CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında Yalova'da yenilenen seçimlere de değinerek, "Devletin bütün imkanları oraya yığılmış. Ama Yalova'ya ve Yalovalılara yürekten teşekkür ediyorum. Milli irade rüşveti kabul etmedi" dedi.


CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM grup toplantısında Yalova'da yenilenen seçimlere de değinerek, mazbatasını almış bir belediye başkanı olmasına rağmen, Ankara'dan birilerinin devreye girerek, bu seçimlerin iptal edildiğini söyledi.  


Yalova'ya devletin bütün imkanlarının yığıldığını savunan Kılıçdaroğlu, kendisinin de Yalova'ya gittiğini ve her yerde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın fotoğraflarını gördüğünü anlattı.


"Belediye başkanı yok orada, Erdoğan'a karşı bir yarış var" diyen Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:


"Devletin bütün imkanları oraya yığılmış. Ama Yalova'ya ve Yalovalılara yürekten teşekkür ediyorum. Milli irade rüşveti kabul etmedi. Dedi ki 'yok arkadaş biz bir sefer oyumuzu kullandık, belediye başkanımızı seçtik, mazbatasını aldı, şimdi sen devletin zoruyla ve baskısıyla ve bütün imkanlarını buraya yığarak, benim oyumu değiştirmek istiyorsun, kusura bakma ben oyumu değiştirmem' dedi. Yalovalılar dik durdular, onurlu durdular hepsine yürekten teşekkür ediyorum." 


Kılıçdaroğlu, seçimler sırasında AK Parti gözlemcisi olan bir görevlinin kalp krizi geçirerek hayatını kaybettiğini belirterek, Allah'tan rahmet diledi.  


Yalovalılar'ın "rüşvete teslim olmadıklarını" belirten Kılıçdaroğlu, Yalovalılar'n Başbakan'ın mitinginde "bir vizyonsuzluk" gördüklerini ileri sürdü. 


CHP'nin Soma için verdiği önerge


Daha önce "Yalancıdan Başbakan olmaz" dediğini hatırlatan Kılıçdaroğlu, bir politikacının eğer halk adına çalışıyorsa, ülkeyi yönetmeye talipse, her koşulda halkına doğruyu söylemesi gerektiğini vurguladı. 


CHP Milletvekillerinin Soma faciası olmadan bir "Araştırma Önergesi" verdiğini hatırlatan Kılıçdaroğlu, Başbakan'ın bu önerge için "içinde Soma sözcüğü yok" dediğini aktardı.


Başbakanın önergeyi okumadığını savunan Kılıçdaroğlu, okuduğu zaman Soma sözcüğünün geçtiğini göreceğini söyledi.


Bütün inançların ortak temelinin ahlak olduğunun da altını çizen Kılıçdaroğlu, ahlaklı ve imanlı insanların asla yalan söylemeyeceğini ifade etti.


"Yalanı söylediğiniz andan itibaren bütün topluma hakaret etmiş oluyorsunuz" vurgusunu yapan Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:


"Erdoğan'ın en tipik özelliği korkak olması ve yalancı olmasıdır. Bugünlerde Yalova seçimlerinden sonra şuna da bir bakın, mor rengin pek çok tonları vardır. Yalova seçiminden sonra mor renginin tonlarını görmek istiyorsanız, Erdoğan'ın yüzüne biraz dikkatle bakacaksınız. Bütün tonları orada göreceksiniz. Hala kalkmış diyor ki 'seçimlerde biz başarılıyız.' 2 milyon oy kaybettin kardeşim, senin dışında oy kaybeden bir parti olmadı, hala diyor 'biz başarılıyız.' Ne dedik? Yalancıdan başbakan olmaz. Ama yalancıdan adam da olmaz."


"Nazım'ın yeri Gezi Parkı'dır"


Nazım Hikmet'in "Beni Anadolu'da bin çınar ağacının altına gömün" vasiyetini anımsatan Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:


"Bu vasiyet bana gönderilmiş bir vasiyet değil. 76 milyon yurttaşa bir vasiyet. 76 milyon yurttaşın, bu vasiyetin gereğini yapması lazım. 76 milyon yurttaş, rüzgara karşı yürüyen Nazım Hikmet'i Anadolu'ya getirmelidir. Bana sorarsanız, 'nerede olmalıdır' diye, Gezi Parkı'nda, bir çınar ağacının altında olmalıdır. Neden? Çünkü Gezi eylemlerini anlatan en güzel şiir Nazım Hikmet'e aittir. 


Ne diyordu Nazım, 'Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür ve bir orman gibi kardeşcesine...' Gezi'ye gidenler, bir ağaç gibi kendilerini tek ve hür hissetmek istiyorlardı. Her görüşten her yaştan insan vardı. Onlar kavgadan yana değillerdi, barıştan yanaydılar. Kutuplaşmadan değil uzlaşmadan yanaydılar. O nedenle Nazım'ın yeri Gezi Parkı'dır. Bir çınar ağacının altında onun vasiyetini yerine getirmeliyiz. Eğer bunu yapabilirsek, 76 milyon yurttaşın sorumluluğunu da yerine getirmiş oluruz."


"Hala içinde bir kin var"


Gezi Parkı eylemlerinin yıl dönümünde bir sıkıyönetim daha yaşandığını savunan Kılıçdaroğlu, "Özgürlükten neden korkuyoruz? Gençlerin elinde karanfil var, 'Al o karanfili elinden. Vur ellerine' diyor. Emin olun, Gezi, Türkiye'de tarihin değiştiği bir tarihtir. Tarihi, dönemi, bakışımızı, ufkumuzu değiştirdiler" dedi.


Gezi Parkı eylemlerinin birilerini rahatsız ettiğini belirten Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:


"Bir diktatör bozuntusunun karizması çizildi. Hala içinde bir kin var. Ne kadar çok insan ölürse o kadar çok zevk alıyor. Kandan, şiddetten bu kadar zevk alan başka bir politikacı yoktur. 21. Yüzyılda nasıl oluyor da kanla beslenen siyasi bir ideoloji oluyor?


"Bütün camilerde bunun okutulmasını yürekten isterim"


Soma'daki maden faciasını anımsatan Kılıçdaroğlu, iktidarın bu olayı, "Allah'ın takdiri" olarak değerlendirdiğini ve bütün suçu dine indirgediğini, aklı kullanmadığını ileri sürdü. Bunun üzerine Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez'in ne diyeceğini merak ettiğini belirten Kılıçdaroğlu, "Nihayet konuştu. Çok güzel bir konuşmaydı. Bütün camilerde bunun okutulmasını yürekten isterim" dedi.


Görmez'in söz konusu konuşmasının bir bölümünü okuyan Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:


"Bunları söylemek için bu kadar beklemeye gerek yoktu. Çok daha önceden söylemesi lazımdı.


Size tipik örnekler vereceğim: 23 Temmuz 2004... Hızlı tren seferlerini başlattılar 41 kişi öldü, 88 kişi yaralandı. Dava zaman aşımına uğradı.


28 Aralık 2014... Ulurede'de 34 kardeşimiz öldürüldü. Ne oldu? Ailelere para verdiler. Aileler hala faillerin ortaya çıkmasını bekliyor. 


9 Eylül 2009... Ayamama Deresi taştı. 38 kişi hayatını kaybetti, 7 kadın işçi servis minibüsünde öldü. Ne oldu? Hiçbir şey olmadı. 


31 Ocak 2008... Davutpaşa'da, ruhsatsız bir işyerindeki patlama sonucu 20 kişi öldü, 117 kişi yaralandı. Ne oldu? Hiçbir şey. 


12 Mart 2012... İstanbul Esenyurt'ta naylon çadırda kalan işçiler çıkan yangın sonucu öldü. Öldükleri gün sigortaları yapıldı. 


17 Mayıs 2010... Zonguldak'ta grizu patlaması oldu. 30 madenci öldü. Suçlu olarak madende ölen 2 maden mühendisi gösterildi. 


5 Eylül 2012... Afyon'da patlama oldu. 25 asker hayatını kaybetti. Askerlerin aileleri hala adalet arıyorlar. 


13 Mayıs 2014... Soma. Bütün bunlardan sonra Diyanet İşleri Başkanı bu açıklamayı yapıyor. Oysa biz bu açıklamayı çok daha önceden beklerdik. Ben merak ediyorum, bu açıklamadan sonra Erdoğan, 'Cübbeni çıkar, sen de gel, gir siyasete' diyecek mi diye."


(AA)