Kahramanmaraş’a gelerek Hafız Ali Efendi Meydanı’nda halka hitap eden AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan; “Daha çok yapmamız gereken hizmetler var. İşimiz hizmet, gücümüz millet. Bizde icraat onlarda ise laf var” dedi.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, özel uçak Ata ile bugün öğleden sonra Kahramanmaraş'a geldi.

Başbakan Erdoğan ile beraberindeki Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik ve Sağlık Bakanı Recep Akdağ'ı havaalanında Vali Mehmet Niyazı Tanılır, TBMM Başkan Vekili Nevzat Pakdil ve diğer yetkililer karşıladı. Partisinin Müftülük Meydanı'nda düzenlediği mitinge katılmak için hareket eden Başbakan Erdoğan'a, yol boyunca Kahramanmaraşlılar sevgi gösterisinde bulundu.

Adıyaman’dan havayolu ile Kahramanmaraş’a gelen Başbakan Erdoğan, saat 15.00’da başlayacağı bildirilen “Marka Şehir Kahramanmaraş” mitingine yaklaşık 2 saatlik rötarla katıldı.

Beraberinde Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, Sağlık Bakanı Recep Akdağ, Yerel Yönetimlerden sorumlu Genel Başkan Yardımcısı, Manisa Milletvekili Hüseyin Tanrıverdi, Kahramanmaraş ve Gaziantep milletvekilleri ile miting alanına gelen Başbakan Erdoğan, burada kendisini saatlerce bekleyen yaklaşık 60- 70 bin kişilik kalabalık tarafından coşkulu bir şekilde karşılandı.

“Büyük Türkiye’nin büyük duruşlu Lideri” diye anons edilen Başbakan Erdoğan, “Türkiye seninle gurur duyuyor” tezahüratları karşısında ise; “Biz de sizinle gurur duyuyoruz. Sizleri muhabbetle selamlıyorum” diyerek sözlerine başladı.

BAYKAL'A ÇAĞRI YAPTI: ÇETELERİN DEĞİL, MİLLETİN AVUKATLIĞINI YAP

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ana muhalefet partisi lideri Deniz Baykal'ı çetelerin avukatlığını bırakıp, milletin avukatlığını yapmaya davet etti.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, partisinin Kahramanmaraş mitinginde yaptığı konuşmada Danıştay'a yapılan silahlı saldırıyı hatırlatarak, Deniz Baykal'ın olayın ardından hükümeti suçladığını, çetelerin avukatlığını yaptığını, faillerin ortaya çıkmasından sonra da sustuğunu belirterek, "Sayın Baykal, çetelerin avukatlığını bırak biraz da milletin avukatlığın yap." dedi.

Baykal'ın televizyondaki düello teklifine göndermede bulunan Erdoğan, "Seçimlerin meydanı burası, burası. Bize sandıklarda, bu meydanlar oy verecek. Demokrasinin meydanı burası. Bu meydanların dilini önce dinle." ifadesini kullandı.

Ülke liderlerinin birçok yerde el pençe divan durduğu zamanların geçtiğini söyleyen Erdoğan, "Yurt içinde, yurt dışında hiçbir vatandaşım kendini ezik horlanmış hissedemez." diye konuştu.

Gerilim siyasetiyle, çamur siyasetiyle işinin olmadığını, halkın her şeyin farkında olduğunu vurgulayan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bu işte olup biteni görüyorsunuz. Siyaset, meydanlarda yapılır. Siyaset, milletin içinde yapılır. Bunların böyle bir derdi yok. Siyaseti ekranlar üzerinden, medya üzerinden yapıyorlar. Başbakan, milletin diliyle üslubuyla konuşuyor. Başbakan, milletin yüreğinden konuşuyor. Başbakan, medyayla neden kavga ediyormuş. Haftalardır seçim sandığı ufukta göründüğünden beri karalama kampanyası başlattılar. İftiralar attılar, atıyorlar. Ben diyorum ki sizin, diğerlerinin, elinizde belge varsa, ülke hukuk devleti, neden yargıya gitmiyorsunuz? Belediye başkanı arkadaşlarımızın dokunulmazlığı yok. Yargıya gidin. Bunlar 'komünistlerin çamur at tutmazsa izi kalır' anlayışı var ya bunlar o dille konuşuyor. İftira atıyor. Önemli değil tutmazsa da iz bırakır. Okuyanların, izleyenlerin zihnini bulandırıyorlar. Kural tanımıyorlar, en küçük eleştiride basın özgürlüğü deyip velveleye veriyorlar. Senin basın özgürlüğün olduğu kadar benim de düşünme ve konuşma özgürlüğüm var. Herkes işini yapacak. Kimse imtiyazlı değildir. Kimse kanunların üzerinde değildir. AK Parti bu türlü siyasetin içinde olmayacak. Demokrasiden taviz vermeyecek AK Parti. AK Parti, şantaja izin vermedi bundan sonra da vermeyecek."

Doğan Grubu'na kesilen ceza ile ilgili de konuşan Erdoğan, seçim sürecinin başlamasıyla birlikte partisine, şahsına, ailesine ve başkan adaylarına yönelik iftira kampanyası başlatıldığını hatırlatarak, şöyle konuştu: "Bu ülkenin resmi bir kurumu, Maliye Bakanlığı inceleme yapıyor, araştırıyor bir kuruluşa ceza veriyor. Bu konu yargıya intikal edecek, araştırılacak. Olay boyutlarıyla ortaya çıkmadan Baykal ezberden konuşuyor. Bu bir rejim sorunudur diye. Yahu bir bekle, konuyu incele. Partide bu işlere aşina uzmanların vardır. Hayır, Baykal anında televizyona çıkıyor, sorumsuzca demeçler veriyor. Ergenekon olaylarında da gördük aynı olayı. Sayın Baykal hükümeti suçluyor. Devletin savcısı, hakimi karanlık güç odaklarıyla yasalar çerçevesinde mücadele veriyor. Baykal avukatlık yapmaya çalışıyor. Çetenin, mafyanın hukuk dışılığının avukatlığını yaparak muhalefet olur mu? Biz çeteyle de mafyayla da mücadele edeceğiz. Baykal'ın bir kere de milletin sesine kulak vermesi gerekmez mi?"

MHP lideri Bahçeli'ye de yüklenen Erdoğan, şöyle konuştu: "Bakıyorsunuz aynı tarz siyaseti Bahçeli de sürdürüyor. Kapalı salon toplantısı, yazılı basın açıklaması yapıyor. Biz göreve geldiğimizde kamu net borç stoku yüzde 64'tü. Şimdi yüzde 25. MHP'nin ortak olduğu iktidarda devletin borçlanma faizi yüzde 63'tü. Şimdi de yüzde 11,5. Şu aradaki 50 puan fark benim halkımın cebinden çıkıyordu. Sayın Bahçeli, önce ekonomi öğren. IMF'ye olan borç 23,5 milyar dolardı. Bizim borcumuz 8 milyar dolar. Halep oradaysa arşın Kahramanmaraş'ta. Hesap ortada. Nereden nereye geldik. Bunları gör." (Ajans 46 - Cihan - www.kanal46.com)