İnternet yoluyla tehditler gelmeye başladığını söyleyen Karakaya, “Gazetecilik hayatım asıl şimdi başlıyor. Beni susturmak istiyorlar, ama kalemimi kırdırmayacağım” dedi.

Yazdığı haber nedeniyle mahkeme tarafından 375 gün süreyle meslekten men edilen Havva Karakaya, yaşadıkları için, “şaşırıp kaldığını” söylüyor. Milliyet’e konuşan Karakaya, “Aslında gazetecilik hayatım 6 yıl önce değil de şimdi başlıyor. Amaçları Kırşehir’de tek kadın gazeteci olarak beni susturma kararı ile men etmekti. Ama kalemimi kırdırmayacağım” dedi.
Kırşehir’de, kısıtlı imkanlarla çıkardığı gazetesindeki haberler nedeniyle hakkında dava açılan Karakaya, yargılanan yüzlerce gazeteciden birisi olduğunu düşünüyordu. Ancak, Kırşehir 2. Asliye Ceza Mahkemesi, dava sonunda verdiği kararla Karakaya‘nın, basın tarihine geçmesini sağladı.

Okulunu bitiremedi

Mahkeme, basın yoluyla hakaret suçunu işlediğine karar verdiği Karakaya’yı 7 bin 500 lira para cezası ile cezalandırmakla yetinmedi, 375 gün süreyle de mesleğinden men etti. Mahkeme, bu kararını, basının da kamu niteliğindeki bir meslek kuruluşu olduğu yorumuna dayandırdı. Avukatlar, doktorlar gibi bir meslek odasına bağlı olmadan yapılamayan meslekler arasında gazeteciliğin bulunmamasına rağmen mahkemenin “meslekten men” kararı vermesi basın tarihine geçti.

Türkiye’nin meslekten men edilen tek gazetecisi Karakaya, meslek hayatının henüz başında. 1983 doğumlu Karakaya, ilk, orta ve lise öğrenimini doğduğu kent olan Kırşehir’de tamamlamış. Gazeteci olmak isteyen Karakaya, Gazi Üniversitesi İletişim Fakültesi’ni kazanınca, Ankara’ya gelmiş. Ancak, özel nedenlerden dolayı eğitimini tamamlayamayıp yeniden Kırşehir’e dönmüş. Buna rağmen gazetecilik yapma kararlılığını sürdüren Karakaya, meslek hayatına da Kırşehir’de başlamış.

Karakaya, Kırşehir’e döndükten sonra başlayan gazetecilik macerasını ve yaşadıklarını Milliyet’e, şöyle anlattı:

Hep doğruları sundum

“Okuldan dönünce, Kırşehir’de yerel bir kanalda işe başladım. Gazeteci olmaya kararlıydım. Yerel bir kanalda muhabirlik, haber sunuculuğu yaptım. Daha sonra bu işi daha iyi yapmak için kendi imkanlarımla hareket edebileceğimi düşündüm.

Binbir zorlukla, Kırşehir Postası gazetesini açarak yayın hayatına başladım.

2009 yılından bu yana Kırşehir Postası gazetesi olarak Kırşehir’de yerimizi aldık. Ben gazeteyi açarken tek bir amacım vardı, birilerinin himayesi altına girerek değil de sadece kendi doğrultumda gerçekleri yazarak Kırşehir halkına doğruları sunmak. Öyle de oldu.”

Umuyorum son olur

Gazeteci Havva Karakaya şöyle devam etti:

“Gazeteyi çıkardığı ilk günden bu yana kadar Kırşehir Belediyesi’nin yapmış olduğu usulsüzlükleri, yolsuzlukları korkmadan, çekinmeden yüreklice yazdım. Belki bu haberler sadece Kırşehir Postası’nda çıktı.

Daha sonra da ‘Kırşehir Belediyesi’ne soru’ niteliğinde yazmış olduğum haberden dolayı para cezası ile 375 gün meslekten men cezası aldım. Bu karar doğru muydu? Bunu bütün hukukçular zaten cevaplıyor.

Türkiye’de ilk olarak bize verilen bu ceza umuyoruz ki son olur. Sonuçta hepimiz gazeteciyiz. Bugün bana yarın bir başkasına. O yüzden tüm meslektaşlarımın desteğini bekliyorum.”

‘Bir hâkimin kararıyla çekip gitmeyeceğim’

Karakaya “Aslında gazetecilik hayatımın 6 yıl önce değil de şimdi başladığına inanıyorum. Amaçları Kırşehir’de tek bir bayan gazeteci olarak beni susturma kararı ile men etmekti. Ama kalemimi kırdırmayacağım” dedi ve sözlerini şöyle sürdü:

“Şimdi ise hem mail olarak hem de gazetemiz internet sayfasına yorum olarak ‘birilerinin gazına gelme, sesini çıkarma, şimdi kurtarırsın, akıllı ol, sen sadece işini yap’ şeklinde tehdit mesajları da almaktayız. Artık bu bir hukuk mücadelesi oldu. Ben her zaman şunu söylüyorum. Bu ülkede adalet varsa ve adalet mülkün temeli ise ben o mülkün temelini istiyorum. Adalet Bakanına da sizlerin vasıtası ile seslenmek istiyorum. Bizlere destek olmaları gerektiğinin altını çiziyorum.”

Karakaya, sözlerini şöyle noktaladı:

“Özellikle bir bayan gazeteci olarak bu gazeteye tırnaklarımla kazıyarak geldim. Bir hâkimin kararıyla da çekip gitmeyeceğim. Ayrıca yerel gazetelere de sahip çıkılması gerektiğini hatırlatıyorum. Bu noktada gazetede benimle birlikte çalışan Nükhet Tuğçe Şahin ve Osman Yıldız’a, bizi arayarak destek verenlere de teşekkür etmek istiyorum.” (Milliyet)