Kurtuluş Savaşı'nın zorlu günlerinde, Bağlar Mehmet’in anlattıkları, savaşın içinde yaşananları gözler önüne seriyor. Bir askerin gözünden, dönemin karanlık ve umut dolu hatıraları günümüze ışık tutuyor. Bağlar Mehmet'in savaşa dair verdiği röportajda yer alan önemli detaylar, mücadeleye tanıklık eden bir kahramanın anılarını içeriyor.
BİR ASKERİN ZORLU YOLLARI VE MÜCADELEYLE DOLU HATIRALARI
Bağlar Mehmet, Halep’teki birliklerinin terhis edilmesinin ardından yaşadıklarını şöyle anlatıyor: "Aç ve susuz bir şekilde yollara düştük. İngilizler, Araplara Türklerin altınları yuttuğunu söylemişlerdi. Bunun üzerine, Araplar yakaladıkları Türkleri boğazlayıp, karnını deşip, altın ararlardı." Bağlar Mehmet, zorluklara rağmen dağlardan kaçarak Maraş’a ulaşmayı başarmış. Ancak, Maraş’a vardığında, şehirdeki atmosfer tamamen değişmişti: "Maraş’a geldiğimde, kan ve ateş her yerdeydi."
KILIÇ ALİ ÇETESİNE KATILAN BAĞLAR MEHMET'İN DÖNÜM NOKTASI
Maraş’a ulaşan Bağlar Mehmet, Kılıç Ali çetesine katılarak savaşa katılımını sürdürdü. Bir gün kendilerine "Antep’ten bir kuvvet geliyor" denildiğinde, hemen Kapıçam’a inerek mevzileri tuttular. Ancak, savaş başladığında Fransızlar tarafından top mermileriyle ateş açıldı. Bir mermi, Bağlar Mehmet ve arkadaşlarının önüne düştü. Bağlar Mehmet’in arkadaşının mermiyi alıp heybesine koyduğunu söylemesi, tarihe kazınan bir anı bırakır.
DÜNYADA BİR EFSANE OLARAK ANILAN MERMİ HATIRASI
İlginç bir şekilde, Fransızların savaş hatıralarında, Bağlar Mehmet ve arkadaşlarının yaşadığı bu olay farklı bir şekilde aktarılmıştı. Fransızlar, savaş raporlarında, "Kapıçam yakınlarındaki bir çatışmada, bir Türk, bizim attığımız topu kucağında tuttu, mermi patlamadı. Bu mermiyi tutan adamın kafası kazan kadar, kolları ve bacakları dev gibi bir adamdı" şeklinde bir açıklama yapmıştı. Ancak Bağlar Mehmet, "Gerçekte bizler gibi ufak tefek insanlardık" diyerek, bu efsanenin tamamen yanlış olduğunu vurguladı.
SAVAŞIN IŞIKLARI VE GÖLGELERİ ARASINDA BİR HATIRA
Bağlar Mehmet’in anlatıları, savaşın zorlukları ve kahramanlıkları arasında kalmış bir askerin hafızasında yer alan en saf, en içten anılardır. Savaşın gerçekte ne kadar acı ve zorlayıcı olduğunu gösteren bu tanıklık, tarihin sayfalarındaki bazı karanlık noktaların da aydınlatılmasına yardımcı olmaktadır. Bu hatıralar, Bağlar Mehmet’in yaşadığı dönemin şiddetinden ve onurundan izler taşımaktadır.