Manifestom 3
* 1854-1876 arasında Osmanlı’nın yaptığı 18 borçlanmanın, tamamı “bugün kendini bu ülkeye ait görmeyen etnik unsurlardan gelen yöneticiler” tarafından yapıldı...
* 1876’da Londra ve Paris bankerlerine “boğazına kadar borca” batmış Osmanlı’nın “ödediği” büyük faiz, Osmanlının sonunu getirdi. Bugün başımızda olan Gümrük Birliği belası, o günlerde “Baltalimanı Anlaşması” olarak masadaydı !
* Sadrazam Mahmut Nedim Paşa, Londra ve Paris’e “Borcun aşırı kısmını ödemeyeceğim” diye kafa tutu ve “kararını açıkladıktan sonra” yerli unsurların kışkırtılması ile öldürüldü!
* 1830 Baltalimanı Anlaşması sonrası Osmanlı üretimi tamamen İngilizler’in “eline” düştü!
* 1915’te “Ermeni Yer Değiştirmesi” kararı alındığında “Osmanlı Genelkurmay Başkanı” Alman’dı!
* Biz Çanakkale’ye “yüklenirken” oradan geçmek istiyor gibi “var gücüyle yüklenen İngilizler’in” asıl amacı; “Kuzey Irak petrollerini” kuracakları kukla devletler ile “iç etmekti”!
* Bugün “derin” denen örgülenmelerin ilkini “ve maalesef Osmanlı’nın en fazla kanını emenini”; Alman kökenli Bektaşi Osmanlı bir Baron kurdu!
* Damat Ferit ile “bu baronun” Alman bağlantıları, Osmanlı’yı “bitişe” sürükledi!
* Cumhuriyet sonrası “Batı’nın eline ilk düşme” süreci 1946 devalüasyonu ile başladı!
* 1960’da Menderes’in Rusya’ya gitmeye ömrü, İngiliz destekli iç kaotik “süreçte” tam anlamıyla; yetmedi! 1960 sonrası Türkiye “NATO” oyunuyla “ABD-İngiltere” çizgisinde “eridi”!
* 1980 darbesinden sonra, Ecevit’in “direndiği” 1978 Dünya Bankası raporu, Özal ile Türkiye’yi “dönüştürmeye” başladı! Türkiye “sıcak para” tuzağına tam olarak düşürüldü!
* 1980-2001 arasında “AB üyeliği, IMF anlaşması” gibi “havuç başlıklar” ile “Türkiye etkisizleştirildi”!
* 2001 krizi sonrası alınan “dış destekli kararların” ve 1978 Dünya Bankası raporunun imzacısı Kemal Derwish idi! Tesadüfe bak!
* 2001 sonrası “borcumuz” Cumhuriyet tarihi kadar arttı! Finansal “pranga” iyice sıkmaya başladı. Türkiye “Konuşursam borsa düşer” diyen Genelkurmay Başkanı bile gördü. Piyasa “sopası” ile “Türkiye” kalıba döküldü!
* 2001 krizi Türkiye’de “siyasi tercihleri” ve “algılamamızı” şekillendirdi. 2003 sonrası “bütün direkler” kırıldı.
Kıbrıs “neden olduğunu kimsenin anlayamadığı” bir süreç ile birşey “alınmadan” Avrupa’ya “tepside” servis edildi!
Sonuç: 1938 sonrası özellikle 1946-1960 arasında Türkiye “bağımsızlığını” kaybetmeye başladı. 1980 ve 2001-2003 arasında yaşananlar ve sonrası gelişmeler, “tam bağımsız Türkiye” fikrini bile elimizden aldı...
Son söz: Tek bir amaç var ve olmalı; ekonomik ve siyasi anlamda tam bağımsız Türkiye! Bedeli ne olursa olsun!
Yiğit Bulut
ybulut@gazetevatan.com
Vatan