Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu hakkında, 1 milyon liralık manevi tazminat davası açtı.


Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 15 Mayıs'ta Brüksel'de, Avrupa Parlamentosu (AP) Sosyalistler ve Demokratlar İlerici İttifakı Grubu toplantısının ardından yaptığı açıklamada, "Esed ile Erdoğan arasında ton farkı var. İkisi de baskıcı" diyen CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu hakkında, 1 milyon liralık manevi tazminat davası açtı.


DAVA DİLEKÇESİNDE NE DENİLİYOR?


Başbakan Erdoğan'ın avukatları Ali Özkaya, Ahmet Özel, Muammer Cemaloğlu ve Burhanettin Sevencan tarafından sunulan dava dilekçesinde, Kılıçdaroğlu'nun, "Reyhanlı'da ölen 51 kişinin katili Recep Tayyip Erdoğan'dır. Esad'la Erdoğan arasında ton farkı var. İkisi de baskıcı. İkisi de medya üzerinde baskı kuruyor. İkisinin de özel mahkemeleri var. İkisinin de özel savcıları var. İkisinin de özel hapishaneleri var. İkisi de medya patronlarına 'şunu at, şunu atma' diye talimat verebiliyor. Demokrasi açısından ne farkı var aralarında?" beyanlarına yer verildi.


Kılıçdaroğlu'nun, bu beyanlarıyla "Türkiye Cumhuriyeti'nin seçilmiş Başbakanı katildir, Reyhanlı'da kanlı terör saldırısı sonucu hayatını kaybeden vatandaşlarımızı Başbakan öldürtmüştür, Başbakan demokrasi ve özgürlükler düşmanıdır, eli kanlı zalim diktatör Esed ile Başbakan aynı yönetim anlayışındadır" algısını oluşturmaya çalıştığı savunulan dilekçede, özellikle "katil" ve "Esed'le Başbakan arasında ton farkı var" sözlerinin, eleştiri ve ifade özgürlüğü sınırlarını aştığı belirtildi.


Kılıçdaroğlu'nu toplantıya davet eden Avrupa Parlamentosu'nun Sosyalist Grubu Başkanı Hannes Swoboda'nın, söz konusu konuşmayı eleştirdiği ve düzeltilmesini istediği, bu gerçekleşmeyince de ikili arasındaki görüşmenin iptal edildiği hatırlatılan dilekçede, Swoboda'nın yaptığı basın açıklamasına da yer verildi.


"DOĞRU BİR DAVRANIŞ DEĞİL"


Başbakan Erdoğan'ın, yaptığı çalışmalarla bütün dünyaca takdir edilirken, "Kılıçdaroğlu'nun, bu çalışmaları, siyasi nedenlerle yermesi, aşağılaması ve iftira atarak suç isnadında bulunmasının doğru bir davranış olmadığı" ifade edilen dilekçede, şöyle denildi:


"Eli kanlı bir diktatör ile üst üste üç genel seçim, iki yerel seçim ve iki referandumu, oylarını artırarak kazanmış ve ülkemizdeki demokrasinin tüm kurum ve kurallarıyla yerleşmesine çalışan bir demokrasi liderinin, 'aralarında ton farkı var' denilerek kıyaslamanın ne kadar yanlış olduğunu, davalı maalesef Avrupalılardan adeta ders alır gibi öğrenmek zorunda kalmıştır. Tabii ki burada davalının şahsının refüze edilmesi kadar, üzülerek belirtmeliyiz ki temsil ettiği CHP'ye oy vermiş sosyal demokrat kitlenin de refüze edilmiş olduğunu unutmamak gerekir. İfade özgürlüğünün merkezi kabul edilen Avrupa'da bile davalının bu beyanlarının ifade özgürlüğü kapsamında kalmadığı, bu sözleri hiçbir şekilde kullanmayacağı Avrupalı sosyalistler tarafından vurgulanmış ve kendisine tavır konulmuştur."


"AĞIR BİR KARŞILIĞI OLMALIDIR"


Tüm dünyanın kınadığı hain saldırının (Reyhanlı) asıl faili Esed'e karşı tek bir cümle bile sarf etmeyen Kılıçdaroğlu'nun, olayın faili olarak Başbakan Erdoğan'ı göstermesinin ve ona "katil" sıfatını yakıştırmasının "akıl tutulmasıyla" izah edilebileceğine değinilen dilekçede, CHP Genel Başkanı'nın, eleştirilerinde kamu yararını göz önüne almadığı, Erdoğan'ın kişilik haklarına saldırıda bulunduğu savunuldu.


Dilekçede, Kılıçdaroğlu'nun, benzer beyanları nedeniyle tazminata mahkum olduğu davalardan örnekler verilerek, "Tazminat miktarının azlığı davalının aynı üslupla konuşmasının yeni bir gerekçesini oluşturmaktadır. Davalı, en sert şekilde siyasi eleştiri yapabilir, ancak iftira atıp suç isnadında bulunamaz ve hakaret edemez. Artık davalının bu üslupla konuşmasının ağır bir karşılığı olmalıdır" ifadesi kullanıldı.


Kılıçdaroğlu'nun konuşmasını Avrupa Parlamentosu'nda, uluslararası bir platformda yapmasının geniş kitleler üzerinde etkili olduğuna işaret edilen dilekçede, CHP Genel Başkanı'ndan 1 milyon lira manevi tazminat istendi. (AA)