Mega giga püsür
Kendini olduğundan daha fazla göstermek, eskiden ayıptı... Olduğuyla böbürlenmek bile ayıptı. Alçakgönüllülük erdemdi.
Ama bu, "kapitalizm öncesi Türkiyesi'nin" erdemiydi. Bizi de bununla yetiştirdiler.
Bu yüzden, görgüsüzlüğün ve şımarıklığın mubah olduğu, bütün değerler sistemi çökmüş ve yerine sağlıklı bir yenisi konulamamış yeni Türkiye'de "enayi" durumuna düştük.
Bize öyle öğrettiler, örneğin onun için de bir tek gün bile "şurada şu saatte kitaplarımı imzalayacağım, hepinizi beklerim" yazmak terbiyesizliğini yapmadım.
Kitabımın yayınlandığını bile duyurmadım.
Çünkü reklam yapmak benim görevim değildi, hele kendi reklamımı...
Olağanüstü bir "allak bullak olma" sürecini yaşayan Türkiye'de şimdi bir "upgrade" modası var.
Türkçe-İngilizce kırması "piç bir dille" konuşmak da erdem sayıldığından, öyle yazdım.
Kapıcılar "apartman görevlisi" oldular, bekçiler "güvenlikçi", hizmetçi "temizlik yardımcısı", banka memuru "bankacı"... Sağırlar işitme özürlü oldular, dilsizler konuşma özürlü, keller de tarama özürlü...
Bu "kibarlık" sanılıyor ve eski tanımlar kullanılınca hakaret gibi algılanıyor.
Örneğin "karı" demek yasak, "eş" diyeceksin... "Bizim Ahmet'in karısı" dersen kaba adamsın. Feministler de bozulurlar, "erkek şovenisti domuz" olursun.
Lakin bu gidişat, dünya kapitalizminin "insanları pohpohlayarak sömürme" anlayışına da uygun. Üç kuruş ücrete köle gibi çalıştırılan gariban memure, "bankacıymışım meğer" diye sevindiriliyor.
Spor sayfalarını, daha doğrusu futbol sayfalarını pek izlemediğim için unutmuşum, geçen akşam Galatasaray'ın yedek kadrosunun tel tel döküldüğü Tobol Kostanay maçını seyrederken hatırladım: Bildiğimiz UEFA Kupası, bundan böyle "Avrupa Ligi"... Daha önceleri de "fuar şehirleri kupasıydı"...
Avrupa'nın ikinci sınıf takımlarının katıldığı ikinci küme maçları bunlar, ama halklar "bu da önemli bir kupadır" diye kandırılıyorlar.
Nitekim birinci küme maçları da eskiden "şampiyon kulüpler kupası" olarak anılırdı, sonra "Şampiyonlar Ligi" oldu.
Hiç geri kalır mıyız, aynı saçmalığı biz de benimsedik.
Bildiğimiz birinci lig, "süper