12 Eylül darbesinin ardından cezaevinde işkencelere maruz kalan ülkücülerin anayasa paketini desteklemesi Bahçeli'yi kızdırdı.Bahçeli, "Biz, kendine eski ülkücü veya eski MHP'li diyerek, gittikleri yerin bir türlü yenisi olamayıp, itibarını bile hala bu kutlu hareketin eskisi ve müsveddesi olmakla övünenlerin tuzaklarına düşemeyiz." dedi.

MHP Ankara İl Başkanlığı ev sahipliğinde Bolu , Düzce, Karabük, Zonguldak, Bartın, Kırıkkale, Çorum, Çankırı, Kastamonu illerinin katıldığı '1. Bölge İstişare Toplantısı ' Anadolu Gösteri Merkezi'nde yapıldı . 3 bin 455 kişinin davet edildiği toplantıda konuşan MHP Genel Başkanı Bahçeli, Anayasa değişikliğine destek vereceklerini açıklayan eski ülkücülere sert tepki gösterdi.

TRT başta olmak üzere bazı medya kuruluşlarını, hükümetin arka bahçesi olmakla suçlayan Bahçeli, medya kuruluşlarının telkinleriyle yol alamayacaklarını ifade etti. Aydınlığı kendinden menkul zihniyetlerin ekranlardaki sözde tavsiyeleriyle karar veremeyeceklerini savunan Bahçeli, "Biz, kendine eski ülkücü veya eski MHP'li diyerek, gittikleri yerin bir türlü yenisi olamayıp, itibarını bile hala bu kutlu hareketin eskisi ve müsveddesi olmakla övünenlerin tuzaklarına düşemeyiz. Son günlerde, merkezi Amerika olan bir zihniyetin ülkemizdeki uzantıları ile beslenen işbirlikçileri , milliyetçi-ülkücü hareket için yoğun bir kampanyaya başlatmışlardır. Bunlar, ağızbirliği etmişçesine, TRT ekranlarında birer birer boy göstererek, gazete sütunlarında ardı ardına makaleler yazarak, Milliyetçi Hareketin meseleler karşısındaki duruşunu ve tavrını eleştirme ve yönlendirme yarışına girmişlerdir. Bunlar; partimize mensubiyetleri, kendinden menkul zavallıları bularak konuşturmakta ya da dava arkadaşlarımın geçmişte çektiği çileler üzerinden ağır tahriklerle milliyetçilik ve meşakkat istismarı yapmaktadırlar." diye konuştu .

Türkiye'nin her yönden çok ağır buhran hali yaşadığını, daha kritik bir dönemin de arefesinde bulunduğunu iddia eden Bahçeli, Türk milletinin bekasına yönelik tehditlerin tırmandığını ileri sürdü. Vatanın birliği ve beraberliği üzerindeki risklerin çoğaldığını savunan Bahçeli, vatandaşların kardeşliğine yönelik tehlikelerin arttığını iddia etti.

"Üzerimizdeki gerilim giderek ağırlaşmakta, Türkiye bir kırılmanın eşiğinde durmaktadır." diyen Bahçeli, içinde bulunulan durumun çok zor ve sıkıntılı günlerin beklendiğinin habercisi olduğunu ileri sürdü. Bayrak, vatan, millet, devlet, cumhuriyet, demokrasi, milli kimlik gibi kavramları savunmanın her zamankinden daha önemli olduğunu ve daha öncelikli hale geldiğini iddia eden Bahçeli, şöyle devam etti: "Bu kadar ağır buhranlar içinde çırpınan Türkiye 'de artık teferruatlar üzerinde durmak söz konusu olmamalıdır. Milletimizin kaygılarını yaşayanların, geleceğimizle ilgili endişeler taşıyanların, suskun kalması da mümkün değildir. Millet evlatlarının daha fazla sessiz durması, daha fazla göz yumması ve daha fazla ayrı kalması düşünülemez. Gün; kısır tartışmaların günü değildir. Gün; birleşme, bütünleşme, saflarımızı sıkılaştırma günüdür. Bu büyük buluşmanın adresi de bellidir: Kucaklaşmanın adresi , uzlaşma ve huzurun adresi Milliyetçi Harekettir ."

AYDINLIK TÜRKİYE PARTİSİ MHP'YE KATILDI

Aydınlık Türkiye Partisi'nin yöneticilerinin ve mensuplarının MHP'ye katıldığını açıklayan Bahçeli, 'yuvanıza hoşgeldiniz' dedi. Parti çatısı altında bulunmayan bütün dava arkadaşlarını da yuvalarına dönmeye çağıran Bahçeli, bundan sonra da artan bir teveccühle Milliyetçi Hareketin giderek büyüyeceğine yürekten inandığını söyledi.

Türkiye'nin tehlikeli bir cepheleşmenin bütün belirtilerini gösterdiğini iddia eden Bahçeli, milletin, sonuçları çok ağır olacak bir kutuplaşmanın bütün işaretlerini verdiğini savundu. Bir milletin bütün fertlerinin aynı düşünmesini, aynı davranmasını, aynı tepkileri vermesini bekleyemeyeceklerini anlatan Bahçeli, "Fertlerin farklı düşünme, farklıyı tercih etme hürriyetlerine saygı duymak durumundayız. Ne var ki bu farklığın sınırı, milletin bölünmez bütünlüğüne kadar dayanmamalıdır. Bu farklı düşünmenin son noktası, devletin varlığının tehlikeye düştüğü yere kadar olmalıdır. AKP zihniyeti bugün, Türk milletini çözmek, Türk devletini bölmek için projeler üreten küresel güçlerle 'kutsal bir ittifak' halindedir. İzlenen nifak politikaları sonucu, milli ve manevi değerler ekseninde çatışma mevzileri oluşturulmuştur. Türkiye karşıt kutupların çekiştiği, sorunlu bir ülke haline getirilmiştir. Türkiye Cumhuriyeti'nin temel harcı olan bütün ilke ve esaslar tartışmaya açılmıştır. Milli devlet niteliğini ve üniter yapısını tasfiye etmeyi hedef alan alçakça bir kampanya başlatılmıştır. Terör ve etnik bölücülükle mücadelede sergilenen acz ve teslimiyet ile ülkemiz, çok ciddi kayma ve sapmanın yaşandığı kritik bir dönemece girmiştir." diye konuştu.

Cumhurbaşkanı'nın İran'a giderken 'iyi şeyler olacak' müjdesi ile başlayan sürecin, 'PKK açılımı'na dönüştüğünü ve ülke için tam bir yıkım halini aldığını ileri süren Bahçeli, bir yıllık sancılı tartışmalarla geçen süreçte beklenen iyi şeylerin bir türlü gerçekleşmediğini savundu.

Analar üzerinden ağır istismarlar yapılmaya, şehitler ve şehitlik, terörle mücadele sorgulanmaya, gazilerin kahramanlığı, korucuların mücadelesinin karalanmaya çalışıldığını iddia eden Bahçeli, ağır kışkırtmalara maruz kalan milletin ayrışması için ne hıyahet varsa sergilendiğini ileri sürdü.

Hükümetin Anayasa değişikliklerinin bir toplumsal ihtiyaçtan da öte bu sinsi niyetin hayata geçirilme çabası olarak görülmesi gerektiğini savunan Bahçeli, "Ve bu maksada ulaşmak için atılacak adımlar, bilinmelidir ki, PKK'nın siyasi gündem ve stratejisinin adım adım ilerletilmesidir. Açılım denen ihanetin anayasaya yedirilmesiyle bölücülüğün meşrulaşması, bölünmenin adım adım gerçekleşmesi için aziz milletimize siyasi bir bedel ödettirilmek istenmektedir. Terörün sözde bitirilmesi için, Türkiye'de anayasal çözüm süreci başlatılmasının iç ve dış odaklar tarafından gündeme getirildiği malumunuzdur. Şimdi de bölücülüğü meşru hale getirme çabalarının, siyasi çözüm maskesiyle anayasa değişikliği çerçevesinde, ilerletilmeye çalışılacağı gerçek olarak karşımızdadır." şeklinde konuştu.

ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ İHTİYAÇ

İddia edildiği gibi AK Parti'nin demokrasi ve demokratikleşme, özgürlük ve özgürleşme, hukuk ve adalet aramak gibi bir inancı ve tasasının bulunmadığını iddia eden Bahçeli, PKK açılımının ambalajının demokratikleşme; Anayasa paketinin gerekçesinin de demokratikleşme olduğunu savundu.

Anayasa değişikliğinin ihtiyaç olduğunu vurgulayan Bahçeli, isteklerini şöyle sıraladı: "Önce ahlaka uygun yöntemlerle, başkalarına saygı gösteren bir anlayışla, farklı düşüncelere kulak veren bir etik yaklaşımla, toplumun tamamını dinleyen bir geniş görüşle, azami uzlaşma kanallarının arayışı ile yapılmalıdır. Bugün bunların ve beklentilerimizin hiçbirisi karşımızda yoktur. Bu, Anayasa değişikliklerine usülden karşı çıkışımızın birinci yönüdür. Diğeri ise önerilerimizin dikkate alınmamasına yönelik itirazlarımızdır. Partimiz baştan beri yaptığı açıklamalarında; Anayasa değişimi için TBMM'nde temsil edilen siyasi partilerden teşekkül etmiş bir 'Anayasa Değişikliği Uzlaşma Komisyonu' oluşturulmasını istemiştir. Değişiklik talepleri üzerinde bu komisyonun mutabakata varacağı maddelerle ilgili 'Demokratik Sözleşme' yapılmasını önermiştir. Ve üzerinde uzlaşılan değişikliklerle ilgili onayın 24. Dönem TBMM'nin iradesine bırakılmasının gerektiğini kamuoyu ile açıkça paylaşmıştır. Ne var ki partimiz, bu uyarı ve önerilerimizde hem karşılık, hem de muhatap bulamamıştır. Bu nedenlerle, bir yerlerde hazırlanmış, sahte imzalı ve eksik metinlerin milletimize 'ya üç günde okursun ya da keyfin bilir' dayatmaları ile sonuç getirmesi mümkün değildir. Böylesi dayatmaları Milliyetçi Hareket kabul etmez. Milliyetçi Hareketin kadroları ise asla uygun görmez, asla destek vermez."

Başbakan'ın maksadının, kafasındaki bölünmüş Türkiye'yi gerçekleştirmek için kendisini önleyecek hukuki engellerin 'birinci Anayasa paketiyle' ortadan kaldırılması olduğunu iddia eden Bahçeli, açılımla amaçladığı yıkım çalışmaları ve projelerinin, şayet birincisini aşabilirse ikinci anayasa paketi ile gerçekleşeceğini ileri sürdü.

Anayasa değişikliğinin Meclis'ten geçmemesi halinde erken seçim yapılacağını savunan Bahçeli, değişikliğin Meclis'ten bu haliyle geçmesinin bile mümkün görülmediğini; çünkü başta kendi partisinin milletvekilleri ikna olmadığını iddia etti. Gidilebilecek referandum ihtimalinde de hayır çıkacağının kesin olduğunu ileri süren Bahçeli, AK Parti'nin hayat bulduğu saha, Başbakan'ın nefes aldığı yegâne alanın toplumu ve değerleri kamplara ayırma, bölme ve parçalama üzerine kurulu olduğunu savundu.

UYANIK OLUN

Milliyetçi Hareketin her ferdinin uyanık olmasını isteyen Bahçeli, "Dışarıdan gelen fısıltılara kulağını kapatmak mecburiyetindedir. Kafası karışmış vatandaşlarımızı uyandırmak zorundadır. Ve her an bir Erken Genel Seçim olacakmış gibi hazırlıklı bulunmalıdır. Ve eminim ki bir karar günü gelirse aziz milletim, tercihini birlikten beraberlikten ve ilelebet kardeşçe yaşamaktan yana kullanacaktır. Bölünmeye, parçalanmaya hayır diyecektir. Teröristle kucaklaşmaya, terörle yaşamaya hayır diyecektir. Açılım denilerek adım adım ufalanmaya hayır diyecektir. Yokluğa, yoksulluğa, yolsuzluğa hayır diyecektir. Devletin daha fazla tahribine vereceği cevap kesinlikle hayır olacaktır. Toplumsal dokumuza, kardeşliğimize vereceği zararların devamına vereceği cevap elbette ki hayır olacaktır. Milli ve manevi değerleri üzerinden yapılan tahriklere vereceği cevap mutlaka hayır olacaktır." dedi. MHP'nin yarın mutlaka iktidarda olacağını savunan Bahçeli, Türkiye'yi ayağa kaldıracağını belirtti. (Bugün)