24 TV ekranlarında canlı olarak yayınlanan Söz Bitmeden'in konuğu AK Parti Grup Başkanvekili ve Kahramanmaraş milletvekili Mahir Ünal oldu.



Star Gazetesi Yazarı Elif Çakır'ın 24 TV ekranlarında hazırlayıp sunduğu canlı olarak yayınlanan 'Söz Bitmeden' programının konuğu AK Parti Grup Başkanvekili ve Kahramanmaraş milletvekili Mahir Ünal oldu. İşte programda masaya yatırılan önemli konulardan bazıları;


- Hatay'daki mülteci kampında neler yaşanıyor?


- Sayıları 100 bine dayanan Suriyeli mültecilerin durumu ne olacak?


- Hatay'da provokasyon var mı?


- Son dönemde artan terör saldırıları arkasında Suriye mi var?


Mahir Ünal Söz Bitmeden'de - 1 Haberin videosu için tıklayın »


Bu sorulara ve daha fazlasına canlı yayında AK Partili Mahir Ünal şu şekilde açıklık getirdi;


Elif Çakır: Son sürede yaşanan olaylar nedir Hatay'da? Neler oldu da bu olaylar patladı? Özgür Suriye Ordusu'nun askerleri içeride eğitim alıp gidiyorlar gibi iddialar atıldı ortaya nedir bunlar? 


Mahir Ünal: CHP artık muhalefet yapmayı bıraktı, artık kriz alanları oluşturmak ve oradan hükümeti yıkmak girişimine kalkışıyorlar. Meclis tatildeyken Meclis'i çalıştırmak isteyen bir muhalefet görüyoruz, Kürecik'teki tepkisini gördük bir ramazan davulcusu ile bir ailenin arasındaki gerginliği adeta bir kriz gibi gündeme taşımaya çalıştı. Aynı CHP Hatay'da Aydınlık Gazetesi, CHP orada bir panelde buluşuyorlar, Esad'ın pankartlarının olduğu, sloganlar atıldığı bir yer. Apaydın kampı dediğimiz yere gidiyorlar buradan sonra, kampı ziyaret etmek istiyorlar. Bu kamplarda insanlar yaşıyor, şöyle bir algı var biz bu kampı ziyaret etmek istediğimizde hemen edelim. Bu insanların mahremi var, bu insanlar belki ziyaret edilmek istemiyorlar kaldı ki bu kamp BM'nin ve hükümetimizin denetimi altında olan bir yer.


Bugün Dışişleri Bakanımız da açıkladı İnsan Hakları Komisyonu gelir burayı denetleyebilir. Siz siyaset yapıyorsanız öncelikle siyaset ve devletin öncelikleri arasındaki farkı bilmeniz gerekir. Siz oraya vekiller alınmadı diye siz şunu söylüyorsanız 'Orada Müslüman kanı dökmek için eğitim veriyorsanız' diye ülkenizi dünyaya şikayet ediyorsanız, elinizde bilgi, belge olmadığı halde siz kalkıp Türkiye ile ilgili kabul edilemez şeyler söylerseniz bu nasıl ifade edilebilir? Türkiye'nin orada ki muhaliflere insani yardım dışında hiçbir yardımı olmadığı halde nasıl bir Genel Başkan kendisini uluslararası anlamda bu duruma düşürebilir?


Elif Çakır: Kamplarda kozmetik ürünlerinin dağıtıldığı söyleniyor, bu tür israfa varan dağıtımlar var mı?


Mahir Ünal: Hayır, burası Türkiye Cumhuriyeti devleti AFAD'a gittiğiniz zaman size bilgi verirler. Beslenmelerinde bile ne kadar kalori olduğuna kadar, hangi kampın hangi standartta olduğu kayıtlardadır. Sayın Kılıçdaroğlu eğer hadi sayın validen bilgi almıyor, ilgili bakandan bilgi almıyor direkt olarak sayın Başbakan'ı da arayabilir fakat bilgi istemek yerine çıkıp bunun üzerinden kendi ülkesini adeta savaş suçlusu ilan etmek bir defa devlet adamlığıyla uyuşmuyor. O kampta kaç kişi kalıyor, kaçı çocuk. Bana söylermisiniz bin 600 çocuğun olduğu bir kampta nasıl askeri eğitim olur.


Elif Çakır: Peki vekiller ziyaret edemez mi bu kampları?


Mahir Ünal: Tabii ki edebilirler az öncede söyledim İnsan Hakları Komisyonu üyeleri CHP, MHP üyeleri de var. Birde bu insanların 'Ben ziyaretçi kabul etmiyorum' demeye hakları yok mu? İstemezlerse nasıl ziyaret edelim ki? Burada altını çizdiğim husus şu, bir siyasi partinin bunun üzerinden bir kriz alanı oluşturmak ve uluslararası alanda kendi devletini, kendi hükümetini savaş suçlusu ilan etmesi.


Elif Çakır: 80 bin rakam az değil, öğrenci yurtları ve okullarda da misafir edilenler var. Okullar açılıyor buna ilişkin bir çalışma var mı?


Mahir Ünal: Bununla ilgili AFAD Başkanı'ndan bilgi aldım şuanda hızlı bir şekilde oralar boşaltılıyor, dolayısıyla okullar açıldığında oralarda bir sıkıntı yaşamayacağız.


Elif Çakır: Bu çıkan haberler dışında bizim bilmediğimiz başka detaylar var mı? 100 bine çıkarsa rakam tampon bölge oluşturulur mu?


Mahir Ünal: Suriye'de bir iç savaş yok, Suriye'de olan yönetimin açık bir şekilde uçaklarla sivil halkı bombaladığı, insanları katlettiği ve bir kısım insanların kendilerini korumak için belli gruplar halinde biraraya geldiği bir yapı var. İşte Suriye Ulusal Konseyi, Özgür Suriye Ordusu bunların biraraya geldiği bir ittifaktan bahsetmiyoruz. İşte ordusu olan bir Suriye yönetimi kendi halkını katlediyor.


Elif Çakır: Bu katliam ne kadar sürer peki?


Mahir Ünal: Biz Türkiye olarak biran önce bu yangının sona ermesini istiyoruz. Bu konuda yürüttüğümüz yoğun bir diplomasi var, bütün bunlara rağmen Esad'ın devam ettirdiği katliamlar var, Esad orada katliamlarını sürdürürken içeride Esad yanlısı gösteriler yapılması da ayrı bir sorun. Şimdi burada Türkiye'yi adeta Esad karşıtı asker yetiştirmekle suçlayan bir anamuhalefet var. Bu fotoğrafa baktığınız zaman kenarda birşey daha var. Terör örgütü uzun zamandır Türkiye'de bir olağan üstü hal psikolojisi oluşturmak istiyor.


Bütün bu süreçte PKK'nın stratejileriyle benim dışardan gördüğüm şeyler var. Terör örgütü iktidarı açık hedef haline getirmiş durumda, terör örgütünün iktidarı hedef haline getirmesini anlayabiliriz fakat CHP'nin muhalefet etmek yerine hükümeti yıkma çabasını anlayamıyoruz. Meclis açıldığında yemin krizi, kürsü işgali yapan ve Meclis'i çalıştırmak istemeyen bir CHP var, Meclis kapandığında da Meclis'i açtırmak için çalışan bir CHP var. Olağan üstü hal durumunu besleyecek herşeyi biz kenara koyuyoruz, her ülkenin olmazsa olmazı olan istikrar var, AK Parti koruyor şuanda bu istikrarı. AK Parti yüzde 50 oy almış ve toplumu biryerden biryere taşımış bir iktidar var. 2002 yılından beri AK Parti'den kurtulmamız gerekiyor diyen bir cephe var. Bakıyorsunuz terör örgütü var, CHP var 'Gelin çözüm için beraber çalışalım' diyoruz cevap bile vermiyorlar. CHP'nin yeni stratejisi kriz alanlarını tespit edip oradaki krizi büyütmek. Kürecik'te Ramazan gecesi bir davulcu ile vatandaşımız arasında çıkan bir kavgadan Alevi, Sünni çatışması çıkarmaya kadar olayı götürdü CHP, Hatay'da vatandaşlarımızın yüzde 30, 35'i Nüsayri'dir. Şimdi Hatay'da yapılanlara baktığınız zaman burada El-Kaideciler, sakallılar işte butün bu söylemler oradaki Nüsrayi vatandaşlarımızın hassasiyetlerini kaşımak için yapılan davranışlardır.


Mahir Ünal Söz Bitmeden'de - 2 Haberin videosu için tıklayın »


Hükümeti yıkmaya çalışmak öncelikle bir anamuhalefet partisinin görevi değildir. Anamuhalefet partisi sandıkta yarışır ve orada gerekeni görür ama diğer zamanlarda da muhalefet olumlu ve iktidar partisinin eksik bıraktığı alanlarla ilgili yapıcı bir alan açar.


Elif Çakır: Dün Kemal Kılıçdaroğlu'nun attığı twitleri okudunuz mu? Ben biran Twitter hesabına başka girdiğini düşündüm.


Mahir Ünal: Yok dün başka bir programda da orada yazdıklarını söyledi. Bütün bunlara dair bu kadar iddialı konuşmak, herhangi bir bilgi ve belgeye dayanmadan anamuhalefet partisi liderinin bu kadar sorumsuz ifadeler kullanması yanlıştır. Bazı alanlar vardır ki o alanları tetiklediğiniz zaman tamam AK Parti'ye zarar vereceksiniz ama bir devletin öncelikleri vardır birde siyasetin öncelikleri vardır. Ben siyaset, muhalefet yapıyorum diye kendi ülkenizi uluslararası durumda küçük düşürmeye hakkınız var mı? Sayın Deniz Baykal bu konuda oldukça hassas bir kişiydi ama sayın Kılıçdaroğlu ağzına geleni, duyduğu herşeyi söylüyor. Çark etmek zorunda kalmasından dolayı da içine düştüğü bir durum var, nihai olarak CHP'ye bu kriz merkezli yeni politikası, yeni stratejisi bir kazanım getirir mi? Getirmez, insanlar kaos ve krizden yana değil istikrardan yanalar.


Elif Çakır: Terör olayına gelirsek, bunların Suriye ile bağlantısı var mı?


Mahir Ünal: Şimdi terör örgütü Suriye ile birlikte birşey gördü. Bugüne kadar hiç yaşamadığı birşeyi yaşadı, Esad'ın PKK ile Kuzey Suriye'de bazı bölgeleri taktik olarak PKK'ya terk etmesi ile PKK birşeyi farketti. PKK'nın ilk defa rahat hareket ettiği bir alan oluştu ve PKK Şemdinli de, Hakkari de, Yüksekova da bunu oluşturabilirmiyim? Düşüncesi içine girdi, Şemdinli saldırısında da bu düşünce vardı. Buralarda özerk bölge oluşturabilirmiyim düşüncesi içindeydi ve dünyaya bakın bende Türkiye'de Suriye gibi savaşıyorum kendim için görüntüsü vermek istedi ama olmadı.


Devletin kendi güvenliğiyle ilgili kendini koruması başka birşeydir, yaşanan sorunlarla ilgili yaklaşımları başka birşeydir. 1990'larda ne oluyordu? Terörist ve sivil ayrımı yapılmaksızın bölgede çok olağanüstü halin getirdiği yetkileri kullanarak bölgede ciddi enfeksiyon oluşturdu. 10 yıllık AK Parti iktidarında ise terörün beslendiği o zemin tedavi edildi, bugün artık Türkiye Cumhuriyeti devleti bölge vatandaşını terörden ve teröristten koruyor.


Elif Çakır: Gençler arasında artan bir Kürt milliyetçiliği de var, bölgeye etkisi olur mu?


Mahir Ünal: 25 yıl içerisinde doğanlar, büyüyenler var. O gün 10 yaşında olanlar şuanda 35 yaşındalar ve bunlar terörle, şiddetle büyümüş. Bu vatandaşlarımızın tabii ki tepkileri farklı olacaktır, bu oradaki insanlarımızın terör sempatizanı olduğunu göstermez. Terör ateş gibidir, teröre karşı şiddetle yaklaşmak terörün ateşin üstüne benzin dökmek gibidir. Bunun örneğini İspanya'da gördük, yaşadık' dedi.


STAR