Hiç kimse inkâra kalkışmasın, Kahramanmaraş’ta başarısız daire müdürleri içerisinde sanıyorum Ali İhsan Kabakçı’yı getirip ilk sıraya koyan çok olur. Diğerlerinin de kim olduğunu zaten hem kamuoyu, hem de basın camiası çok iyi analiz ediyor zaman zaman.
Tabi bizim şahsına diyecek sözümüz yok, olamaz da zaten.
Gençlik ve Spor İl Müdürü olan bu kardeşimiz, üstelik de hemşerimiz, nedense bir türlü kendini sevdiremedi. Ne kamuoyuna, ne spor camiasına, ne de (evet ne de) basına… Bir kere, ben başta olmak üzere, bütün gazeteci arkadaşlarım, Ali İhsan Kabakçı’yı çok kendini beğenmiş, sözüm ona kimseye eyvallahı olmayan, basını ciddiye almayan birine benzetiyor ki, konuştuğumuz insanlar da bunun doğru ve yerinde bir tespit olduğu görüşündeler.
Ali İhsan Kabakçı, aslında sessiz, beyefendi bir insan. Kimsenin ne etlisine karışır, ne sütlüsüne. Hani Maraş’ta bir laf var, “Ne kokar, ne bulaşır” cinsinden, ki aynen öyle.
Çok konuşmayı sevmez de.
Fakat kulağımıza gelenlere bakılırsa, kurum içinde huzursuzluk had safhada. Birbirini ispiyonlayan, gammazlayan, kurum içindeki huzura, barışa tekme vuranlar…
Sadece Ali İhsan’a mahsus demiyorum, diyemem de; genel manada söylüyorum; her kurumda, müdürün, amirin yalakası, ispiyoncusu, laf getirip götüreni, ayakçısı bulunur. Ve her nedense onlar hep el üstünde tutulur, onların dedikleri yapılır, dürüst, gayretli, huzur ve barışa ihtiyacı olanlar her nedense geri plana itilmeye çalışılır. Ama düzenbazlar, üçkâğıtçılar, söz getirip söz götürenler, müdüre sırnaşarak bir şeyler koparır, hak etmedikleri yere gelir, ama o amirim dediği kimselere de çok zarar verdiğinin farkında olmaz.
Neyse, biz biraz genel düşünelim… Amir, müdür de farkında olmaz. Yalakası, dombalakçısı yağ çektikçe, ispiyonculuk yapıp, onu bunu karalayınca, müdürün, amirin de hoşuna gider bu tip hareketler.
Ve dedim ya, her nedense bu tip adamlar prim yapar.
Ama nereye kadar ve bir söz daha, sonra yel kayadan ne götürür!
Bu memlekette, dürüst adama, çalışana, işini düzgün yapana yer yok. Bütün itibar, bütün prim, yalakalara, ispiyonculara, dombalakçılara, zevzeklere…
Başarısız daire müdürleri içerisinde adı geçen isimler yok değil. Bir tarihte, bir internet sitesi, görevden alınacak, başarısız daire müdürlerinin listesini yapmıştı. Biri gitti, sıra bakalım diğerlerine gelecek mi? Ama başarısız, kuruma zarar veren daire müdürlerini yerlerinden alabilmek için siyasetçilerin kerpeten mi kullanması gerek, onu da bilemiyoruz.
Kültür ve Turizm Müdürü Seydi Küçükdağlı. Göreve geldiği günden beri eleştiri oklarından kurtulamayan sayın Küçükdağlı, kamuoyu anketine bakılırsa, başarısız birisi. Oysa çok da sempatik, iyi niyetli. Yeterli mi, değil…
Sosyal hizmetler il müdürü Yaşar Akçakoyun. Bugüne kadar öne çıkan bir başarısı yok. Rahatsızlığı da var, emekli olsa, kendisine de hayrı dokunacak, memlekete de…
Tarım il müdürü Ahmet Şahin. Siyasetçilere en çok şikâyet edilen müdür.
Başarısız olduğunu bilmeyen yok. Kurumda içi barışı temin edemediği söylenen birisi. Şahsına bir diyeceğimiz yok zaten.
Milli Eğitim Müdürü Sebahattin Akgül. (Eğitim öğretim kalitesi sıralamasında 79. sırada olduğumuz göz önüne alınırsa) Başarısız ise ki öyle, fatura kesilmeli, gereken yapılmalıdır.
İbrahim Nakış’ı da bu listeye koyanlar çoğunlukta. Sanayi ve Ticaret müdürümüz.
Ve de kimsenin bilmediği, tanımadığı (basının bile) DSİ Bölge Müdürü… İsmini bile bilemediğimiz…
Ve daha birkaç kişi…
Yazıyı bitirecek olursak, Ali İhsan Kabakçı, düzgün kişiliğine karşın, başarısız daire müdürlerinden birisi. Geçenlerde 2008 yılının başarılı geçtiğini söylemişti basın toplantısında. Bir iki gün içinde de o çok sözünü ettiği başarılarından (!) bahsederiz.
Bakalım, hangi başarılara imza attıysa. Yukarıdaki havuzu bile belediye yaptı, suni çim sahasının malzemelerini bile belediye verdi de… Projesi bile kendisine ait değil.
Siyasetçilerin ve yerel siyasetin kontrolü, takibi altındaki bu isimler, bakalım ne zaman yer değiştirecekler? Çünkü kamuoyunun hedefi haline geldiler de…
Biz yazalım, kararı siz verin! Arkası gelecek…
KONUK YAZAR:
MEHMET FİSKECİ
E-MAİL: [email protected]
