Yılda bir gün de olsa onları hatırlayıp "Siz bizim başımızın tacısınız" diyoruz. Ya geride kalan 364 gün? Varlar mı, yoklar mı hiç umurumuzda değil.

Bugün yine onları ne kadar çok sevdiğimiz anlatılacak. Yaptıkları işin ne kadar kutsal olduğu vurgulanacak. Ama artık onlar söylenenlere değil, yapılana bakıyor.

Yüz binlerce öğretmen aylardır tayin bekliyor. En ufak bir açıklama yok. Bakan Çelik ağzındaki baklayı ancak CHP Milletvekili Engin Altay'ın soru önergesini cevaplarken çıkarabildi. 10 bin sözleşmeli öğretmenlik için başvuru ve görevlendirme işleminin aralık ayı içinde gerçekleştirileceğini söyledi. Günaydın. Peki hangi branşlarda? O hâlâ saklanıyor. Niye saklıyorsa!..

Her şeye rağmen...

Öğretmenlerden öylesine duygu dolu mesajlar geliyor ki üzülmemek elde değil. Onların samimi duygularından zerre kadar şüphe duymuyorum. Ama onlar için var olduklarını söyleyenleri, öğretmenler gibi, ben de çok inandırıcı bulmuyorum. Bu yüzden köşemi bugün, öğretmenler için nutuk atanlara değil, onlara bırakıyorum.

"Başımızdakiler marketten domates seçerken gösterdikleri özenin yarısını keşke geleceği emanet ettikleri öğretmenleri seçerken de gösterebilseler. Sınırda nöbet tutan askere, Mustafa Kemal coşkusunu boş geçen tarih derslerinin vereceğini düşünmüyorlardır umarım. Tabi onlara göre 'boş ders' diye bir şey yok. Öğretmen ihtiyaçları da. Öğrenciler o dersleri uzun eşek oynayarak doldurur zaten. Ne gerek var şimdi kadroya, atamaya, derse...

Keşke öğretmenlik Türkiye'de de insani yaşam standartlarına ulaştırabilen bir meslek olsa da, öğrencilerimiz 'hiçbir şey olamazsam öğretmen olurum' demese...

Lütfen gücümüzü fark edelim ve kullanalım. Daha modern bir Türkiye ve daha ümit veren bir gelecek için. Atamızın ilkeleri rehberimiz olsun. Olcay Doğan"

"Sesimizi çıkarmak için artık nefesimiz kalmadı.Yunus Koca"

"Sözleşmeli öğretmenim. 24 Kasım Öğretmenler Günü ile ilgili olarak Eyüp Belediyesi'nin bir yemek düzenlediği haberi, davetiyeler aracılığıyla okulumuza da bildirildi. Fakat ne gariptir ki davetiyeler yalnızca kadrolu öğretmenler adına ayrı ayrı düzenlenerek yollanmış. Sözleşmeli öğretmenlere ise davetiye yok. Sözleşmeli öğretmenleri ayırmıyoruz diyen bir hükümetin belediye başkanı da demek ki bizi öğretmen olarak görmüyor. Y. U."

"24 Kasım'da tören düzenlenmesi ve bütün öğretmenlerin okulda hazır bulunması emrediliyor. İnsanın aklına bu ne perhiz bu ne lahana turşusu demekten başka bir şey gelmiyor. İşin ilginç yanı, bizim dışımızda o gün okulda kimsenin olmaması. Y.Y."

"8 senedir her Öğretmenler Günü geldiğinde, bu sisteme ve bu mantaliteye lanet ediyorum. Dahası, canım o kadar acıyor ki, bu acıyı bir atama haberlerini görünce veya okuyunca duyuyorum, bir de Öğretmenler Günü'nde. A.G."

"5 yıllık öğretmenim. 960 YTL maaş alan, 450 YTL kira ödeyen, geri kalanıyla yaşamaya çalışan binlerce öğretmenden sadece biriyim. 24 Kasım Öğretmenler Günü geldi ve biz hâlâ eğitimdeki sorunlardan dem vuruyoruz. Sorarım size: Karnını zor doyuran, uçan kuşa borcu olan bir öğretmen nasıl kafasını toplar da dört dörtlük bir eğitim verebilir? B.A."

İktidar eğer samimiyse

"En düşük öğretmen aylığı yoksulluk sınırının üzerine çıkarılsın. İş güvencesi olmayan sözleşmeli öğretmenlere kadro verilsin. Karın tokluğuna çalıştırılan ücretli öğretmenlerin ücretleri iyileştirilsin. İlk ve ortaöğretimde saati 5 YTL, yükseköğretimde 10 YTL olan ders ücretleri en az 2 katına çıkarılsın. Mustafa Gazalcı"

"Hepimizin öğretmenlerimize kızdığı, kırıldığı, anlamadığı, anlatamadığı bazı sorunları olmuştur. Bazen bir veli olarak, bazen meslektaş olarak, bazen öğrenci olarak. Fakat bugünlerimizde emeği olan sevgili öğretmenlerimizi unutmayalım. Başka bir hediye istemez, bir kuru teşekkür onları çok mutlu edecektir. Ümran Ateş"

Özetin özeti: 1968'de, lisedeki bir saatlik ek ders ücretiyle 2.5 kilo et alınıyormuş. Şimdi ise 250 gram. İşte öğretmene verdiğimiz önem!..

ABBAS GÜÇLÜ
[email protected]