AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Abdülkadir Aksu, Anayasa'da yapılmak istenen değişiklikle yargının siyasallaşması gibi bir şeyin kesinlikle söz konusu olmadığını belirterek, "Tam tersine, yargı siyasallaşmaktan kurtuluyor" dedi.

Anayasa değişikliği görüşmeleri sırasında gazetecilerin sorularını yanıtlayan Aksu, yapılmak istenen değişikliklere yöneltilen eleştirilere karşı kendilerinin kararlılıkla görüşmeleri sürdürdüklerini belirtti.

Aksu, "Anayasa'da yapılmak istenen değişiklikle yargı siyasallaştırılmak isteniyor" şeklindeki eleştirilere kesinlikle katılmadığını vurgulayarak, görüşmelere başlamadan önce yüksek yargı organlarının başkanlarıyla, sivil toplum kuruluşlarıyla, siyasi partilerle, meslek kuruluşlarıyla ve toplumun diğer temsilcileriyle görüştüklerini ve çoğu konuda onaylarını aldıklarını ifade etti.

Anayasa Mahkemesinin dahi geçmiş yıllarda mevcut Anayasa'nın değişmesi yönünde teklifleri olduğunu hatırlatan Aksu, "Siyasi partilerimizin de bu yönde söyledikleri var ama bugün maalesef siyasi partilerimiz, özellikle ana muhalefet partimiz, geçmişte söylediklerini adeta inkar ediyor veya hiç söylememiş gibi duruyor. Siyasi partilerimizin, yüksek yargı organları başkanlarının, Anayasa'yla ilgili, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kuruluyla (HSYK) ilgili kamuoyu önünde söyledikleri sözler var ama bunları bugün inkar ediyorlar. Yapılmak istenen değişikle yargının siyasallaşması gibi bir şey kesinlikle söz konusu değil, tam tersine, yargı siyasallaşmaktan kurtuluyor" dedi.

Aksu, "Yapılan hazırlıkları bu anlamda değerlendirmek lazım. Biz tüm bunları da esas alarak, çalışmalarımızı masaya yatırdık ve onlardan bu madde çıktı. Bizim hedefimiz, esasında Anayasa'nın değişmez maddeleri hariç, tüm maddeleri değiştirmek, yeniden bir Anayasa hazırlamaktı. Anayasa'nın değiştirilemez ilk üç maddesi ve onu teyit eden dördüncü maddesi hariç tüm maddelerinin yeniden yazılmasını biz vatandaşımıza 2001 yılında vadetmiştik ve 2007 yılında seçimlere giderken de 'Daha demokratik, daha özgürlükçü bir Anayasa hazırlığımız var' dedik. Bir uzlaşma komisyonu kurulacak ve her siyasi partiden bir veya iki üye verilecekti. Uzlaşma komisyonu bütün bu hazırlıkları gözden geçirip mutabakatla bir metin hazırlayacaktı ama ana muhalefet partisi 'Ben uzlaşma komisyonuna eleman vermem' dedi ve o vermeyince de bu toplantılar olmadı" dedi.

"Şehit yakınlarına istihdam sağladık"

Son günlerde yaşanan "yumruklu saldırılar"a da değinen Aksu, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'a karşı gerçekleştirilen protesto da dahil olmak üzere yapılan tüm saldırıları nefretle kınadığını söyledi.

Abdülkadir Aksu, olayların peş peşe meydana gelmesinin, üzerinde hassasiyetle durulması gereken bir konu olduğuna dikkati çekerek, şöyle devam etti: "Siyasetçilere yapılan bu saldırılar, daha çok provokasyon kokmaktadır. Ülkede temin edilmiş olan güven ve istikrar ortamının devamını istemeyenler, vatandaşın huzurunu istemeyenler tarafından yapılmaya çalışılan provokasyonlar olarak görüyorum bunları. Ben inanıyorum ki halkımız sağduyuyla hareket edecektir ve bu provokatörler, amaçlarına ulaşamayacaklar. Güvenlik güçlerimiz de bu olayların tüm gerisini de yakın zamanda aydınlatacaklardır" dedi.

Demokratik açılım projesinin de yine halkın huzurunu istemeyenlerce bozulmak istendiğini belirten Aksu, "Tabii ki Türkiye'nin birçok sorunu var. Yıllardır görülmeyen, ötelenen sorunlar... Biz de bu sorunları çözmek için toplumun tüm kesimlerine 'Elinizde ne varsa ortaya koyun, bu sorunları birlikte çözelim' diye çağrıda bulunduk. Tüm yurdu gezdik, vatandaşımızı bilgilendirdik. Bu projeyi baltalamak isteyenler var ama hem sağlam bir dayanakları yok hem de sayıları o kadar çok değil" diye konuştu.

Demokratik açılım projesi bahane edilerek şehitler ve gazilerin üzerinden rant elde etmek isteyenler olduğunu ancak kendilerinin bugüne kadar hiçbir zaman şehit ve gazilerin ailelerini ihmal etmediklerini anlatan Aksu, "Her şehidimiz için ailesinden bir kişiyi işe aldık. Bugün şehit ailelerinden 10 binin üzerinde kişiyi istihdam ettik. Çünkü biz, şehitlerimizin geride bıraktıklarını kendimize bir kutsal emanet olarak görüyoruz" ifadelerini kullandı.