CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Türkiye İşadamları ve Sanayiciler Konfederasyonu'nu (TUSKON) ve Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği'ni (MÜSİAD) ziyaret etti.


Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün gündemlerinde olmadığını söyledi. Kılıçdaroğlu, "Sayın Gül, Danıştay toplantısından sonra tarafsızlığını yitirmiştir" dedi. Gezi olaylarının yıl dönümüne de değinen Kılıçdaroğlu, "Hükümet provokasyon yapabilir" uyarısında bulundu.


Kemal Kılıçdaroğlu, TUSKON ziyaretinin ardından gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. TUSKON'daki görüşmenin verimli geçtiğini söyleyen Kılıçdaroğlu, "Biz düşüncelerimizi aktardık. TUSKON yetkilileri de düşüncelerini aktardı. Çalışmalarımıza önemli bir katkı olacak. Herhangi bir aday ismi konuşulmadı. Görüşmelerimiz devam ediyor. En kısa sürede açıklayacağız" şeklinde konuştu.


MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ü çatı aday gösterdiği yönündeki soruya da Kılıçdaroğlu, "Sayın Bahçeli bu konuda böyle bir düşüncesinin, konuşmasının olmadığını ifade etti. Bir yorum yapmak söz konusu değil. Ayrıca Sayın Gül, Danıştay toplantısından sonra tarafsızlığını yitirmiştir. Bizim gündemimizde Sayın Gül yoktur." ifadelerini kullandı.


"Hükümet provokasyon yapabilir"


İstanbul Valisi'nin Gezi olaylarının yıl dönümünde gösterilere izin verilmeyeceği şeklindeki açıklamasını da değerlendiren Kılıçdaroğlu, vatandaşları provokasyonlara karşı uyardı. Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti: "Bütün yurttaşlarıma özellikle çağrı yapıyorum; şiddetten uzak dursunlar. Hükümet bu konuda provokasyonlar yapabilir. Şiddetten besleniyor. Eli silahlı insanları gösteriyor, eli silahlı insanların kim olduğunu sordum ama şu ana kadar cevap alamadım. Taksim'de TOMA'lara molotof atan polisleri gördük. Acaba o eli silahlı olanlarda mı öyle? Biz, toplumun huzuru için, bu ülkenin huzuru için hiç kimsenin eline silah almamasını isteriz. Eğer birisi eline silah alıyorsa, huzuru bozuyorsa onu ortaya çıkaracak olan da siyasal iktidardır. 'Ben şikayetçiyim' demek çözüm değil. Gereğini yapacaksınız. Taksim'de Gezi eylemleri yapılacaksa, insanlar Gezi'yi anacaksa barış içinde anabilirler. Anayasa'da hüküm var. Toplantı ve gösteri yapma özgürlüğü var. Eğer hukuk devletiyse burası, insanların özgürce eylem yapmasına izin vereceksin. Eylem ne yapacaklar? Türkü söyleyecekler, şarkı söyleyecekler kol kola oyun oynayacaklar. Bunu yapacaklar. Ama siz şiddeti uygularsanız şiddet şiddeti doğurur."


"Her tepki demokrasi için bir kazanım olacaktır"


İnsanlara yasak getirmenin doğru olmadığını vurgulayan Kılıçdaroğlu, "21. yüzyıldayız. Yasaklarla nereye gideceğiz. 12 Eylül'de 12 Mart'ta yasak vardı. Şimdi yasaklar var. Bakın yasaklar hiçbir toplumu geleceği açısından huzur getirmemiştir. Yasaklarla acılar, şiddet gelmiştir. Artık Türkiye'nin bunları aşması gerekiyor. Biz kendi insanımıza güvenmeliyiz. Kendi insanımızın huzuru için çalışmalıyız. Güçlü Türkiye, huzurlu Türkiye böyle olur. Bırakın gitsinler, türkü söylesinler şarkı söylesinler. Ülkeyi nasıl sevdiklerini anlatacaklar emin olun. Bu ülkenin insanları aydınlık insanlardır. Kendi insanımıza güvenmeliyiz. Onu şüpheli görüyoruz eylem yapacak diye siz baskı kurarsanız olmaz. Bir yerde patlar bunlar. Toplumu patlama noktasına getirdiniz. Eğer huzurlu bir toplum istiyorsak hukukun öngördüğü, anayasamızın öngördüğü çerçeve içinde bırakın insanlar yürüsün ne olacak? Bırakın eylem yapsınlar ne olacak? Eğer birisi eline silah alıyorsa yakalayıp yargı önüne çıkarsınlar, bir itirazımız yok. Ama huzur içinde şarkı söyleyip türkü söyleyip Gezi Parkı'nda dolaşacaklarsa ne olacak? Ellerinde karanfil, çiçek, kitap... Bu insanlardan topluma zarar gelmez. Toplumu kazanmalıyız, gençlerimizi kazanmalıyız. Onlar delikanlı. Onları hoş görmeliyiz. Siyaset kurumu biraz geniş olmalı, açık yürekli olmalı, insanı sevmeli, saygı göstermeli, tepkisini anlayışla karşılamalı. Tam tersini yapıyoruz. Öfkeyle şiddetle gidiyoruz, insanlar ölüyor biz cam çerçeveye üzülüyoruz. Ya insan öldü insan. İnsanın ölümünden nasıl sevinç duyar. Böyle bir toplum haline getirdiler Türkiye'yi. Ama ben inanıyorum, bu ülkenin sağduyusuna inanıyorum. İnsanımızı seviyorum, güveniyorum. Onlar bu ülkeyi gerçekten güzelleştirecekler. Demokrasiyi kökleştirecekler. Her tepki mutlaka demokrasi için bir kazanım olacaktır diye düşünüyorum. Biz bunu kazanıma dönüştürdüğümüz ölçüde Türkiye'de demokrasiyi güçlendireceğiz." açıklamasında bulundu.