CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ'un tutuklanmasını yorumladı.


CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Genelkurmay eski Başkanı İlker Başbuğ’un tutuklanmasını değerlendirirken, “Kaldı ki Anayasa’nın bir maddesi var, Genelkurmay Başkanlarının Yüce Divan’da yargılanacağına ilişkin. Düşünün bu bile atlanıyor. Burada katledilen bir hukuk. Öyle bakmamız lazım” dedi.


CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, TBMM’den ayrılırken basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Basın mensuplarının eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ’un tutuklanmasına ilişkin sorusuna yanıt veren CHP Genel Başkanı, Yüce Divan’a işaret ederek, şöyle devam etti:


“Eğer hukuk herkes için varsa, eğer hukukun üstünlüğü demokrasilerde çok temel bir kavramsa herkesin adil mahkemelerde yargılanması gerekir. Yargılama sürecine hepimizin saygı duyması gerekir. Ama özel yetkili mahkemeler bizim anladığımız anlamda hukukun üstünlüğüne dayanan mahkemeler değil. Bu mahkemeler siyasi iktidarın sopası gibi kullanılan mahkemeler. Bu mahkemeler adalet dağıtmıyor. Bu mahkemelerde adalet söz konusu değil. Kaldı ki Anayasa’nın bir maddesi var, Genelkurmay Başkanlarının Yüce Divan’da yargılanacağına ilişkin. Düşünün bu bile atlanıyor. Burada katledilen bir hukuk. Öyle bakmamız lazım. Biz Genelkurmay Başkanları yargılanmaz, başkaları yargılanmaz diye düşünmüyoruz. Herkes yargılanabilir, ifadesi alınabilir ama gerçek anlamda hukukun olduğu yerlerde bu kavramlar bu hareketler bir anlam taşır. Burada gerçek hukuk söz konusu değil. Şimdi gazetelerin bir kısmı diyor ki, efendim sivil bir savcı tarafından tutuklandı diye, tutuklanma talebiyle mahkemeye gönderildi, eski DGM mahkemeleri bile bu mahkemelerden daha sivildi. Sivil emir komuta zinciri dışında bir anlam içeriyorsa bunlar zaten emir komuta zinciri içinde çalışan mahkemeler, bunlara sivil mahkeme demek mümkün değil. Bunlar siyasi iktidarın istediği zaman istediği şekilde yönlendirebileceği istediği kararı aldırabileceği mahkemeler. Olaya böyle bakmamız lazım.”



-“ANAYASA’DA HÜKÜM ÇOK AÇIK”-


Bir basın mensubunun, “Sizin tercihiniz Yüce Divan’da yargılanması yönün de mi” şeklindeki soruya CHP Genel Başkanı, “Anayasa öyle diyor. Anayasa’da hüküm çok açık. Zaten Anayasa'da var olan hükümlerin bir kısmı uygulanmıyor, onu biz de biliyoruz. Burada uygulanmıyor. Aslında bu konuda konuşması gereken önce Sayın Başbakan, Adalet Bakanı burada, neler oluyor diye sorulması lazım” dedi.


-“ULUDERE’NİN PERDELENMESİ İÇİN BUNUN YAPILDIĞI BELLİ”-


“Uludere’yi perdeleme amacı taşıdığı yönünde iddialar var?” sorusuna da Kılıçdaroğlu, “Uludere’nin perdelenmesi için bunun yapıldığı belli” diyerek şöyle devam etti:


“Bakın bugüne kadar ne zaman AKP’nin aleyhine bir olay olduysa arkasından buna benzer operasyonlar gelişti. Bu bir tek örnek değil ki, onlarca örnek var. Uludere’nin perdelenmesi için bunun yapıldığı belli. Kaldı ki Allah aşkına ben şunu da merak ediyorum, bu hükümete ben muhtıra verdim diyen kişi hiçbir şey olmuyor bakın, çıkmış ben muhtıra verdim diyor, ona hiç dokunan yok, niye dokunan yok, ona bakıyorsunuz bir de buna bakıyorsunuz.”


Bir basın mensubunun, “Ona muhtıra demiyorlar” sözüne CHP Genel Başkanı, “İlk verildiğinde muhtıraydı, açın gazetelere bakın, şimdi çark ettiler, efendim o muhtıra değil o başka şey bir şey diye” yanıtını verdi.


-“MİLLİ SAVUNMA BAKANININ BUNDAN KAÇMA ŞANSI DA YOKTUR”-


“Milli Savunma Bakanı’nın da bu İnternet Andıcında bir onayı vardı” sözüne CHP Genel Başkanı, şöyle dedi:


“Bir bakan imza atmışsa, onay alınmışsa bakan o sorumluluktan kaçınamaz çünkü bürokraside bir olayın gerçekleşmesi bakan makamının onayına bağlıysa bakan onaylamadığı sürece o olayı bürokrasi gerçekleştiremez. Ancak bakan onaylayıp evet bunu yapabilirsiniz dedikten sonra bürokrasi harekete geçer. Milli Savunma Bakanı'nın bundan kaçınma şansı da yoktur.”


-“BU SÜRECİN NEREDE BİTECEĞİ BELLİ DEĞİL ZATEN”-


Bir basın mensubunun, “Sayın Başbuğ’un ifadesinde ‘ben göreve geldiğimde kaldırdım bu siteleri' dedi, bir anlamda bir önceki Genelkurmay Başkanını işaret eden bir açıklaması oldu, sürecin Büyükanıt’a doğru genişleyebileceğine yönelik bir düşünceniz var mı” sorusuna CHP Genel Başkanı, şunları kaydetti:


“Bu sürecin nerede biteceği belli değil zaten. Bu süreci belirleyen iktidar, hükümet ki hatırlarsınız Sayın Başbakan ben bu davaların savcısıyım demişti. Dolayısıyla bu süreç nerede biter kimi kapsar ne zaman kapsar onlar AKP’ye yönelik ya da AKP’yi sıkıştıran ya da AKP’nin aleyhine olaylar olduğu zaman AKP belli noktalarda köşeye sıkıştığı zaman devlet güvenlik mahkemeleri yine savcılar harekete geçecek, birilerini daha içeriye alacaktır, zamanlamaya öyle bakmamız gerekiyor.”



UMUT ORAN GÖZALTIYI DEĞERLENDİRDİ


Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkan Yardımcısı Umut Oran, Özel Yetkili Mahkeme'nin, eski Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ'un tutuklandığı soruşturma kapsamında Başbakanı da tanık olarak davet etmesi gerektiğini söyledi.


Öğle saatlerinde İnönü İlköğretim Okulu bahçesinde bulunan Basın İlan Kurumu Medya Merkezi'ne gelen Umut Oran, depremin vurduğu Van şehrinin yeniden canlanması, yaşamın normale dönmesi için alınması gereken sosyal-ekonomik önlemlere ilişkin bir basın toplantısı yaptı.


Basın toplantısı öncesinde eski Genelkurmay Başkanı Orgenal İlker Başbuğ'un tutuklanması ile ilgili bir açıklama yapan Oran, dün akşam yaşanan olayları dikkatle izlediklerini belirterek, "Geçen hafta talihsiz olaylar oldu Uludere'de. Bunlar tartışılırken artık Türkiye'de yargı ve yargının bir ucu olan Özel Yetkili Mahkemeler hemen imdada yetişiyor ve bakıyorsunuz operasyonlar, tutuklanmalarla gündem değiştiriliyor. Böyle bir süreç yaşanıyor. Geçen haftaki olayla ilgili esasında hükümetin bir hesap vermesi lazım, hükümetin açıklamalarda bulunması lazım, Türk halkını tatmin etmesi lazım. Çok büyük bir olay 35 vatandaşımızın hayatını kaybetmesi. Sonuç itibarıyla başka bir yerde olsa Başbakan, bakanlar istifa eder. O kadar önemli bir olay, bunlar tam tartışılırken, bu konuda açıklamalar beklenilirken, 2 yıldır devam eden bir dava ile ilgili eski Genelkurmay Başkanı 'İnternet Andıcı' ile ilgili hemen sorguya alındı, ani bir gelişme ile de tutuklandı. Bu gerçekten düşündürücü, rahatsız edici. Bu konu ile ilgili şunu da değerlendirmemiz lazım: Bu konuda Sayın Başbakana sormamız lazım. Genelkurmay Başkanını sonuç itibarıyla kim atadı? Genelkurmay Başkanı kime bağlıydı o dönem? İdari olarak kime bağlıydı? Kimin sorumluluğu altında görev yaptı Genelkurmay Başkanı? Hepimiz hatırlıyoruz, en son YAŞ toplantısında Sayın Başbakan en baş köşede oturdu. 'Bütün her şey bana bağlı, bütün her şeyde ben karar vericiyim' mesajını verdi. İdari olarak baktığımızda, hukuki olarak baktığımızda, yönetimsel olarak baktığımız  zaman sonuçta Genelkurmay Başkanı Sayın Başbakana bağlı. O dönemde de bu dönemde de. O dönemde de tartışmalar oldu. Sayın Başbakan bazı açıklamalarda bulundu o dönemde. Esasında biz Özel Yetkili Mahkemelere karşıyız. Bunu bir kez daha vurgulamak isterim. Devlet Güvenlik Mahkemelerinin kaldırılması gerekiyordu, onun yerine Özel Yetkili Mahkemeler kuruldu. Doğru bulmuyoruz. Hukukun doğru işlenmesine bir katkı sunmadığını ifade etmek istiyorum. O zaman Özel Yetkili Mahkeme'nin Sayın Başbakanı tanık olarak davet etmesi ve onun da görüşlerini alması gerekiyor" ifadelerini kullandı.