İşte hazin bir gerçek!...

Abone Ol


Kanal 46 yazarlarından Cengiz Kamalı biliyorsunuz ki 21 Şubat 2009 Cumartesi günü ailesi ile birlikte evine giderken kullandığı otomobilin direksiyon hâkimiyetinin kaybolması üzerine meydana gelen üzücü kazada yaralanmış ve adeta ölümden dönmüştü. Hastaneden taburcu olduktan sonra bir süre tedavisi devam eden ve büyük bir hızla eski sağlığına kavuşan Kamalı bu süreçte sizlerden ayrı kalmıştı.

Bununla birlikte iş yoğunluğu da başlayan Kamalı, bir süreliğine yine sizlerden ayrı kalacak ama ileriki günlerde yeniden sizlerle buluşacak. Kendisine sağlıklı günler ve hayırlı kazançlar diliyoruz.

Gelelim hazin bir gerçeğe…

Geçen hafta içerisinde Kahramanmaraş’ın Pazarcık ilçesine bağlı Narlı beldesinin Denizli köyünde meydana gelen üzücü olayda demir hurda toplayan bir ailenin 4 yaşındaki kız çocuğu, buldukları askeri bir mühimmatın patlaması sonucu yaşamını yitirmiş, babası ve annesi ile bir kardeşi de yaralanmıştı.

Bu üzücü olayla ilgili olarak; gazetedeki yazıları Kanal 46’da da yayımlanan Kahramanmaraş’ta Bugün Gazetesi yazarlarından Dr. Gökhan Gökşen, duygu ve görüşlerini dile getirdi.

“Medine’yi kurtarmak” başlıklı bu yazıyı, sizlerle paylaşmak istiyoruz:

MEDİNE’Yİ KURTARMAK

Henüz 4 yaşında küçücük bir kız çocuğuydu.

Adı Medine’ydi. Kimliği bile yoktu.

Perşembe günü hurda toplamak için girecekleri alanda ateşin kesilmesini beklerken annesi babası yanı başındaydı.

Acaba annesinin, babasının yanında ekmek parası için hurdaları toplarken, hangi oyunu oynadığını sanıyordu.

Resmi nikâhları bile olmayan bir ailenin çocuğuydu.

Ekmek parası onlar için aslanın ağzındaydı.

Arabaya koyacakları tüp parası için, yiyecekleri bir lokma ekmek için çocuklarıyla birlikte bombaların hurdalarına ihtiyaçları vardı.

Dilenmeye değil, kendilerince buldukları yöntemlerle çalışmaya gelmişlerdi.

Medine, hayal dünyasının bebeğini kollarına almış sallıyordu.

Son oyunuydu bu…

Kollarında patlamamış bir bomba tutsa da hayalinde sarı saçlı bebeğini sallıyordu.

Ölüm kollarındaydı!

Ertesi gün gazetelerde patlayan bombanın saçtığı ölüm haberinde, minicik bedeni dedesinin kollarında son yolculuğa çıkıyordu.

Kahramanmaraş’ın kaderi bu belki de hep üzücü haberlerle birlikte anılmak.

Valilik imdatlarına yetişmese cenazesini bile götüremeyecekti ailesi.

O özel biri değildi, bebeğiyle oynamasına bile izin vermeyen bir hayat yaşamıştı.

Bir gazetenin kenarında yazıyordu, Medine’nin hazin sonu “Kahramanmaraş’ta, askeri tatbikat alanında çocukların bulduğu havan topu mermisinin patlaması sonucu 1 çocuk öldü, 1’i çocuk 3 kişi yaralandı.”

Yaşarken çekilmiş fotoğrafı olmadığından olsa gerek haber fotoğrafsızdı.

2 yaşındaki kardeşi Salih de yaralanmıştı.

O da ablasının son oyununa tanık olmuştu.

“Savaş yokken patlayan bombadan ölen bir çocuk” sıradan bir haber olsa gerek, kimseden ses çıkmamıştı.

Kadın derneklerinden anneye destek, çocuk ve yardımlaşma vakıflarından olayla ilgili bir açıklama gelmemişti.

Hep gereken önemi görmediğini anlatan sivil toplum kuruluşları, Medine’ye gereken önemi göstermiş miydi?

Medine’nin yaşamındaki sahipsizlik, bomba da patlatsa ölümünde de sürmüştü.

Çocuklarımız bu ülkenin geleceği değil miydi?

Hani aile bu ülkenin temeliydi?

Ne büyük bir acı, yaşayan Medine’lere ulaşamamak,

Ne büyük bir mutluluk olurdu bir Medine’yi kurtarabilmek…


EDİTÖR
{ "vars": { "account": "G-V2K9QJTT0J" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }