KAHRAMANMARAŞ Sütçü İmam Üniversitesi (KSÜ) Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölümü tarafından düzenlenen 6. Sebze Tarımı Sempozyumu dün başladı. KSÜ Avşar Kampüsü Prof. Dr. Osman Tekinel Konferans Salonu’nda başlayan sempozyumun açılış konuşmasını yapan KSÜ Rektörü Prof. Dr. Ahmet Nafi Baytorun, üniversitenin kurulduğu günden bu yana kaydettiği gelişmeleri ve tarım alanında yaptığı çalışmaları anlattı.

Baytorun, bu sempozyumun Türk sebzeciliğinin gelişmesine büyük katkılar sağlayacağına inandığını söyledi. Açılış töreninde; sempozyumunun düzenlenmesine katkıda bulunan kurum ve kuruluşlara plaket verildi. Ayrıca sempozyuma katılan Prof. Dr. Ayten Sevgican, Prof. Dr. Atilla Günay ve Prof. Dr. Kutsi Turhan’a Rektör Baytorun tarafından onur ödülü verildi.

İlk konuşmayı yapan Bilim Kurulu Başkanı Çukurova Üniversitesi Ziraat Fakültesi Bio-Teknoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Kazım Abak, ‘Türkiye Sebzeciliği ve Geleceği’ konusunu anlattı. Abak, Türkiye’nin 25 milyon tonluk sebze üretimi ile dünyanın en çok sebze üreten 4. ülkesi konumunda olduğunu kaydederek şunları söyledi: “Türkiye; Çin, Hindistan ve ABD’den sonra dünyanın en önemli sebze üretimi yapan ülkesi durumunda. Ancak o ülkelerin nüfusu ve alanlarını dikkate alırsanız; Türkiye kişi başına düşen sebze tüketimi bakımında birinci durumdadır. Türk insanı sebze ile besleniyor. Birinci tahıllar geliyor yüzde 29 pay alıyor beslenmemizde, ikincisi sebzeler geliyor bu da yüzde 24, bu ikisi ise yüzde 60’a yaklaşıyor. Dolayısıyla sebze tarımı bir kültürdür Türkiye’de. Her yerde sebze ürünlerimiz var. Son 25 yılda sebze üretimimiz ikiye katlanmış durumda. Nüfusumuza rağmen bizim üretim fazlamız var. İhracatta yapıyoruz. Özellikle son yıllarda bu alanda önemli sıçramalar yaşıyoruz. Türkiye’nin ürettiği sebze kendisine yetiyor hatta üretim fazlamız var. Bundan sonra yapmamız gereken iki şey var. Ülkemizin bazı bölgelerinde az üretiliyor oraları beslemek, ikincisi kaliteyi yükseltmek. Sebzede en önemli şey kalite. Artık dış pazarda korkunç bir rekabet var. Hatta işlenmiş sebzede olağanüstü büyük rekabet söz konusu. Çünkü Çin faktörü var. Çok ucuza domates salçası üretiyor. Domates salçası bizde neredeyse krize giriyor. Onun için kaliteyi yükseltmemiz gerekiyor. Önümüzdeki yıllarda ben bunu başaracağımıza inanıyorum.”

SERACILIKTA ISITMA İÇİN UCUZ ENERJİ ŞART

“Seracılıkta büyük atılım yaptık. Artık ürettiğimizin sebzelerin yüzde 20’ye yakını örtü altından geliyor. Yani en iyi koşullarda üretiliyor yazı-kışı kalmadı artık. Seracılıkta yapmamız gereken bir şey daha var. Seralarımızı ısıtmak zorundayız. Daha kaliteli bir ürün çıkartmak için. Bunun için de ucuz enerjiye başvurmamız gerekiyor. Doğalgaz çözüm olabilir ama en önemlisi Türkiye’nin jeo-termal enerji cenneti. Bunun örnekleri görüyoruz. Bu kaynaklardan en iyi şekilde faydalanmak gerekir. Bundan sonra sebzede kalite üzerinde durmamız gerekiyor. İşlenmiş ürünlerde de kurutulmuş sebzelere önem vermeliyiz. Doğal kurutulmuş ürünler özellikle ABD ve Avrupa’dan çok talep geliyor. Önümüzdeki yıllarda sebzecilik bakımından çok umutluyum.”

ORGANİK TARIMIN ÖNEMİ ARTIYOR

“Organik tarımı üretici de benimsiyor tüketici de benimsiyor. Tüketici güvenli gıdalar istiyor. Organik tarımın önümüzdeki yıllarda çok büyük tırmanışa geçeceğine inanıyorum. Bundan 15-20 yıl önce kaliteli sebze tohumu bulmakta güçlük çekiyorduk. Son 20 yılda bu sektörde önemli bir canlanma oldu. Artık üretici tohumunu önemli ölçüde buluyor ama hâlâ Türkiye’de sertifikalı tohum kullanımı yüzde 25’in üzerine çıkmadı. Halen açığımız var. Tohum buluyoruz ama bunların önemli kısmı ithal. Bizim tohum sanayisi pek araştırma yapmadığı için kendi teknolojimizi geliştiremedik. Tohumda daha yapacak çok işimiz var.”
4 gün sürecek olan sempozyumda 120’ye yakın bilim adamı katılarak bildiriler sunacak.