Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Merkezi (ESAM), Meclis'te yeni anayasa yapım sürecinin başladığı bir dönemde, 'Milli Anayasa Şurası' düzenleyerek çok önemli bir organizasyona imza attı. Eski Kahramanmaraş Milletvekili Saadet Partisi Genel Başkanı, Anayasa Profesörü Mustafa Kamalak yaptığı konuşmada, "Despotik anayasa değişmeli" dedi.


Başkent'te Rixos Otel'de dün sabah başlayan 'Bürokratik Anayasa'dan Demokratik ve Adil Anayasa'ya' konulu şura'ya, siyasiler, akademisyenler ve sivil toplum kuruluşlarından oldukça geniş bir katılım gerçekleşti. Toplantıya, yeni anayasanın yanı sıra 24 şehit verilen Hakkari'deki hain saldırıya ilişkin mesajlar ve tepkiler damgasını vurdu.


'Bürokratik Anayasa'dan Demokratik ve Adil Anayasa'ya' konulu şura, bugün akşam saatlerine kadar sürecek. Açılışı protokol konuşmalarıyla başlayan ve iki gün sürecek şura'da, yeni yapılacak anayasa konusundaki tebliğler sunulacak. Oturumlar halinde organize edilen toplantıların dünkü bölümünde, anayasa profesörleri, siyasi partilerin temsilcileri ve sivil toplum örgütleri yeni anayasa ilgili düşünce ve tekliflerini açıkladılar. Sabah erken saatlerde başlayan şuraya TBMM Başkanı Cemil Çiçek, Adalet Bakanı Sadullah Ergin, Saadet Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Mustafa Kamalak, BBP Genel Başkanı Mustafa Destici, DSP Genel Başkanı Masum Türker, ev sahibi ESAM Genel Başkanı Recai Kutan, Saadet Partisi GİK Üyesi Elif Erbakan Altınöz, sendika ve sivil toplum örgütlerinin başkanları ve temsilcileri ile izleyiciler ilgi gösterdi. Hemşehrimiz ve eski Kahramanmaraş Milletvekili Kabalak, Ceberrut Anayasa değişmeli diyerek büyük bir çıkış yaptı.


KAMALAK: DESPOTİK VE CEBERRUT ANAYASA DEĞİŞMELİ


Saadet Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Mustafa Kamalak da, bugün Türkiye'nin hiçbir zaman olmadığı kadar yeni bir anayasa istediğini belirtti. "Milletimiz, yeni bir anayasa beklentisi içindedir" diyen Kamalak, şunları söyledi: "Niçin yeni bir anayasa gereklidir sorusuna dört önemli gerekçe gösterebilirim. Birincisi, mevcut anayasa, darbe ürünüdür. İkincisi, mevcut anayasa vesayet anayasasıdır. İnsanları küçük gören, avam sayan, kendisini onun üzerinde mürebbi telakki eden bir zihniyet tarafından hazırlanmış bir anayasadır. Üçüncüsü, mevcut anayasa tam 17 defa değişmiş. Yüzden fazla maddesi değişikliğe uğramış. Adeta yamalı bohça haline gelmiştir. Dördüncüsü, bütün bu değişikliklere rağmen anayasa ceberrut ruhunu ve dayatmacı zihniyetini olduğu gibi muhafaza ediyor. Bu münasebetle yüce milletimiz bu despotik ve yamalı bohça anayasadan kurtulmalıdır." 17 defa yapılan değişikliği bir kişinin 17 defa estetik ameliyat olmasına benzeten Kamalak, "Bir kimse 17 değil belki 40–50 defa estetik ameliyat geçirse ruhu değişmez. Mevcut anayasa da böyledir. Bu münasebetle, anayasanın mutlaka değişmesi lazımdır." ifadesini kullandı.


Yeni anayasa yapım sürecindeki iki yanlışlığa da dikkat çeken Kamalak, "Birisi, yeni anayasa yapma konusunda topluma çok büyük beklentiler pompalanmaktadır. Kanaatimizce, bu sonuçta, yüce milletimizi sükutu hayale uğratır. Elbette anayasa önemlidir. Ama her şey değildir. Sanki terör bitecek, işsizlik önlenecek, gelir dağılımı çözülecek, cari açık kapanacak. Bütün problemler çözülecekmiş gibi hava oluşturuluyor. Bu çok yanlıştır. Öyle ki, siyasi partiler kanunundaki seçim barajını yüzde beşlere, üçlere hatta sıfırlara indirmek, anayasa yapımından çok daha önemlidir." şeklinde konuştu.


İkinci yanlışın ise sivil anayasa tabirinin kullanılması olduğunu belirten Kamalak, "Sivil anayasa değil, nasıl bir anayasa olduğu önemlidir. Kızılay'a bir heykel dikilecek. Bunu asker heykeltıraş mı yapsın yoksa sivil heykeltıraş mı yapsın? Hiçbiriniz askerin veya sivil yaptığı mükemmel olur diyebilir misiniz? Elimizde böyle bir garanti var mı? Hayır." şeklinde konuştu.


YENİ ANAYASANIN ÖZELLİKLERİ


Yeni anayasanın üç temel üzerine kurulması gerektiğine işaret eden Kamalak, şunları dile getirdi: "Üç sütundan birisi eksik olursa, o Anayasa toplum tarafından kabul edilemez. Birincisi, anayasa demokratik olmalıdır. Toplumun her kesimini kucaklamalıdır. Özü itibariyle, her kesimden görüş alınmalıdır. İkincisi, anayasa adil olmalıdır. Dayatmacıların, güçlülerin değil herkesin anayasası olmalıdır. Bilhassa himaye, kollanmaya muhtaç olan alt tabakayı korumak için pozitif hükümler barındırmalıdır. Üçüncüsü, anayasa özgürlükçü olmalıdır. Özellikle fikir, düşünce ve inanç özgürlüğünü mutlak surette teminat altına almalıdır. Eğer bir düşünce hakaret, küfür ve şiddet içermiyorsa, hoşumuza gitmiyorsa da onu anayasal teminat altına almaya mecburuz."


UCU AÇIK KAVRAM OLMAMALI


Yeni anayasada keyfi uygulamalara meydan vermemek için ucu açık, zamana ve kuvvete göre uygulanabilecek kavramlara asla yer verilmemesi gerektiğine işaret eden Kamalak, "Misalen laiklik kavramı. Laikliği ihlal ettiği gerekçesiyle, bu ülkede on binlerce insanımız mahkum edilmiş, nice partilerimiz kapatılmıştır. Nedir laiklik? Tanımının ne olduğunu bilen var mı? Duruma, kişiye ve ortama göre bir uygulama ortaya çıkmıştır. Güya toplumu birleştirmek adına geliştirilmiştir. Fakat samimiyetle söylüyorum, bugünkü bölücü terör örgütünü besleyen en önemli kavramlardan birisi yanlış laiklik uygulamasıdır. Milletin ruh köküne dayanan, kendi tarihinden güç alan bir Anayasa yapılmalıdır. Bu anlamda, bu millet bu güce sahiptir. Aşağılı kompleksinden, batı hayranlığından sıyrılmaya ve kurtulmaya mecburuz." dedi.



http://www.marasgundem.com