ANKARA- Haydi Türkiye demek geçiyor içimden. Tarihimizin ilk sivil anayasasını yapmak için haydi Türkiye demek...

27 Mayıs, 12 Mart, 12 Eylül gibi askeri yönetimlerin adlarını taşıyan anayasalar yerine, yaygın bir siyasal ve toplumsal mutabakata dayanan çağdaş ve demokratik bir anayasa için haydi Türkiye demek...

Laik cumhuriyeti daha çok demokrasiyle tanıştırmak için haydi Türkiye demek...

'Vatansever çeteler'in tarihe karışması, 'faili meçhuller'in mazi olması, yolsuzlukların köküne kibrit suyu ekilmesi, toplum vicdanının adaletle barışık hale gelmesi için, yani devlete daha çok hukuk ve demokrasi götürmek için haydi Türkiye demek geçiyor içimden...

Tüm farklılıkların barış ve özgürlük içinde yaşadığı, fırsat eşitliğinin damgasını vurduğu, kadınla erkek arasında tam bir eşitliğin sağlandığı, dindarlığa ve dinsizliğe saygılı laikliğin yerleştiği bir ülkede yaşamak adına haydi Türkiye demek...

Avrupa Birliği yolunda kararlılıkla yürümenin gerektirdiği adımları atmak için haydi Türkiye demek geçiyor içimden...

301'den kurtulmak için, düşünceyi açıklama özgürlüğünün önündeki engelleri kaldırmak için haydi Türkiye demek...

Kıbrıs'ın AB yoluna köstek olmasını önlemek, 'limanları açmak' gerekiyorsa açmak, Vakıflar Yasası'nı çıkarmak, Heybeliada Ruhban Okulu'yla ilgili düzenlemeyi yapmak için haydi Türkiye demek geçiyor içimden...

Ermenistan'la ilişkileri normalleştirmek için haydi Türkiye demek...

Güneydoğu'da yaraları sarmak, barış ve huzuru gerçekleştirmek için, 'dağdakileri indirmek' için, terör ve şiddete son vermek için, 'Irak Kürtleriyle diyalog' yollarını yeniden açmak için haydi Türkiye demek...

Artık şehit cenazelerinin kalkmadığı, Güneydoğu'da taziye çadırlarının kurulmadığı bir ülkede yaşamak için haydi Türkiye demek geçiyor içimden...

Ekonomide yapısal reformları sürdürmek için haydi Türkiye demek...

Ekonomide mali disiplini yeniden tesis etmek ve kalıcı kılmak için haydi Türkiye demek...

Sosyal güvenlik reformunu bir an önce gerçekleştirmek için haydi Türkiye demek...

Vergide reform için haydi Türkiye demek...

Devlet harcamalarında reform için, işgücü piyasasında reform ve esneklik için haydi Türkiye demek...

Verimlilik ve istihdam dostu ekonomi politikaları için, yani aş ve iş sorununu çözmek için haydi Türkiye demek...

Eğitim seferberliği için haydi Türkiye demek...

Yargı reformu için haydi Türkiye demek...

Korkularını değil, geleceğe dönük umutlarını beslemek için haydi Türkiye demek geçiyor içimden...

Bir dönüm noktasındayız çünkü.

İktidarda koalisyon değil, yine sağlam çoğunluğa sahip bir tek parti hükümeti var.

Cumhurbaşkanı seçimi biraz patırtı gürültüyle, biraz gecikmeyle de olsa sağ salim yapıldı.

Seçim sandığında halk kendi özgür tercihiyle, demokrasi dışı yollara sapmanın çıkar yol olmadığını ve demokrasi içinde çarenin tükenmeyeceğini ele güne gösterdi.

Ve şimdi ülkemizin önünde hiç de karmaşık olmayan bir yol haritası bulunuyor.

Geçmişten gelen deneyim ve bilgi birikimiyle yan yollara da sapmadan daha çok demokrasi, daha çok hukuk, daha çok refah istikametinde yürüyebilir Türkiye...

Bunun için heyecan duyuyorum.

Bunun için haydi Türkiye diyorum.

HASAN CEMAL - MİLLİYET
[email protected]