Başbakan Recep Tayyip Erdoğan partisinin grup toplantısında konuştu.


Erdoğan Fransa'nın kararıyla ilgili, "Sarkozy ve yandaşlarını Fransız halkının takdirlerine havale ediyorum” dedi. Erdoğan, Uludere'de ölen 35 vatandaşın ailelerine 123 bin lira tazminat ödeneceğini açıkladı.


MARMARAY: BİR DÜNYA PROJESİ


14 Ocak'ta İstanbul'da Marmaray Projesi'nin ilk ray kaynak törenini yaptık. İstanbul boğazının altına tüpler yerleştirerek iki kıtayı birleştirmek 150 yıl önce hayali kurulan bir projeydi. bu hayali 2004 yılı Ağustos ayında ilk kazmayı vurarak Ak Parti hükümeti olarak biz başlatttık.


Marmaray Projesi kapsamında Asya ve Anadolu yakalarında 40 istasyon inşaa ediyoruz. Proje tamamlandığında Üstüdar Sirkeci arası 4 dakikada alınabilecek. Gebze'den Halkalı'ya 105 dakikada ulaşmak mümkün hale gelecek. Burada önemli bir noktayı vurgulamak istiyorum. Marmaray bir İstanbul projesi değildir. Marmaray iki kıtayı demiryollarıyla birleştiren Küresel ölçekte bir yatırım, bir Türkiye,hatta Dünya projesidir. Londra'yı Pekin'e bağlıyoruz bu projeyle.


ANKARA'DA KENTSEL DÖNÜŞÜM


Kuzey Ankara girişi, kentsel dönüşüm projesi, önemli bir proje. 7.5 milyon metrekarelik bir alanda gerçekleştirilen bu proje kapsamında 6 bin 500 gecekonduyu yıktık, 30 bin kişiyi tahliye ettik. Havayolu üzerindeki o çirkin görüntüyü ortadan kaldırdık. Modern alanlar inşaa ettik.


Türkiye olarak ne Suriye'de ne de başka bir ülkede, herhangi bir etnik grubun yanında ya da karşısında olmamız sözkonusu değildir. Biz bölgemizdeki her meseleye barış merciinden bakıyoruz. Mezhep çatışmalarının yüzyıllardır bölgeye ağır faturalar çıkardığını biliyoruz. Bölgedeki tüm ülkelerin meseleye böyle yaklaşmasını bekliyoruz.


MALİKİ'YE SERT ÇIKTI


Maliki'nin Türkiye bizim içişlerimize karışıyor yaklaşımını da çok çirkin ve talihsiz bir açıklama olarak görüyorum. Teskereyi hatırlayın. Irak'taki kardeşlerimiz istemediği için biz Irak'a girmedik. Aksi takdirde Türkiye'de Irak'ta olacaktı. Çünkü biz istenmediğimiz yerde olmayız.Maliki'nin şunu bilmesi gerekirdi. Siz mezhep kavgası içinde eğer Irak'ta böyle bir çatışma sürecini başlatırsanız, bizim buna sessiz kalmamız mümkün değil. Çünkü biz sizlerle sınır komşusuyuz, akrabalık ilişkilerimiz var. Hepsinin ötesinde tarihten gelen kültürel bağlarımızında bir anlamı var. Sizler Irak'la yakından uzaktan ilişkisi olmayanlarla hoşgeldiniz diyeceksiniz, onları ağırlayacaksınız, onlara sesiniz çıkmayacaksınız, sınır komşunuz Türkiye'ye bizim içişlerimize karışıyor diyeceksiniz. Bu nasıl bir siyaset anlayışıdır. Bu nasıl bir ülke yönetimi anlayışıdır.Önce söylediklerini kulaklarının duyması lazım. Onun için talihsiz bir açıklama diyorum.


Bakanlarınızın evlerinin önüne tank yerleştirirseniz herhalde kimse size adil bir yönetimsiniz demez. Bakanlar sabah bakıyor ki evin önünde tank var, namluyu eve yöneltmiş. Cumhurbaşkanı birinci yardımcısı aynı şekilde. Böyle bir yönetim anlayışı olur mu. Bunları maalesef Irak yönetimi sergiledi. 


SURİYE'YE KERBELA ÖRNEĞİ


Suriye'de azınlığın çoğunluğa hükmettiği değil, zulmettiği değil, halkın taleplerine uygun bir idarenin oluşmasını samimiyetle savunuyoruz. Irak'ta bir mezhep çatışmasının çıkmasına sebep olanlar, tıpkı Kerbela'da Peygamber Torunu'nun kanını akıtan Yezid gibi tarihin sayfalarına bir kara leke olarak yazılırlar dedim. Kim kim ibadet eden kardeşini katlediyorsa o Yezid'in izindedir. Halepçe'de kürtler kimyasal silahlarla katledildiğinde acıyı yüreğimizde hissettik. Onu bu ülke yapmadı. Ülkemizde yapılan seferberlik, harcanan para ortada. Altınköprü'de Türkmenler katledildiğinde, bize saldırılmış gibi üzüldük. Köylerde, camilerde sünniler toplu halde katledildiğinde yasını bizde tuttuk. Kerbela'da Necef'te, ibadet eden Şii'lere yönelik saldırılara telin ettik.


Biz Irak Başbakanı Maliki'ye ve Iraklı yetkililere uyarılarımız yaptık. Umuyor ve  inanıyorum ki, Irak yönetimi Türkiye'nin dostane tavsiyelerine kulak verir ve Irak halkının çile çekmesine fırsat vermez.


İNKAR YASASI


Dün çok az üyenin katılımıyla Fransa'da bir oylama yapıldı. Gerek Fransa Ulusal Meclisi'nde gerek Senato'da kabul edilen bir teklif bizim için tamamen yok hükmündedir. Ortaçağ zihniyetinin yeniden horlatılması anlamına gelen bu karar, açıkça Avrupa değerlerini ayaklar altına almakta, sağduyuyu ortadan kaldırmaktadır. Gerekli uyarıları yaptık. Bir yanlış yapıldığını, tarihin parlamentolarda yargılanamayacağını kesin bir dille ifade ettik. Bu aşamada yasa teklifine karşı oy kullanan senatörlerin, başvuruları için gerekli girişimleri sürdürüyoruz. Bu hatanın telafi edileceğine dair umudu henüz kaybetmiş değiliz. 


KÜÇÜK İNSANLAR


Türkiye öyle büyük bir ülkedir ki, dostluğu büyük bir paye olduğu kadar, küçük insanlar için husumeti de büyük bir payedir. Hiç kimsenin Türkiye ile kavga ediyorum deyip böbürlenmesine fırsat vermeyeceğiz. Hiç kimsenin Türkiye üzerinden siyasi rant elde etmesine fırsat tanımayacağız. Fransız entelektüellerine sesleniyorum. Kabul edilen bu teklif aleni bir ırkçılıktır, düşünce özgürlüğü katliamıdır. Türkiye düşmanlığı üzerinden oy devşirme çabasıdır yapılan. Yapılan Fransa tarihine olduğu kadar  Avrupa tarihine de haksızlıktır. 


FAŞİZMİN AYAK SESLERİ


Bu ayrımcılığa karşı susanlar, tepsisiz kalanlar, Avrupa'da faşizmin ayak seslerini duymamak gibi bir vebalin altına girerler. Bu mesele Türkiye Fransa meselesi değildir. Bu mesele bir ayrımcılık, ırkçılık meseledir. Burada şu ironik noktaya özellikle dikkat çekmek istiyorum. Sarkozy'nin büyük dedesi Osmanlı topraklarında doğmuş büyümüş biridir. Dedesi kovulan musevilerdendir. Ne kadar Türkiye düşmanlığı yaparsa yapsın, soyu Osmanlı'ya dayanan tarihiyle Türkiye ile kesişen biridir. Sarkozy, ne kadar çabalarsa çabalasın, geçmişini silemeyecek, Osmanlı hoşgörüsüne gölge düşüremeyecektir. 


Etap etap yaptırımlarımızı uygulamaya koyacağız. Hala sabır dönemindeyiz. Sürecin nasıl şekilleneceğini hep birlikte izliyoruz. Gelişmelerin seyrine göre gereken tepkimizi ortaya koyacak, eylem planımızı da kamuoyuyla paylaşacağız. 


ULUDERE


Talihsiz bir olay yaşadık, 34 vatandaşımızı kaybettik. CHP, BDP, PKK terör örgütünün, ve onlarla birlikte bazı medya kuruluşları istismarcı yaklaşımlarının tersine biz orada soğukkanlı, acıyı paylaşan bir tavır sergiledik. Aradan geçen bir ay içinde Uludere'ye samimiyetsizlikle yaklaşanlar meseleyi unutup kenara çekilirken, biz meseleyi takip ediyoruz. Biz Uludere'de yaşananların aydınlatılması için imkanlarımızı seferber ediyoruz. O köylerde benim evlat acısı çeken kardeşlerimin acısını istismar edenler, altını çiziyorum, acaba Hakkari'de polis otobüsüne saldırılırken, öldürdükleri Zeki Yeşil kardeşimin, Bingöl'de çocuklarını korumak için bomba üstüne atlayan kardeşimin, Batman'da hamileyken öldürülen kardeşimin hesabını verebilecekler mi?


BDP BU ELEŞTİRELERE YANIT VEREMEYECEK


Bazı yazılı ve görsel medya organları bunları gündeme getiroylar mı? Bir gün. geldi geçti bitti. İşlerine gelince öyle olmuyor. BDP'liler Uludere'den sonra vicdan kavramını hatırladılar. Sizin vicdanınız neredeydi. Eğer samimiyseniz o gözyaşını Hatice Belgin için neden dökmediniz. Eğer samimiyseniz, Mizgin Doru ve karnındaki doğmamış bebeği için neden dökmediniz. İstanbul'da belediye otobüsünde molotofla yakılarak öldürülen karrdeşimiz çocuk değil miydi, neden tek kelime etmediniz. 14-15 yaşında dağa gönderilen çocuklar, o çocuklar sizin için gözyaşı dökülecek çocuklar değil mi? Neden sizin gözyaşlarınız orda akmaz. Neden bu gidişatı durdurmak yerine gençlere dağı gösterirsiniz. Uludere için güvercin oldunuz, Diyarbakır'da bir mağarada işkence görüp katledilen örgütten kaçan 5 kız için neden şahin kesilmediniz. Neden örgüte tek cümleyle eleştirmediniz?


BDP'NİN TİMSAH GÖZYAŞLARI


Terör örgütünün katliamlarına gözyaşı akıtmayanların Uludere'de akıttıkları gözyaşları timsahların gözyaşlarıdır. Uludere'deki acılı kardeşim bunların nasıl iki yüzlü olduğunu görsün. Biz böyle bir çifte standarta asla tenezzül etmedik. Biz bu yola analar ağlamasın diye çıktık. İşte terörle mücadele esnasınıda güvenlik güçlerinin mağaradaki teröristlere yönelik tavrını gördünüz. saatlerce bir generalin dil döktüğünü gördünüz değil mi?Askerin parkasını çıkarıp teröristin üstünü örttüğünü gördünüz değil mi? 5 yıldır annemi görmüyorum diyen çocuk teröriste, seni annene götüreceğiz denilince nasıl hıçkırıkla ağladığını gördünüz değil mi? Ama diğre tarafta silah kürtlerin güvencesidir diyenlerin vicdanı olabilir mi? Şu anda bu çatının altında bu ifadeyi kullanabiliyor. Bunlar kanın ticaretini yaparlar. Bunlar ölmeyi, öldürmeyi teşvik ederler. Dikkatinizi çekiyorum.


FAİLİ MEÇHUL CİNAYETLER


Bizim dönemimizde vuku bulan hadiselerin değil, bizden önceki acı hadiselerin de izini süreceğiz. 19 kişinin kemiklerini bulduk. Bize kadar niye yapılamıyordu. Ama şimdi yapılıyor. Eyy yazılı medyanın bir kısmı. Bunları görmüyor musunuz? Toprağın altındaki silahları nasıl biz çıkardıysak, bugünde toprağın altındaki faili meçhulleri biz ortaya çıkarıyoruz. Ama bazılarının gözü var görmez, kulağı var duymaz, konuşamaz, çünkü kalpler mühürlü. 70'lerin, 80'lerin antidemokratik dönemlerinde nice değerimizi yitirdik. 1990'larda bu ülke faili meçhuller arenasına dönmüştü. 24 Ocak'ta Uğur Mumcu, Gaffar Okan katledildi. Bunların üstü örtüldü. Kimi yurtdışına kaçtı. Cem Karaca gibi vatanına dönenler oldu, ama Ahmet Kaya gibi vatanına dönemeyenler oldu. Musa Anter'in ismini andım, Anter'in oğlu, bana bir mektup gönderdi. 43 senedir memleketine gidemediğini anlattı. Memlekete girişinin sebebini hala bilmediğini anlattı. Babasının mezarına gidip fatiha okumama izin verin dedi. Hemen araştırdık, izin yetkimiz olduğunu gördük, ülkesine döndü. Bu ülke çok büyük acılar yaşadı. Biz bazılarının sabırsızlığını anlıyoruz, ama iki asırdır acılar yaşayan bu toprağı bir gecede gülistana çevirmenin zor olduğunu da herkes görmeli. 


CHP DARAĞACINA NEDEN ÇIKTI?


Karşımızda yüzelli yıl öncesinin İttihat ve Terakki zihniyetini taşıyan bir CHP'si var. Doğunun İttihat ve Terakkisi olmayı özleyen bir BDP var karşımızda. Bu ülkede CHP sadece ve sadece bir nedenle darağacına çıkmıştır. Yağlı ipliği masum insanların boynuna geçirmek için. Kılıçdaroğlu, bunu bilmiyorsa, Ali Çetinkaya'nın idam kararlarına baksın. Bilmiyorsa, 3 Aliller divanına baksın. Hiçbirini bilmiyorsa, otomobil farıyla aydınlatılan mahkemede Seyit Rıza'nın nasıl idam edildiğine baksın. 


CHP'YE DE BEDELLİ ÇIKARMALI


Dersim faciası CHP eseridir. Bu facia 1939'da bitmişdir. Bağımlı yargının eseri ise yıllarca daha sürmüştür. Ama bugün artık yargı birilerine bağımlı değil, bağımsızdır. Esasen CHP'nin rahatsızlığı da işte bu yeni süreçtir. Artık yeni militanlarını yargıya yerleştiremeyenlerin feryadıdır. Biri Anayasa Mahkemesi'nin biri Danıştay'ın önünde iki bekçi kulubesi kurdular, yürütmenin elini bağladır. Bizim bir bedelli de onlar için çıkarmamız gerekiyor. Yoksa bunların Anayasa Mahkemesi ve Danıştay önündeki nöbetleri bitmeyecek. İşte katsayı düzenlemesi örneği. Dürüst ol ya. 28 Şubattaki, 27 Mayıs'taki zihniyet neyse bugünde o. Niçin bu imamhatipler sizi bu kadar rahatsız ediyor. İmamhatip okulunda bu çocuklar ne okuyor bu çocuklar. Düz lisede ne okuyorsa onu okuyor, üstüne dini dersler alıyor. Bir yarış, herkes hangi imtihana giriyorsa, onlarda bu imtihana giriyor. Niye. Dindar bir nesil gelmesin. 


MESLEK LİSELERİNE DÖNECEĞİZ


Eğitimi artık meslek liselerine kaydıracğız. Yurtaşındaki gibi eğitimin yüzde 60'ı yüzde 70'i meslek lisesi olacak. Bakın ben size bir şey söyülyorum. Kapıcının çocuğu Siyasal'a giriyor, Anadolu'nun yoksul ve zeki evlatları iyi eğitim alınca bunları iktidarı sarsılıyor. CHP işte bundan rahatsız oluyor. 27 Mayıs ve 28 Şubat'ı da bu zihniyetle yaptılar. 


HER AİLEYE 123 BİN TL


Her aileye 123 bin TL ödüyoruz. Bu paranın ölenleri geri getirmeyeceğini bizlerde çok iyi biliyoruz. Bizim hedefimiz gönülleri kazanabilmektir. Bu par amağdur vatandaşlarımızın analarının ak sütü gibi helaldir. Meselelelerin üstünü örtme amaçlı değildi.


HRANT DİNK DAVASI


Hrant Dink davasının da aydınlatılması en büyük isteğimizdir. Dosya kapanmamıştır. inanıyorum ki tatmin edici bir süreç işletilecektir. Yürütme olarak üstümüze düşen sorumluluğu hakkıyla yerine getirecğiz. Bu olay Türkiye'nin hoşgörüsünü zedeleyemeyecektir. 


MİLLİ GÜVENLİK DERSİ KALKIYOR


Eğitim AK Parti için hep ön planda oldu. Bu konuda çok ciddi adımlar attık. Altyapısını geliştirmek için 9 yılda 169 bin yeni derslik açtık. Personelde en büyük hisseyi MEB'e verdik. şu ana kadar 323 bin ğretmen aldı.234 bin 500 bilişm teknolojileri sınıfı kurduk. Nicelikten niteliğe döndük. Milil Güvenli Eğitim dersini müfredattan kaldırıyoruz.