Başbakan Erdoğan, Erdal Eren'in adını anarak referandum için oy istedi ama Eren'in abisi 'hayır' dedi. Başbakan 12 Eylül'de idam edilen 17 yaşındaki Erdal Eren'in de adını anarak referandum için oy istedi. Eren'in ağabeyi sıcak bakmadı.

Kardeşi Erdal Eren’in kamu vicdanında iade-i itibar aldığını söyleyen Erkan Eren, “Samimi bulmadığım, başka amaçlarla yapıldığını düşündüğüm" bu değişikliğe “Evet” oyu vermek "Vicdanımı rahatsız eder” dedi.

İnternethaber’e konuşan Erkan Eren, “Başbakan’ın sözlerini nasıl değerlendirdiği” sorusuna şu yanıtı verdi:

”Bu sözleri samimi bulmuyorum. Referandum öncesi kullanıyorlar. 12 Eylül’ü yapanların yargılanmasını isterim. Gönül isterki böyle olsun. Tek başına bu madde gelse önüme evet derim. Meclis'e de tek başına bu maddeyi getirse kimse hayır demez. Ama öyle değil. Referandumda asıl yapılmak istenenler başka. Diğer maddeleri geçirmek için bunu kullanıyorlar. O nedenle bu referanduma evet oyu vermek vicdanımı rahatsız eder. Çünkü yapılmak istenenler başka. O madde sadece başka şeyleri gizlemek için öne çıkarılıyor. Gerçek amaç olarak bunu görmüyorum. Esas başka bu da ancak çeşnisi.”

Erkan Eren, “Yargı kurumlarıyla ilgili eleştirileri mi kast ediyorsunuz?” sorusuna da “Evet” yanıtı verdi.

KARDEŞİM KAMU VİCDANINDA AKLANDI

Eren’e bugün Başbakan Erdoğan’ın kardeşinin ismini söylerken ne hissettiğini de sorduk. Erkan Eren, “AKP’lilerin kulanması beni rahatsız etti. Şimdiye kadar ne yaptılar. Benim kardeşim kamu vicdanında iade-i itbarını almıştır. 12 Eylül akla geldiğinde ilk onun ismi gelir. Ona yapılan haksızlıklar hatırlanır. Bu anlamda AKP’nin getireceği değişikliği samimi bulmuyorum” yanıtı verdi. (İnternethaber)

Arkadaşları anlatıyor...

İade-i itibarın bizim için anlamı yok.

Başbakan Erdoğan’ın dünkü grup konuşmasının bir bölümünü ayırdığı 12 Eylül döneminde idam edilen Necdet Adalı’nın cezaevinde aynı koğuşta yattığı arkadaşı Turgut Türksoy, Adalı ile cezaevi öncesinde de arkadaş olduklarını söyledi. Türksoy, arkadaşı Adalı’yı şöyle anlattı: “Ankara’da liseli gençlik Dev-Lis adı altında örgütleniyordu. Necdet toplantıya Altındağ’ı temsilen gelmişti ben de Kurtuluş’u temsilen Ulus bölgesinden. O dönemde arkadaş olduk. Ulucanlar Cezaevi’nde bir süre birlikte yattık. Ben çıktım. Ayrı cezaevlerinde kaldığımız dönemde sürekli mektuplaştık. Necdet 1.85 boyunda, sarışın, mavi gözlüydü. Annesi ona ‘Boncuk gözlüm’ derdi. Onun idamı gerçekten büyük bir trajedidir, suçsuz yere asıldı.” Başbakan Erdoğan’ın, referanduma “evet” denilmesi gerektiğini anlatırken bahsettiği Adalı için “iade-i itibar” sözleni Türksoy, şöyle değerlendirdi: “Necdet itibarları zedelenmiş bir kişi değildir. Asılan arkadaşlarımın hiçbirisinin itibarı zedelenmiş değildir. Zaten itibarlı kişilerdir. Yani iade-i itibarın bizim için hiçbir anlamı yoktur.”

11 yıl cezaevinde kalan Türksoy, bir anısını şöyle anlattı: “Necdet’e şaka olsun diye uyurken ranzasına idam ipi takmıştık. Uyandığında tepki gösterdi. Halbuki şaka kaldıran biriydi, çok şaşırdık böyle tepki göstermesine... Sonra ben de idamdan yargılandım. Rüyalarıma giriyordu. Ne kadar dehşet verici olduğunu o zaman anladım.”

İdamdan kurtaracak teklifi kabul etmedi

Mustafa Pehlivanoğlu’nun arkadaşı BBP Genel Başkan Yard. Remzi Çayır: “12 Eylül’deki referandumda da oyum evet olacak; çünkü o dönemin yargılanması ya da kimse yargılanmasa bile sembolik olarak çok önemli bir karar. Ki koğuş arkadaşım Mustafa, suçsuz Anadolu çocuğuydu. Hapisten kaçarken tamamen gönülsüzdü. Suçsuzluğunun kanıtlanabileceği ümidini taşıyordu. Savcı Nurettin Soyer asılmadan önce Mustafa’yı çağırdı ve bildiklerini anlatmasını istedi. Mustafa kabul etmedi. Kimseyi zan altında bırakmak istemiyordu.” (Kaynak: Mynet)