Kürt aydını Kemal Burkay, 31 yıldır sürgün yaşadığı İsveç’ten Türkiye’ye dönerken, “Türkiye’de belli bir yumuşama ve değişim var. Bunu küçümsememek lazım. İyimserim. Bizim ülkemiz de değişiyor” dedi.

Şair ve siyaset adamı Kemal Burkay, 31 yıldır yaşadığı İsveç’ten Türkiye’ye döndü. Stockholm’den kızı Helin Burkay ile İstanbul’a gelen Kemal Burkay’ı, Atatürk Havalimanı Dış Hatlar Geliş Terminalindeki pasaport kontrol noktasında, İstanbul Vali Yardımcısı Ahmet Aydın ile Hak ve Özgürlükler Partisi (HAKPAR) üyeleri karşıladı.

Kemal Burkay ve beraberindekiler, valizlerini aldıktan sonra Dış Hatlar Geliş Salonu’nda kendilerini bekleyen, Burkay’ın kızı Berivan Kaya, yeğeni türkücü Seher Dilovan ile HAKPAR Genel Başkanı Bayram Bozyel’in de aralarında bulunduğu kalabalık grupla buluştu. Burkay’ın posteri ile Kürtçe ve Türkçe “Özgürlük ve barışın insanı hoş geldiniz” yazılı afişi taşıyan gruptakiler, Burkay’ın etrafında çember oluşturarak, havalimanı çıkışında bekleyen aracına kadar eşlik etti.

Tehdit aldı mı?

Bozyel, Burkay’ın daha önce tehdit aldığı yönündeki soruya karşılık, Kürt sorununun çözümü için çaba sarf etmenin başlı başına bir risk olduğunu kaydederek, şöyle devam etti:
“Bu bugün de böyle, geçmişte de böyleydi. Muhtemeldir ki önümüzdeki süreçte de böyle olacak. Şiddet miadını doldurdu bize göre. Tehdit söylemleriyle gidecek bir yer yok. O bildiği yolda mücadelesini devam ettirecek. Türkiye toplumu gerçek anlamda barışa ulaşana kadar bu mücadelesini sürdürecek.”

Burkay’ın kızı Berivan Kaya da bugünleri hayal etmenin çok zor olduğunu kaydederek, babasının döneceğine yönelik umudunun son iki yıldır arttığını söyledi.

Berivan Kaya, “Bu ülke 2 ayrı darbe yaşadı. Yüzbinlerce insan tutuklandı, cezaevine kondu, işkence gördü. Binlercesi yurtdışına çıktı. Türkiye’de demokratikleşme süreci çok darbe aldı. Kürt meselesiyle beraber daha zor zamanlar yaşadık. 17 bin faili meçhul oldu. Bu karanlık günlerden sonra böyle bir umut gündeme geliyor” dedi. İsveç’ten ayrılırken havaalanında konuşan Burkay, Türkiye’ye dönmekten memnun olduğunu söyledi. Burkay, “Yakınlarımı göreceğim. Daha sonra ülkeyi göreceğim gezeceğim. Memnunun. İyimserim” dedi.

Türkiye’de belli bir yumuşama ve değişim olduğunu belirten Kemal Burkay, “Bunu küçümsememek lazım. İyimserim. Dünya değişiyor, bölge değişiyor, ülkemiz de ileriye doğru değişiyor” ifadelerini kullandı.

31 yıl sonra Türkiye’de

Kaymakamlık yapmıştı

12 Eylül darbesinden kısa bir süre önce ailesiyle birlikte İsveç’e yerleşen Kürt aydını Kemal Burkay, 1937 yılında Tunceli’nin Mazgirt ilçesinin Kızılkale köyünde dünyaya geldi. Akçadağ Köy Enstitüsü’nde başladığı eğitimini Diyarbakır Ergani’de tamamladı. Ankara Hukuk Fakültesi’nden 1960 yılında mezun oldu. Osmaniye’de kısa bir süre kaymakamlık yaptı. Avukatlık stajını Elazığ’da bitirdikten sonra Tunceli’ye yerleşti.

Tarık Ziya Ekinci’nin “Lice’den Paris’e Anılarım” adlı kitabında, “İlk evrede onu politikaya atılması için özendirmeye çalıştık. Pek niyetli değildi. İlgisiz kalmasında birlikte çalıştığı avukatlarla kimi edebiyatçı arkadaşlarının da rolü olmalıydı” dediği avukat Burkay, 1965 yılında üye olduğu Türkiye İşçi Partisi’nin (TİP) Elazığ, Tunceli, Bingöl ve Erzincan illerinin örgütlenmesinde aktif olarak rol oynadı.

Yaşını büyüterek girdiği 1965 seçimlerinde TİP’ten Bingöl adayı oldu.

Burkay, Kürt sorununun, nam-ı diğer “Doğu Meselesi”nin, 1966 yılında ilk kez bir siyasi parti programında yer almasına önayak oldu. Aynı yıl Kürt sorununu sosyalist bir platformda tartışmak amacıyla kurulan “Yeni Akış” adlı aylık dergide yazıları yayımlandı. Dört sayı çıkan dergide yer alan yazıları nedeniyle tutuklanan Burkay cezaevinde yattı.

1968 yılında TİP Genel Yönetim Kurulu’na, bir yıl sonra ise Merkez Yürütme Kurulu’na seçildi. 1969 seçimleri öncesi “Pir Sultan Abdal” oyununun Tunceli’de gösterilmesine saatler kala valiliğin yasak kararı vermesi üzerine çıkan olaylarda gözaltına alınarak işkence gördü.
1970 yılında Ankara’da yapılan TİP 4. Büyük Kongresi’ndeki konuşmasında Kürt sorununa ilişkin düşünceleri parti içinde tartışmalara neden oldu.

12 Mart’ta kaçtı

12 Mart döneminde 1972 yılında Lübnan üzerinden yurt dışına çıktı. 1974 yılında çıkan af yasasının ardından Türkiye’ye döndü. Aynı yıl bir grup arkadaşıyla birlikte illegal Türkiye Kürdistanı Sosyalist Partisi’ni (PSK) kurdu. PSK’nın 1977 yılında bağımsız aday gösterdiği Mehdi Zana’nın Diyarbakır Belediye Başkanı olarak seçilmesi büyük yankı uyandırdı. 1980 sonrası rafa kalkan PSK’nın kurucusu ve yöneticisi olduğu gerekçesiyle hakkında açılan soruşturmaya savcılık yıllar sonra takipsizlik kararı verdi. 1975 yılı ara seçimlerinde Tunceli’den TİP adına aday gösterilmesine karar verilmesine rağmen bağımsız aday olarak seçimlere giren Burkay, merkezin sert tepkisiyle karşılaştıktan sonra adaylıktan çekilmesi ya da partiden ayrılması konusunda yazılı bir uyarı alması üzerine adaylığını geri çekti.

Bir süre sonra da parti üyeliğinden istifa etti. Burkay ve arkadaşları 1975 yılında “Özgürlük Yolu” (Riya Azadi) dergisini, 1977 yılında ise iki haftada bir yayımlanan “Roja Welat” gazetesini çıkardı.
Siyasetin yanı sıra edebiyatla da yakından ilgilenen Burkay’ın şiir ve öyküleri Varlık, Dost, Papirüs, Yarına Doğru gibi dergilerde yayımlandı. İlk romanı “Yaşamanın Ötesinde” 1964 yılında Vatan gazetesinde tefrika edildi. İlk şiir kitabı “Prangalar” ise 1967 yılında basıldı. Bazı şiirleri İngilizce, Almanca, İtalyanca, İspanyolca, Bulgarca, Rumca, Arapça ve Farsça dillerine çevrilen Burkay’ın La Fontaine’den Kürtçeye çevrilmiş 60’a yakın şiiri bulunuyor. “Şair” Kemal Burkay’ın “Gülümse” adlı şiiri Sezen Aksu tarafından bestelendi.

İki defa nikah masasına oturan Burkay’ın dördü kız, biri erkek olmak üzere beş çocuğu var. İSTANBUL Milliyet