Sarı Bina Yıkılmalı mı?

Sarı bina ve şehir meydanı bizi depremden korur mu?

Önceliğimiz sarı bina mı yoksa kentsel dönüşüm mü?

Özel İdare İş Merkezinde faaliyetini sürdüren Manşet Gazetesinde 10 yıl Yazı İşleri Müdürlüğü görevinde bulundum.

Yani o iş merkezini yakından tanıyorum.

Zaman zaman güvenlik zafiyetlerine, zaman zaman intihar girişimlerine tanıklık ettim.

Protestoların, basın açıklamalarının da yapıldığı yerdir diğer tarafta

Şuan Sarı bina olarak da lanse edilen Özel İdare İş Merkezinin yıkılıp yıkılmaması konusu kent insanını ikiye bölmüş durumda.

O bina 1994 yılında yapımına başlandı ve dönemin İl Özel İdare Bütçesinden yapıldı. Yani köylerimizin yaşam refahını yükseltmek için kullanılacak para, bu iş merkezine aktarıldı.

Şuan ise kentsel dönüşüm için kullanılması gereken bütçe oraya kullanılacak.

Valiliğin bulunduğu alanın meydan olmasına bir itirazımız yok. Ama burada doğup büyüyen biri olarak bu kentin öncelikli sorununun bu olduğunu düşünmüyorum.

Diğer taraftan şehir merkezi meydanlar merkezi olsun, 300 Mt ileride Demokrasi meydanı, 500 Mt uzaklıkta Milli İrade Meydanı var. Yeni yerleşim yerlerinin kentimizin batı ve doğu bölgesine kaydığı Kahramanmaraş’ın tam ortasında bir kilometrekare alan içerisinde 3’üncü meydanımız daha olsun ama bugün değil.

Özel İdare İş Merkezi şuan kentin en sağlam binası, deprem yönetmeliğinin bile çıkmadığı o süreçte onlarca fore kazıkla 9.0 şiddetine dayanacak bir bina olarak yapıldı.

Önceki gün Malatya’nın Pütürge ilçesinde bir deprem meydana geldi. Deprem Bilimci Prof. Dr. Naci Görür hemen uyardı, ‘bu deprem komşularındaki fay stresini artırmış durumda’ diye.

Ama gelin görünki, bunun hiç kimse farkında değil. Yıllardır avazımızın çıktığı kadar bağırıyoruz, sesimizi duyuruyoruz fakat icraata geçmesini sağlayamıyoruz.

Biz hala popülist yaklaşarak, meydan yapma derdindeyiz.

Değerli hemşerilerim, lütfen şöyle bir düşünün, Valiliğin de içinde olduğu ada, hemen batı tarafından Akbank, üst tarafından oteller, yan tarafından lokantalar, iş merkezi, apartmanlar, eski Bayındırlık binası yani komple o ada istimlak edilecek ve meydana dönüştürülecek.

Allah rızası için o bölgeye en az 500 milyon TL’den az bütçe gideceğini zannetmiyorum.

Bu bütçe binlerce insanın hayatını kurtarabilir.

Şehir merkezinin tam ortasında Selçuk Sitesi diye bir iş merkezi var, lütfen zemin katına gidin ve zeminden geçen hatların beton kalitesine bakın. Elinizle dokunduğunuzda hemen beton dökülmeye başlıyor.

Mağralı, Serintepe, Namık Kemal, Bağlarbaşı, Bahçelievler, Dulkadiroğlu, Eyüp Sultan, Divanlı, Duraklı, Kayabaşı ve bölgesindeki mahalleler, ölümü beklerken, biz en az 500 milyon TL ödenekle meydan yapma derdindeyiz.

Uzmanlar her gün uyarıyor, Depremsellik açısından Türkiye’nin en tehlike bölgesinin Kahramanmaraş olduğunu açık açık anlatıyor.

Kim duyuyor, evini dönüştürmeye maddi gücü olmayan garibanlar tüm samimiyetimle söylüyorum ölümü bekliyor.

Şekerdere bölgesinde oturuyorum, iki küçük çocuğum daha var, biri 4 diğeri 1 yaşında. Ve her akşam odalarına gidip öpüp kokluyorum. Neden mi? Yeminle bir sarsıntı olduğunda yetişemem ve bir daha göremem diye…

Biraz daha korkutayım sizi; deprem konusunda araştırma yapan, sayısız röportaj yapan ve bu konuda uzmanlar kadar olmasa da çok iyi bilgiye sahip bu kentte tek gazeteciyim.

Depremin eşit yılları vardır ve bu yıllar sekmeden fay hatlarında hareketlenmeler olur.

Bingöl’den başlayıp Adana Ceyhan’dan devam eden 590 km uzunluğundaki Doğu Anadolu Fay Hattının Adıyaman-Gölbaşı ile Türkoğlu segmenti arasındaki 89 km’lik bölüm yaklaşık 510 yıldır 7 ve üzeri deprem oluşturmamış.

Bahsettiğim bu segment üzerinde 7.0 ve üzeri her 400 yılda bir deprem olurken, 500 yılı aşkın bu fay 7.0 ve üzeri deprem oluşturmamış.

Aynı fay hattı üzerinde bulunduğumuz Elazığ, Malatya depremleri olurken, bizim fay hattı stresini her geçen gün yükseltiyor ve uzak bir zamanda değil, yakın bir zamanda öfkesini şehrimize kusacak.

Hal böyle olunca, hükümetimiz tedbir alıyor, Kılılı’da bulunan Afad lojistik merkezinde binlerce çadır ve ceset torbası deprem sonrası için bekletiliyor.

Uluslararası deprem tatbikatları, risk azaltma projeleri ilk defa bu kentte yapılıyor. Yani adım adım planlama açısından depreme hazırlanıyoruz ama kentsel dönüşümde maalesef sınıfta kalıyoruz. İnsanlarımız kaderine terk ediliyor.

Ama biz hala 500 milyon TL harcayarak, kentin en sağlam binasını yıkarak meydan yapma derdindeyiz.

Şunu açıkça söyleyebilirim, Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Güngör’ün icraatlarını bu zamana kadar eleştirmedim.

Bu yazımı dikkate almayacağını bilerek fakat sorumluluğum olduğu için kaleme aldım.

Kim ne derse desin, siyasetten gelmeyen Sayın Güngör kafasındaki projeyi kesinlikle devreye sokacak. Vatandaşın yüzde 80’i Sarı Binanın yıkılmaması konusunda görüş bildirse de Sayın Güngör orayı yıkacak.

Naçizane fikrim, bu kentte kentsel dönüşüm yapılmadı, cadde kenarlarında, altında işyeri olmayan sağlam binalar kentsel dönüşüm adı altında rantsal dönüşüme hizmet etti.

Ama oraya harcanacak 500 milyon TL ile en az 10 bin evimiz sağlam bir şekilde dönüştürülür. O 10 bin evde en az 15-20 bin nüfusun can güvenliğini sağlamış oluruz. İnsanlar yatarken kafası rahat yatar.

Yeni yapılacak meydan ve özel idare iş merkezinin yıkılması bizi depremden korumaz…

Sayın Başkan Güngör ille bir meydan yapacaksa, bence eski Emniyet Binamızın bulunduğu Milli İrade Meydanını Şelale Parka kadar büyütebilir. Hem de o bölgede güzel bir dönüşüm yapar ve yeni projeye harcanacak bütçenin de yüzde 20’sine gerçekleştirir. Kalan bütçeyi de eski mahallelerimizdeki çürük ve yıkılmayla karşı karşıya kalan evleri dönüştürür.

Bu kentin en öncelikli sorununun kentsel dönüşüm olacağını düşünen bir gazeteci olarak, makaleme son noktayı koyuyorum.