İki kez üst üste kazananın olmadığı İstanbul’da, CHP Kemal Kılıçdaroğlu’nun adaylığı ile yarışa ortak oldu. Anketler, Kılıçdaroğlu isminin CHP’yi yüzde 37’lere çıkarabileceğini gösterirken, AKP varoşlardaki gücüne güveniyor

CHP’nin Kemal Kılıçdaroğlu’nu İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na aday göstermesiyle, 1989 yılında ANAP ve Bedrettin Dalan’a karşı zafer kazanan SHP’li Nurettin Sözen’den bu yana bir sol parti ilk kez iddialı bir konuma geldi. CHP’nin seçim için umutlanmasının bir başka nedeni de İstanbul’da iki kez üst üste kazanan olmaması.

26 Mart 1989’da da yerel seçim ANAP iktidarına karşı mücadeleye dönüşmüş ve seçime kendinden emin giren Dalan, beklemediği bir yenilgi almıştı. 20 yıl sonra CHP’nin seçim stratejisi yine aynı: Yerel seçimi, genel seçim havasına sokarak, iktidarın en büyük kalesini yıkmak. Sözen, 1989’da yüzde 36 oranında oy alırken, daha sonraki seçimlerde sol partiler içinde yüzde 28’i geçen isim olmadı.

Bugün yapılan anketlerde ise CHP adayı Kemal Kılıçdaroğlu’nun, CHP oylarını yüzde 37’ye çıkartabileceği iddia ediliyor.

Erdoğan aradan sıyrıldı

ANAP iktidarının altıncı yılında yapılan 1989 yerel seçimleri, hem İstanbul, hem Türkiye genelinde SHP’nin büyük başarılarına sahne oldu. SHP Genel Başkanı Erdal İnönü, seçim kampanyasını ANAP’ın iktidardan uzaklaştırılması propagandası üzerine oturttu ve kamuoyunun daha önce tanımadığı Nurettin Sözen, oyların yüzde 35.95’ini alarak net bir zafer kazandı. Bir önceki seçimde yüzde 49 oy oranına ulaşan Dalan’ın oyları ise yüzde 26’ya geriledi.

27 Mart 1994 yerel seçiminde, sağ partiler arasındaki güçlü rekabete, SHP’nin Zülfü Livaneli gibi iddialı bir isimle ortak olması, İstanbul genelinde çok yoğun bir kampanya yürüten Refah Partisi’nin ve adayı Recep Tayyip Erdoğan’ın önünü açtı.

Bedrettin Dalan DYP’den, İlhan Kesici ANAP’tan aday olunca merkez sağ oylar ikiye bölündü.
Seçim gecesi erken baskıya giren gazeteler yarışı Kesici’nin kazandığını duyurmasına rağmen, parçalı tabloda yüzde 25 oya ulaşan RP adayı Recep Tayyip Erdoğan aradan sıyrıldı.
Diğer adaylar birbirleriyle yarışırken, İstanbul’un tüm mahallelerini, meyhanelerini, hatta genelevlerini dolaşan RP teşkilatı, seçimi Erdoğan’a kazandırdı.

Sol bölündü Gürtuna kazandı

18 Nisan 1999’daki seçimlere ise Recep Tayyip Erdoğan’ın siyasi yasaklı olması nedeniyle RP adına Ali Müfit Gürtuna katıldı.

Bu seçim de DSP’nin iktidarda güçlenmesi nedeniyle, iki sol partinin ciddi rekabetine sahne oldu ve yine RP kazançlı çıktı.

DSP adayı Zekeriya Temizel yüzde 20, CHP adayı Adnan Polat yüzde 13 oy alırken, ANAP adına yarışa katılan Ali Talip Özdemir yüzde 22 oy oranına ulaştı.

Ancak yüzde 27.5 oy alan Gürtuna, İstanbul’daki RP iktidarını devam ettirdi. 3 Kasım 2002’de AKP’nin seçim zaferinden sonra yapılan ilk yerel seçimler, AKP’nin İstanbul zaferine dönüştü.
28 Mart 2004’te AKP adayı Kadir Topbaş, en iddialı rakibi CHP adayı Sefa Sirmen’e büyük fark attı. AKP, yüzde 45’e ulaşırken, CHP yüzde 28’de kaldı.

Yarış 2 parti arasında

22 Temmuz 2007 genel seçiminde oluşan İstanbul fotoğrafı, 29 Mart öncesi yarışın nerelerde olacağı konusunda da fikir veriyor. Seçim iki parti arasındaki bir yarışa dönüşecek.
CHP, şehrin denize yakın kıyılarında iddialı konumunu korurken, AKP, varoşlarda, kıyılara uzak mahallelerde ve ilçelerde üstün.

AKP’nin 29 Mart hedefinde, CHP’nin kalesi haline gelen 6 ilçe ve bir türlü ele geçiremediği kıyılar yer alıyor.

Kadıköy, Avcılar, Bakırköy, Beşiktaş gibi kalelerini kaptırmak istemeyen CHP ise, son iki seçimde AKP’yi geride bıraktığı Adalar başta olmak üzere Çatalca, Maltepe, Silivri, Büyükçekmece gibi ilçelerde de umutlu.

Merkez sağ eridi

Sol partilerin toplam oyu 1989 seçimlerinde yüzde 48’e ulaşırken, 1994, 1999 ve 2004 seçimlerinde yüzde 34’e takılı kaldı.

Merkez sağ partilerin toplam oy oranı ise adeta eridi.

1989’da ANAP ve DYP’nin oyları yüzde 40’ı bulurken, 1994’te yüzde 38‘e, 1999’da yüzde 26’ya, 2004’te ise yüzde 6’ya kadar indi. İstanbul’un nüfusu ve seçmen sayı 1989’dan bu yana yaklaşık iki kat arttı. Bu artıştan en büyük payı ise RP-AKP çizgisi aldı. (Serhat Oğuz - Milliyet)