense daha çok askere yönelik. Yasemin Çongar daha önce kaynaklarına ilişkin açıklamada 'birkaç iyi adam' filmine gönderme yapmış, ellerine geçen belgelere birkaç iyi adamın sızdırması sonucu ulaştıklarını belirtmişti.

Genelkurmay'ın rahatsız olduğu iki konu olduğunu söyleyebiliriz:

- Genelkurmayın gizli belgesinin medyaya sızıyor olmasından

- Bu bilgilerin sunuş şeklinden rahatsızlar.''

BASIN KONSEYİ BAŞKANI EKŞİ: "ÜSLUP DOĞRU DEĞİL"

Basın Konseyi Başkanı Oktay Ekşi ise şunları söyledi:

“Genelkurmay Başkanı Orgl.İlker Başbuğ’un Türk Silahlı Kuvvetlerini yıpratmayı amaçlayan kampanya nitelikli yayınlar nedeniyle tepki duyması normaldir. Bu yayınlara karşı Silahlı Kuvvetlerimizin hukukunu koruması da hem hakkı hem de görevidir. Ancak bu tepkinin medya dünyasını tedirgin etmeyi amaçladığı izlenimini veren bir üslupla dile getirilmesi doğru değildir.

Sayın Başkanın haklı mücadelesinde kendisini desteklemek bu ülkeye sevgi ile bağlı herkesin görevdir ancak bu görevin bihakkın yerine getirilmesi sadece ifade özgürlüğüne hepimizin saygı duyduğu ortamda mümkün olur.” (Milliyet internet sitesinden alınmıştır.) (Bu bölümü ekleme saati: 17.15, 15.10.2008)