AK Parti Kahramanmaraş Milletvekili Dr. Cafer Tatlıbal, kent merkezinde günlük olarak yayımlanan Manşet Gazetesi’ne verdiği özel röportajlarında yer alan çarpıcı ve şok sözleri ile yine gündeme gelmeye devam ediyor.

Üniversitelerde türbanı serbest bırakan düzenleme hakkında Anayasa Mahkemesi tarafından iptal kararı verilmesini eleştiren Tatlıbal; “Anayasa Mahkemesi’nin görevleri arasında Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni denetlemek ibaresi yoktur. Böyle karar veriyorlarsa, o zaman yargıçlar gelsin meclisi fesih etsin. Kendileri otursun meclise ve ülkeyi onlar yönetsin. Bize de Allah kâfidir” diye konuştu.

Milletvekili Cafer Tatlıbal ile ilgili olarak söz konusu gazetede önceki gün manşetten verilen haberde aynen şöyle denildi:

“Son günlerde açık sözlülüğüyle Kahramanmaraş ve meclis gündemine damgasını vuran Ak Parti Kahramanmaraş Milletvekili Dr. Cafer Tatlıbal, içerisinde Yükseköğretimde başörtüsünün serbest bırakılmasını öngören Anayasa değişikliği ve Anayasa Mahkemesinin iptal kararı ile ilgili çarpıcı açıklamalarda bulundu.

Önceki gün bir takım ziyaretler için Kahramanmaraş’a gelerek bağ evinde Manşet Gazetesi Yazı İşleri Müdürü Mesut Tuğrul’a samimi açıklamalarda bulunan Ak Parti Kahramanmaraş Milletvekili Dr. Cafer Tatlıbal “Biz bu kanun teklifi ile sadece başörtüsü sorununun çözümlenmesini değil insanlık adına özgürlüklerin önünün açılmasını istedik. Anayasa Mahkemesi kararı iptal etti. Anayasa Mahkemesinin görevleri arasında Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni denetlemek ibaresi yoktur. Böyle karar veriyorlarsa, o zaman yargıçlar gelsin meclisi fesih etsin. Kendileri otursun meclise ve ülkeyi onlar yönetsin. Bize de Allah kafidir” diye konuştu.

Hakim kelimesinin Hakem kelimesinden geldiğini, Hakemin de karşılıklı münazaralardaki ortayı bulan bir kişi olduğunu, onları barış ortamına taşıyan bir insan olduğunu belirten Tatlıbal; “Bizim yüksek mahkemelerimiz iyi imtihan vermedi. İyi hakemlik etmediler. Düdüklerini hep bir tarafa doğru çaldılar. Bizim üzüntümüz ise hukuk sisteminin darbe aldığıdır. Çünkü bugün Anayasa Mahkemesi’nin verdiği karar asla hukuki karar değil, siyasi bir karardır. Şimdi halk arasında bir tedirginlik var. Halkımız (karar iptal edildi ya parti de kapatılırsa) diye sormaya başladılar. Bunu yapmaya da hiç kimsenin hakkı yok.” diye konuştu. Tatlıbal şunları ifade etti:

Biz özgürlüklerin önünü açmak istedik

“Biz Türbanla ilgili bir yasa çıkarmadık, bunun bilinmesi gerekir. Genel anlamda bir yasa çıkardık. Tabi bu düzenlemenin içinde Türban konusu da vardı. Biz yapılan düzenleme ile ilgili kişi hak ve hürriyetlerin, yaşam haklarının, inanç hürriyet gibi özgürlüklerin önünü açmak istedik. Bu sadece bir Türban yasağı veya serbest olsun değil, diğer özgürlüklerle de ilgiliydi.”

Demokrasi son zamanlarda kendini buldu

Bilindiği üzere 1960 yılından beri bu ülkede tek fikrin hâkim olduğu bir sistem devam etti. Dikkat ederseniz de demokrasi bu ülkeye bir türlü gelemedi. Ne zaman demokrasi sistemi biraz yükselecek olsa dikta heveslilerinin şöyle veya böyle meclisi engelleyip, meclisi devre dışı bırakıp kendi yetki alanlarını genişletmek istemişlerdir. Kendi yetki alanlarını genişlettiği süre zarfından insanların özgürlükleri daralmıştır.

10–15 yıldan beri gelen iktidar hükümetleri özgürlükler için bir çaba sarf ediyor. Özgürlükler adana yapılan çalışmalar az da olsa belirli bir aşamaya geldi. Biz iktidara geldikten sonra özgürlükleri daha ileriye taşımak istedik. Dünya ile eşdeş olmak istiyoruz. Dünyadaki gelişmiş ülkelerle aynı düzeye çıkmak istiyoruz. Halkın refah seviyesinin, müteşebbisin, rekabetin arttığı, halk ve özgürlüklerin ön plana çıktığı bir dönemde, bu saydıklarımı artırmak için gayret ediyoruz. Onun için bu bir türban yasası değildir ayırmamız gerekir.

Mücadelemiz devam edecek

Şimdi bir söylenti var ‘türbana yasak geldi’ asla böyle bir şey yok. Bu mücadelemizden kesinlikle vazgeçmeyeceğiz ve bu mücadelemizde asla bitmeyecek.

Halkımız özgürlüklerini bir Avrupalı gibi kullanacak. Biz iktidarda olmayabiliriz ama biz meşaleyi yakarız arkamızdan kim gelirse o meşaleyi devam ettirir. Bugüne kadar halkımızın kazanımlarını biz geriye attıramayız.

Verilen karar kanuni değil siyasidir

Ancak bir şeyi fark etmemiz gerekir; Hâkim kelimesi Hakem kelimesinden geliyor. Hakem karşılıklı münazaradaki olanların arasını tutan, onları bir barış ortamına taşıyan insan demektir. Bizim yüksek mahkemelerimiz iyi imtihan vermedi. İyi hakemlik etmediler. Düdüklerini hep bir tarafa doğru çaldılar. Bizim üzüntümüz ise hukuk sisteminin darbe aldığıdır. Çünkü bugün Anayasa mahkemesinin verdiği karar asla hukuki karar değil, siyasi bir karardır.

‘İşime geleni kabul, gelmeyeni ret ederim’ diyemezsin

Yasa koymak TBMM’ye aittir. Anayasa mahkemesinin TBMM’yi denetlemek şartı, Anayasa mahkemesinin görevleri arasında yoktur. Bunları denetlerim, işime geldiğini düzenlerim, işime gelmediğini iptal ederim deme gibi bir lükse sahip olamaz. Meclisin yasa çıkarma gibi bir yetkisi vardır. Anayasa Mahkemesi ancak bu kanunun yapılması esnasında bir usulsüzlük var ise, komisyondan geçmemiş, alt komisyonda yanlış yöntem izlenmiş veya meclise sunuş biçiminde sorun olmuş gibi işlere bakar. Mahkemenin asli görevi budur ama çıkan yasanın yorumu ile ilgili hiçbir hak iddia edemez. Çünkü çıkan yasanın Anayasa’ya aykırılığı yoktur, mahkemenin verdiği karar sadece siyasidir.

Verilen karar dünyaya çok kötü örnek olmuştur

Anayasa Mahkemesi verdiği kararla Dünyaya çok kötü örnek olmuştur. Başta Amerika olaya hemen müdahil olmak istedi. ‘içişlerine karışmayız ama biz dini özgürlüklerin de önünün kesilmesini istemiyiz’ dediler. Bu özgürlüklerin önünün kesilmesi anlamına geliyor.
Şuan bizim sıkıntımız daha da artmıştır.

Gelsinler ülkeyi yargıçlar yönetsin

Meclis verilen kararla devre dışı bırakılmıştır. Bundan sonra hangi yasayı çıkartacağız. Türkiye’nin ferahı için hangi yasayı çıkartsak Anayasa mahkemesi iptal edebilir. O zaman bu yargıçlar gelecek meclise oturacak ‘biz meclisi fesih ettik, bundan sonra bu ülkeyi biz yöneteceğiz’ anlamı çıkar.

Sonucu dava açılmadan belli olan bir mahkeme olmaz

Böyle sonucu belli bir mahkeme olmaz. Anayasa mahkemesine bir dava açılırsa halk tarafından vurgulanan bir söylem vardır. 9’a 2 ibaresi halk dilinde çalkalanıyor. Biz ne yaparsak yapalım sonuç belli, kabul veya ret için yapılan oylamada oyların rengi de belli. Bu işte hakikaten bir anormallik var. Bunu halkımızda söylüyor. Bu bakımdan yargının darbe aldığına inanıyorum. Zaten gazetelerde de ‘yargı darbesi’ diye yazılmış bence doğrular gazete manşetlerine taşınmıştır.

AK Parti davası kapatma ile sonuçlanır mı?

Belki Ak Parti kapatmayacak ama halk arasında bir ümitsizlik bir güvensizlik ortaya çıktı. Anayasa mahkemesi verdiği kararla halkı tedirginliğe sürükledi. Mahkeme böyle bir karar verdiyse Ak Partiyi de kapatır diye halk düşünüyor ve böylede bir imaj ortaya çıkıyor.

Tayyip Erdoğan karizmatik bir lider

Ak parti içinde bütün milletvekillerimiz huzurludur. Parti içinde Milletvekillerimiz istediği bütün düşünceleri söyleyebilir. Biz bazen 50’şer kişilik guruplar halinde toplantılara giriyoruz ve oradaki vekiller bütün düşüncelerini söylüyor.

Bazen liderliğin gerektirdiği kararlılıklar olabilir. Zaten liderliğin vasfında da bu vardır. Sayın Başbakanımızda bu işi çok güzel götürüyor. Başbakanımız bizim için karizmatik bir lider. Liderlik doğuştan gelir, mesela Rahmetli Özal’dan sonra Mesut Yılmaz’a hazır parti verilmesine rağmen götürebildi mi? tabiî ki götüremedi. Başbakanımız Erdoğan şuan Türkiye’de ki bütün liderlerin en vasıflısıdır. Zaten partimizin karizması ve başarısı ise başbakanımızla şerefleniyor.” (Ajans 46 Basın-Yayın Tarama Servisi - www.kanal46.tv)