Olacağı bilinen, öngörülen ama tuhaf bir şekilde de önlenemeyen olaylar yaşıyoruz.

Bir yanda 'arşivde bekletilen kasetler' servis ediliyor bir yandan da 'Silivri-Kandil Hattı'nda pişirilen senaryolar uygulamaya konuyor.

Maalesef duyumlar sandığa kadar gerginliğin tırmanacağı yönünde.

Yanılmayı çok isterim ama yine can acıtıcı olaylara şahit olacak gibiyiz. Bu kirli oyunları bozacak tek şey ise seçmenin sağduyusu olacak.

Önce MHP'yi sarsan kasetlerle ilgili unutulan bir noktayı kayda geçmek lazım.

Baykal bir kaset darbesiyle devrildi. Siyasetin duayen ismi iki günde bir daha geri gelemeyecek şekilde sahneden çekilmek zorunda kaldı.

Şimdi aynı dizayn MHP üzerinde yapılıyor. Bugüne kadar Bahçeli'nin 4 kurmayı çekilmek zorunda kaldı. 6 üst düzey yönetici ile ilgili bilgiler ortaya çıkınca Bahçeli rest çekti. Şimdi karşı hamle bekleniyor.

Peki kim bunlar?

Nasıl bir çete ki hem siyasileri hem bürokratları hem de askerleri tuzağa düşürüp, zaaflarından yararlanıp onun üzerine strateji uyguluyorlar?

Şurası kesin; Bahçeli yanlış adreste fail arıyor.

Çünkü Ankara'da 'bel altı çalışan' çetelerin varlığı bilinir.

Mesela Ergenekon sanıklarından çıkan meşhur 51 No'lu DVD de böyle bir çalışmanın ürünü. Üst düzey yargıçların uygunsuz görüntüleri var. Bu çeteler sadece siyasileri hedef almadılar. Kamuoyuna fuhuş ve casusluk çetesi olarak yansıyan ve son yılların en büyük skandalı olan soruşturma da bir ucuyla bu tip bel altı çetelere dayanıyor.

Bilinen bir şey daha var; o çetenin arşivi hayli geniş.

Peki kasetler gerçekten MHP'yi mağdur duruma düşürür mü?

Genel merkezde 'mağdur ediliyoruz' havası olsa da sokağın nabzı öyle değil.


ADEM YAVUZ ARSLAN
BUGÜN