Dışişleri Bakanı Davutoğlu, Suriye'de son dönemde endişelere neden olan radikallerle ilgili olarak "Radikallik, hoşgörüsüzlük, mezhepçilik rejimin eylemlerinden kaynaklanmaktadır" dedi.


Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Suriye'de son dönemde endişelere neden olan radikallerle ilgili olarak "Radikallik, hoşgörüsüzlük, mezhepçilik rejimin eylemlerinden kaynaklanmaktadır. İşin gerçeği Suriye'deki rejim tüm bunları kendi yararına kullanmaktadır" dedi.


BM Genel Kurulu kapsamında New York'ta temaslarına devam eden Davutoğlu, Suriye Halkının Dostları Grubu Toplantısı'nda konuştu.


Suriye'deki rejimin özellikle 21 Ağustos'ta kendi halkına karşı kimyasal silah kullanarak insanlık suçu işlediğini belirten Davutoğlu, bu ülkedeki kimyasal silahların ortadan kaldırılması için varılan anlaşmanın Türkiye tarafından memnuniyetle karşılandığını kaydetti.


Davutoğlu, "Bu tabiki oyunun bittiği ve hedeflenenin gerçekleştiği anlamına gelmez. Suriye'deki rejimin kendi insanlarını başka silahlarla öldürmesine izin verilmemeli ve bu insanlık suçunu işleyenler hesap vermeli" diye konuştu.


Mülteciler konusunun Türkiye açısından sosyal, siyasi ve güvenlik alanlarında problem oluşturduğunu anlatan Davutoğlu, Türkiye'de yaşayan Suriyeli mülteci sayısının 600 bine yaklaştığını, BM öngörülerine göre bu rakamın yıl sonuna kadar savaş bitmezse 1 milyona ulaşabileceği uyarısında bulundu.


"Bu böyle devam edemez, insani durum mevcut haliyle sürdürülemez" diyen Davutoğlu, uluslararası toplumun bir an önce Türkiye'dekiler dahil komşu ülkelerde mülteci durumunda yaşayanların rahat edecekleri güvenli bölgeler oluşturulmasını, ayrıca insani yardımların rahatça ulaştırılması için insani yardım koridorlarının açılmasını gündemine almasını talep etti.


Türkiye'nin Cenevre 2'yi desteklediğini kaydeden Davutoğlu, Cenevre 2'nin, yönetim yetkilerinin devredilmesi, demokrasiye geçişin sağlanması ve Esed rejiminin tüm unsurlarıyla görevden uzaklaştırılmasıyla sonuç doğurucu olduğunu bildirdi. Davutoğlu, "Esed ve çevresindekilerin gitmesiyle ilgili herhangi bir muğlaklığa yer olmamalı" ifadesini kullandı.


Dışişleri Bakanı Davutoğlu, Türkiye'nin Suriye halkının yanında yer almaya devam edeceğini de sözlerine ekledi.


Fransa Dışişleri Bakanı Fabius


Konferansta konuşan Fransa Dışişleri Bakanı Laurent Fabius ise Suriye halkına ve onun meşru temsilcisi Ulusal Koalisyona olan desteklerini vurguladı.


Kimyasal silahların imhasına ilişkin BMGK karar tasarısı üzerinde P5 olarak uzlaştıklarını belirten Fabius, kuvvetli bir içerik taşıyan bu karar tasarısının yanı sıra Suriye'deki krize kalıcı çözüm bulmak amacıyla da çalışmalara hız verdiklerini söyledi.


Fabius, yarın P5 ile  BM ve Arap Birliği Suriye Özel Temsilcisi El-Ahdar el-İbrahimi arasında yapılacak toplantıda Cenevre 2 Konferansı'na ilişkin bir tarih belirlenmesini de amaçladıklarını vurguladı. 


SUK Başkanı Jarba


Suriye Ulusal Koalisyonu (SUK) Başkanı Ahmet Jarba da Suriye'deki durumu ve özellikle İran başta olmak üzere yabancı unsurların Esed'e verdiği desteği anlattı.


Jarba, Cenevre 2'ye katılacaklarını ancak bu konferansın amacının açıkça baştan ortaya konması gerektiğini dile getirerek, bunları şöyle sıraladı:
"Cenevre 1'in uygulanması, eli kana bulaşmış olmayanlardan oluşan geçiş yönetiminin tüm icra yetkilerini alması, hür ve adil seçimlerle yeni Suriye'nin kurulmasının önünün açılması, güven artırıcı önlemler olarak derhal siyasi tutukluların serbest bırakılması, şehirlerdeki kuşatmanın kaldırılması, yabancı unsurların ülke dışına çıkarılması ve sivillere yönelik saldırıların durması."
(AA)