MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, başörtüsü düzenlemesinin, ''ilk ve orta öğretime yaygınlaşacağını ve kamu hizmetlerinde çalışanların da aynı haklardan yararlanacağını'' iddia etmenin, çok açık bir istismar çabası olduğunu ifade ederek, ''MHP, üniversiteler dışında böyle bir düzenlemeye kesinlikle karşıdır. Bu konudaki samimiyet ve kararlılığımıza herkes inanmalıdır'' dedi.

Partisinin TBMM grup toplantısında konuşan Bahçeli, 5 Şubat 2008 tarihinin, laiklik ilkesinin Anayasaya girişinin 71. yıldönümü olduğunu hatırlatarak, ''Bu vesile ile Türk Milletinin ve Cumhuriyetin kuruluş ilkelerini, demokrasiyi ve ortak milli ve manevi değerlerini bir bütün olarak kucaklamak ve bunları bir arada yaşatmak, yüceltmek ve savunmak iradesi ve kararlılığına olan sarsılmaz güvenimizi belirtmek istiyorum'' diye konuştu.

Bahçeli, başörtüsü sorununu Türkiye'nin gündeminden çıkartmak için iyi niyetle başlatılan bu sürecin; toplumun çeşitli kesimlerinde farklı tepkilere yol açtığını, bu konu etrafındaki tartışma ve değerlendirmelerin, mitingler, protesto gösterileri ve basın açıklamalarıyla yeni boyutlar kazanarak sürdüğünü belirtti.

Çok yönlü bir istismar aracı olarak kullanılan başörtüsü sorununun, bugün de maalesef gerilim dinamiği olarak görüldüğünün anlaşıldığını dile getiren Bahçeli, şunları söyledi:

''Bu konuda gösterilen bazı tepkilerin içeriği ve üslubu, bu sorunun kangren haline gelmesinin nedenlerini ve bu durumun sorumlularını bir kere daha gözler önüne sermiştir. Bazı tepkiler demokratik tartışma adabının dışına çıkarak hakaret ve hezeyan boyutlarına taşınmış ve toplumda korku yayma yarışına dönüşmüştür. Böyle bir zeminde sürdürülen tartışmalarda akla, insafa ve hukuka sığmayan suçlamalarda bulunulmuştur. Bunlardan bir kısmı, sahiplerinin ruh sağlığı hakkında ciddi endişeleri davet edecek şekilde tezahür etmiştir.''

Kışkırtıcı söylemlerin, samimi endişe ve tespit boyutlarını aşarak neredeyse temenni niteliği kazandığını kaydeden Bahçeli, şöyle devam etti:

''Temel kavramların içini boşaltarak bunların bir çatışma aracı olarak kullanılması ve bunlar etrafında cephe mevzilerinin sınırlarının çizilmeye çalışılmasının, çok tehlikeli bir toplumsal çatışma ortamının şartlarını hazırlamak olduğu ne yazıktır ki görülememiş veya gözardı edilmiştir. Bu tahrikleri, Cumhuriyetin değerlerini koruma düşüncesiyle yapanların çok iyi bilmesi gerekir ki kanunların tanınmayacağının peşinen ilan edilmesi ve herkesin ön yargılara dayalı kendi hukuk alanı
yaratmaya çalışması, hukuk devletine olan inançla bağdaşmayacak, ortak değerlerin korunması amacına da hizmet etmeyecektir. Bu yola sapılması ise kaos ortamına davetiye çıkarmak olacaktır.''

Başörtüsü sorununun çözümü sürecinde konunun böyle bir zeminde her yönüyle tartışılması ve bu sürecin her aşamasının tam bir açıklık içinde yürütülmesinin, haklı endişe ve kaygıların giderilmesi bakımından büyük önem taşıdığını ifade eden Bahçeli, ''Ancak burada esaslar doğru konmalı, gerçekler saptırılmamalı'' dedi.

-İddiaları yanıtladı-

Başörtüsü konusundaki iddialara da değinen Bahçeli, şunları söyledi:

''Birinci iddia, baş örtmenin yüksek öğrenim kurumlarında serbest bırakılmasını öngören düzenlemelerin üniversitelerle sınırlı kalmayacağı; bunun ilk ve orta öğretime ve kamu kesimine yayılmasının yolu ve önünün açıldığıdır. Bu iddia yersiz ve dayanaksızdır. Anayasa ve yasa değişiklikleriyle yapılması amaçlanan şudur:

nayasada yapılan değişikliklerle; kamu hizmetlerinden bireysel hak olarak yararlananlar bakımından ayrımcılık yapılamayacağı daha açık olarak hüküm altına alınmış ve kanunda açıkça yer almayan nedenlerle hiç kimsenin yüksek öğrenim hakkından mahrum bırakılamayacağı hükme bağlanmıştır. Bu düzenlemenin yüksek öğrenim kurumlarıyla ve bu haktan yararlananlarla sınırlı olacağı Anayasa normu haline getirilmiştir. Bu gerçekler ortadayken, bu düzenlemenin ilk ve orta öğretime
yaygınlaşacağını ve kamu hizmetlerinde çalışanların da aynı haklardan yararlanacağını iddia etmek, çok açık bir istismar çabasıdır. MHP; daha önce her vesileyle açıkladığı gibi, üniversiteler dışında böyle bir düzenlemeye kesinlikle karşıdır. Bu konudaki samimiyet ve kararlılığımıza herkes inanmalıdır.''