Cumhuriyet dönemi Türk düşünürlerinin önde gelen isimlerinden biri olan Nurettin Topçu, felsefeden eğitime, ahlaktan tasavvufa uzanan zengin düşünsel yolculuğuyla dikkat çekti. Avrupa'da ahlak üzerine yüksek lisans yapan ilk Türk filozof olarak düşünce dünyasına derin izler bıraktı.
HAYATI VE AVRUPA’DA FELSEFE EĞİTİMİ
1909’da İstanbul’da dünyaya gelen Topçu, Erzurumlu bir babanın ve Eğinli bir annenin çocuğuydu. İlk öğrenimini Süleymaniye çevresinde tamamladı; sonrasında Vefa İdadisi ve İstanbul Erkek Lisesi’nde felsefeye ilgiyle yöneldi. 1928 yılında Fransa’ya gönderildi; Aix Lisesi’nde Fransızcam gelişti, Strasbourg ve Sorbonne üniversitelerinde felsefe üzerine eğitim aldı. 2 Temmuz 1934’te Sorbonne’da “Conformisme et Révolte” teziyle doktorasını tamamladı ve ülkeye ilk ahlak felsefesi doktoru olarak döndü.
EĞİTİM HAYATINDA ÖZGÜRLÜK ARAYIŞI
Topçu, öğretmenliğe başladığında ayrıcalık talep eden müdüre karşı durarak İzmir Lisesi’ne atandı. 1939’da, düşüncelerini aktardığı Hareket dergisini yayımlayarak felsefi bir platform oluşturdu. Galatasaray, Vefa, Denizli liselerinde, Robert Kolej ve İmam‑Hatip Okulu'nda felsefe dersleri verdi. Dolaylı yollardan İstanbul Üniversitesi’nde de eğitim verdi, 1974’te emekli oldu ve 1975 yılında vefat etti.
DÜŞÜNCE DÜNYASI: İSYAN AHLAKI VE ANADOLU SOSYALİZMİ
Topçu’nun felsefesi, bireyin toplumsal bağlara körü körüne bağlı olmadan irade ve isyanla hakikate yönelmesi gerektiği inancına dayanır. “İsyan ahlakı” kavramı, dış otoriteye boyun eğmenin ötesinde bir hakikat arayışını simgeler. Pozitivizm, pragmatizm ve sosyolojizmi “hakikat düşmanı” üç anlayış olarak tanımlayan düşünür; Türkiye'nin kurtuluşunu kapitalist Batı’ya öykünmekte veya milliyetçilikte görmedi. Bunun yerine Anadolu’nun ruhu, İslam’ın tasavvufi derinliği ve ahlak temelli bir eğitim anlayışıyla yoğrulmuş bir model öne sürdü: “Anadolu sosyalizmi”.
MİLLİYETÇİLİK VE RUHSAL TEMELLER
Ziya Gökalp’in maddeci milliyetçilik anlayışını eleştiren Topçu, milliyetçiliğin ruhsal ve manevi değerlerle şekillenmesi gerektiğini savundu. Türk kimliğini coğrafya ve tarihle birlikte İslam ve tasavvufla tamamlamanın önemine işaret etti. Soğuk Savaş döneminde milliyetçiliği kapitalizm ve antikomünizmle özdeşleştiren yaklaşıma yönelik sert eleştirilerde bulundu.
EĞİTİM ALANINDA “MAARİF DAVASI”
Topçu, sınıfa “bir mabede girer gibi” girdiğini söylerdi. Eğitim amacını; hakikat aşkını uyandırmak, ahlaki şahsiyet geliştirmek olarak tanımladı. “Türkiye’nin Maarif Davası” adlı eseriyle eğitimde ahlak ve metafizikten vazgeçilmesine karşı çıktı. İmam‑Hatip okullarının kuruluş yıllarına katkı sağladı; eğitimin “hakikatin araştırılması” ve “bilmek, harekete hazırlanmaktır” sloganlarında şekillenmesi gerektiğini vurguladı.
ÖNE ÇIKAN ESERLERİ
Topçu’nun önemli eserleri şunlardır:
İsyan Ahlâkı
Türkiye’nin Maarif Davası
Ahlâk Nizamı
Yarınki Türkiye
Var Olmak
İradenin Davası
İslam ve İnsan
Devlet ve Demokrasi
Kültür ve Medeniyet
Mevlâna ve Tasavvuf
Millet Mistikleri (portreler)
Reha (roman)
Ayrıca lise ders kitapları yazdı. Eserlerinin çoğu 1997–2005 yılları arasında yeniden yayımlanarak 21 ciltlik bir külliyat oluşturuldu.
Nurettin Topçu, Cumhuriyet dönemi düşün gücünü derin ahlaki köklere dayandırarak geliştirmiş bir entelektüel özel olarak öne çıkar. Felsefi duruşu, eğitim anlayışı ve düşünsel önerileriyle günümüz düşünce dünyasına ışık tutmaya devam ediyor.