Pırlanta tartışması

Abone Ol


Yani Başbakan’ın oğlu Bilal ile gelini Sema’nın 2006’da bir kuyumculuk şirketine ortak olmaları; KDV’nin 2004’te kaldırılmış olması...

Aynı günlü gazetelerde, evet yüzde 18 KDV’nin kaldırıldığını ama onun yerine yüzde 22 ÖTV’nin konulduğu yolunda açıklama ve yazılar vardı.

Demek ki, Erdoğanlara haksız kazanç sağlanmamıştı. Ben de bu yönde bir yazı yazdım; aynı zamanda AKP’nin yumuşak karnının yolsuzluklar olduğunu da belirttim.

Fakat pazartesi ve salı günü basında farklı bilgiler yer aldı: Vergi uzmanı Şükrü Kızılot, ÖTV’nin, 2004’te kaldırılan KDV’nin yerine değil, daha önce 2002’de konulduğunu açıklıyordu. Pırlantadan hem ÖTV hem KDV alınırken, 2004’te KDV kaldırılmıştı.

2006’da da Erdoğanlar ortak olmuştu.

Evet, doğru bilgi budur.

Yetkilisi açıklasın

Akla gelen sorular var:

- Evvela, pırlantada KDV niye kaldırıldı? Zaten zengin işi değil mi; hem ÖTV’yi hem KDV’yi ödesinler!

Tabii devlet bir sektörü geliştirmek için kamu yararı düşüncesiyle vergi teşvikleri gibi düzenlemeler yapabilir.

Pırlantada böyle bir durum olabilir mi? Bu ikna edici şekilde açıklanmazsa, ‘haksız kazanç’ şüphesi güçlenecektir.

- Pırlantanın ham olarak ithalinde ve işlenmiş olarak ticaretinde KDV uygulaması neden farklıdır? Atagold Kuyumculuk bu farktan özel bir çıkar elde ediyor mu?

- Erdoğanlar iki yıl sonra pırlanta işine girmeye karar vermiş de onun için mi iki yıl önce KDV kaldırılmış?! KDV’nin kaldırılmasına yetkili bürokrasiyi nasıl ikna etmişler?
Bunlar uzmanlık gerektiren sorulardır; cevapları doğru bilinmeden doğru hüküm verilemez. Maliye Bakanlığı’ndan veya olayda yolsuzluk olduğunu iddia eden uzmanlardan, üst düzey bürokrasi tecrübesine sahip Kılıçdaroğlu’ndan, sektör yetkililerinden bir açıklama gelirse köşemde yayımlayacağım. Tabii laf kalabalığına boğulmamış, özlü, kısa bir açıklama...

Yolsuzluk ve iktidar

Menderes’i daima kötülük simgesi gibi gösterenlerin şimdilerde onun dürüstlüğünden övgüyle bahsetmelerini sevinçle izliyorum.

Halbuki Menderes’e atılmadık yolsuzluk çamuru kalmamıştı. Hatta ihtilalin ‘naif’ lideri Org. Cemal Gürsel’in sözleri ünlüdür:

- Öyle ustalıkla çalmışlar ki, nerelerde sakladıklarını bulamadık!
Dışişleri Bakanı merhum Zorlu’ya “Mister yüzde 10” lakabını takmışlardı.

Bu kinle onları ipe çekerek şehit ettiler.

Tarihte şu boyutta veya bu boyutta yolsuzluk bulaşmamış uzun süreli iktidar yoktur!

Elbette AKP de dahil...

Yolsuzluğu görmemek de paranoya haline getirmek de yanlıştır.

AKP’lilerin ittifakıyla Yüce Divan’a sevk edilen Hüsamettin Özkan, aklandı! Ama aklanana kadar kim bilir ne manevi acılar çekti.

Mesele sadece manevi acı da değildir. Yolsuzluğu görmezden gelmek kaynak israfı yaratarak kalkınmayı köstekler... Yolsuzluğu paranoya haline getirmek ise iş dinamizmini köstekleyerek hantal bir ‘memur devleti’ ve girişkenlikten yoksun, durgun bir toplum yaratır.

Bu konularda hüküm vermek için somut ve teknik bilgiler lazım.

Taha Akyol - Objektif
t.akyol@milliyet.com.tr
Milliyet

{ "vars": { "account": "G-V2K9QJTT0J" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }