Dünkü son saldırıyla iyice perçinleşti ki terör örgütü PKK, saldırılarını hain bir plan üzre yapıyor. Yani karşımızda çıldırmış, azıtmış, dağıtmış başıbozuk bir örgüt yok; tam aksine, sinsi bir plan üzre Türkiye'yi zora sokmak isteyen şer bir şebeke var.

Bazı güçler 'bir taşla iki kuş vurmak'ı planlıyor ve hain örgütü kullanıyor. Attığı her kurşunla ülke içindeki sosyal ahengi ve siyasi dengeyi alt üst etmeyi hedeflediği gibi, Türkiye'yi uluslararası platformda da zora sokmayı amaçlıyor. Toplumda infial uyandıracak saldırılar belli bir planın parçası...

PKK, halkın galeyana gelmesini, Kürt-Türk çatışmasının çıkmasını, son seçimlerde yöre halkından yediği şamarın unutulmasını, bölgeye hakim olacak bir kaos ortamı yüzünden devletin güvenlik güçleri ile yöredeki insanın karşı karşıya gelmesini, muhtemel yanlışların yeni bir propagandaya dönüştürülmesini ve bu yolla kaybettiği halk desteğinin yeniden örgüte kazandırılmasını istiyor. Normalleşme ve demokratikleşme yolunda atılan adımların akim kalmasını isteyenler de bu planın başka bir aktörü. Türkiye'yi içeriden vurmak, insanımızı birbirine düşürmek, halkın arasına fitne tohumları saçmak, bölgeye yönelik yatırımları baltalamak, demokratikleşme yolunda atılan adımları geriletmek, etnik ayrışımı sağlamak ve bunu sosyal bir çatışmaya dönüştürmek.

Pek çok maksat birden ortaya konuluyor ve terör olayları bir maske gibi kullanıyor. Başka bir fayda daha gözetiyor imansız ve amansız terör örgütünü kullananlar. Tezkere kararının fiilî bir müdahaleye dönüşmesini, yapılacak sınır ötesi bir harekâtı Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin terör örgütüne karşı yürüttüğü mücadelede cephelerinin genişletilmesini; böylece tek hedef olmaktan çıkıp, yeni destekçiler bulunmasını planlıyor. Hükümet de bu sinsi planı görüyor.

O yüzden tezkereye hassaten "PKK terör örgütü"nün hedef olduğunu belirtiyor. Oysa eli kanlı örgütün şer planı Türk ordusunu daha değişik, daha kapsamlı bir mücadelenin içine çekmek. Kuzey Irak'a giren Türk ordusunun Barzani yönetimine, Irak'ın birleşik hükümetine, hatta Irak'a sınır ülkelerin hükümetlerine karşı problem yaşamasını istiyor. Daha ötesi, PKK sınır ötesi harekat sayesinde Türk ordusu ile Irak'ı işgal altında tutan Amerikan ordusunu karşı karşıya getirmek için provokasyon üzerine provokasyon yapıyor. Karşımızda sadece taban kaybından dolayı hezeyana kapılmış bir terör örgütü yok; sinsi bir plan ve gizli bir destekle stratejik kışkırtmalarda bulunan bir organizasyon var.

Bu kadar feci eylemin art arda gelmesi, "PKK ya da onunla müttefik güç(ler) Güneydoğu'da sıkı yönetim ya da olağanüstü hal mi istiyor?" sorusunu gündeme getiriyor. Bunu iyi görmek lazım. Aksi takdirde sinsi plan gereği kamuoyuna biçilen öfke ve o öfkeye dayalı plansız davranışlar PKK'nın işine yarayacaktır. Terör örgütü PKK'nın beli tabii ki kırılmalı. Bunda kimsenin kuşkusu yok. Terörü kendine metot kabul eden bütün örgütler için de aynı duruş sergilenmeli. Hiçbir siyasî hedef gencecik çocukların ölümüne meşru bir sebep sayılamaz. Ancak şiddetin bu kadar köpürtüldüğü bir günde bu ülkeyi seven herkesin şu soruyu sorması şart: "Art arda gelen terör saldırıların asıl maksadı ne?" Sıkıyönetim ilan edilmesi mi, Türk ordusunun Irak bataklığına saplanması mı? Halkın birbirine düşman haline getirilmesi mi?..

Türkiye'yi bölmek parçalamak isteyenler, devlet Güneydoğu'ya hizmet götürdükçe çılgına dönüyor. Halkın arasına atmak istedikleri ayrılık tohumları tutmayınca hezeyana kapılıyorlar. PKK, en çetin darbeyi Güneydoğu halkından yedi. Artık bölgedeki vatandaş terör örgütünün beyin yıkamaya yönelik propagandasına aldırış etmiyor. Huzur istiyor vatandaş; aş istiyor, istikrar istiyor, şefkat istiyor. Halkı terör örgütünden koparmak şart!

Şehitler yüreğimizi yakıyor. Nasıl yakmaz ki! Daha yirmisinde gencecik evlatlarımız toprağın bağrına düşüyor birer birer. Ancak yine de soğukkanlı kalıp bu ülkenin düşmanlarını çatlatmak zorundayız. Bir yandan güvenlik zaafları giderilmeli ve terörle daha profesyonel mücadele yapılmalı. Diğer yandan da terör örgütünün inadına daha çok hizmet götürülmeli ve halkın gönlünü kazanacak atılımlar devam etmeli...

EKREM DUMANLI
ZAMAN GAZETESİ GENEL YAYIN YÖNETMENİ