Dışişleri bakanı Ahmet Davutoğlu yurda döndü. Davutoğlu basın toplantısı düzenledi.

İsrail'in Gazze'ye yardım malzemesi götüren filoya saldırması sonrası Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi toplantısına katılmak için ABD'ye giden ve aralarında ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton'ın da bulunduğu yetkililerle, konuyla ilgili temaslarda bulunan Dışişleri bakanı Ahmet Davutoğlu yurda döndü.

İşte Davutoğlu'nun açıklaması:

Şu ana kadar 210 vatandaşımız intikal etti. Tüm yolcular toplandıktan sonra uçağımız Türkiye’ye dönecek ve vatandaşlarımız ailelerine kavuşacaklardır. Cenazeler İstanbul'a, yaralılar Ankara'ya gelecek. Sadece iki vatandaşımız çok ağır yaralı oldukları ve hareketleri mümkün olmadığı için orada kalacaklar. Ancak başlarında bir doktorumuzu bırakacağız.

BM'de Türkiye bütün talepleri kabul edilmiştir. Bu talepler gemilerin serbest bırakılması, uluslara bağımsız bir komisyonun kurulması, kesinlikle tazminat tazmin edilmesi, gazzeye blokajın kaldırılmasıydı. Bu akşama kadar vatandaşlarımız serbest bırakılmazsa İsrail ile tüm ilişkilerimizi gözden geçiririz.

Ümit ederiz ki bir daha bu tür gelişmeler yaşanmaz. Doğu Akdeniz'i biz bir barış denizi haline dönüştürmek istiyoruz. Hiçbir ülkenin uluslararası hukuka aykırı bir şekilde bir ülkenin gemisini arama yetkisi yoktur.

Uluslararası toplum bu konuda dayanışma göstermiştir. Hepsine teşekkür ederim. BM Güvenlik Konseyi'ndeki ülkeler tek tek bana ve heyetime gelerek, başsağlığı dilemişlerdir. Uluslararası hukukta hiçbir ülkenin ayrıcalığı yoktur. Hiçbir ülke kendisini uluslararası hukukun üstünde göremez.

Türk milleti bu bölgelerdeki bütün gelişmelere duyarsız kalamaz, bundan sonra da kalmayacaktır. Gazze'deki abluka insanlık suçudur. Sürdürülemez. Dileriz başta İsrail olmak üzere herkes Ortadoğu'da kalıcı barış için adım atar.

Bana biraz önce intikal eden haberlere göre, İsrailli diplomat eşlerinin geri dönme talepleri olmuş. İsrailli diplomatların güvenlikleri bizim namusumuzdur. Türkiye'deki bütün diplomatları korumak bizim görevimizdir.

Musevi vatandaşlarımız, bizim toplumumuzun asli unsurlarıdır. Onların güvenliği bizim güvenliğimizdir, mutluluğu bizim mutluğumuzdur. Musevi vatandaşlarımızın müsterih olmalarını istiyoruz.

Üçüncü olarak İsrailli turistler bizim misafirimizdir. Vatandaşlarımızın bütün herkese gösterdikleri misafirperverliği İsrailli turistlere de göstermelerini istiyoruz.

Şimdi bu tepkilerin yeni sükünetin almasını istiyoruz. Türk halkı tepkisini göstermiştir hüktümetiyle muhalefetiyle aydınlarıyla, askeriyle bütün dünya büyük bir dayanışma içinde olduğumuzu görmüştür. Uluslararası basında bu olaya büyük alaka göstermiştir onlara da teşekkür ediyorum.

Uluslararası basın İsrail’le ilgili bir konuda ilk defa objektif oldu. Bütün vatandaşlarımız ve bütün yabancı ülkelerin vatandaşları serbest bırakılacak. Uluslar arası sularda kaçırılan insanların yargılanması sözkonusu olamaz. Buna kimsenin hakkı yoktur. Türk vatandaşlarının hepsinin intikal ettirilmeleri için gerekenlerin yapılmasını istedik.

Eğer Türk vatandaşları İsrail’de yargılanmaya kalkışılsaydı biz hiyerarşık olarak İsrail yetkililer hakkında soruşturma başlatacaktık.

Refah kapısının açılması önemli bir adımdır ancak bununla yetinmemeliyiz. Gazze'deki insanların tam bir hürriyete sahip olmaları için herşeyi yapmaya devam edeceğiz. Diğer ülkelerin de kendi çabalarını gösteriyor olmalarından büyük memnuniyet duyuyoruz.

Ortadoğu'daki her türlü dengede Türkiye etkisini gösterecek kapasiteye sahiptir. Gazze'ye abluka kalkarsa, uluslararası komisyona yardım edilirse İsrail'le ilişkiler normalleşir ama bunun tam tersi olursa ilişkilerin normalleşmesi beklenmesin.

Bugün 210 vatandaşımız elleri, gönülleri hür olarak uçağa bindi. Vatandaşlarımızın hukukunu koruruz, yaşayanların koruyoruz, hayatını kaybedenlerin tek bir saç telinin de hukukunu sorarız.