Sosyalist ekonomi
Halbuki sosyalist ekonomiyi savunmak için de eleştirmek için de kişinin illa meslekten iktisatçı olması şart değildir.
Şart olan, bu konudaki yetkin iktisatçıları okumuş olmaktır.
Benim okuduklarım arasında, en başta, değerli sosyalist iktisatçımız Prof. Korkut Boratav’ın “Sosyalist Planlamada Gelişmeler” (1973) adlı mükemmel eserini zik-retmeliyim.
Her şeyin fiyatını kâra göre piyasanın değil, güya “ihtiyaca göre” devletin belirlediği kumanda ekonomisinde hiçbir şeyin gerçek fiyatı yoktu. 24 milyon kalem mal ve belki bir o kadar hizmet üreten modern bir ekonomide, hepsi birbirinin girdisini oluşturan milyarlarca birimin fiyatını hesaplamak imkânsızdı.
Dev bilgisayarlarla yıllarca uğraşıp bir matematik modeli oluşturduğunuzda, yıllar öncesi verilere dayanan bu model hiçbir işe yaramıyordu. Bu yüzden, bir tarafta kıtlıklar yaşanıyordu, öbür tarafta milyarlarca rublelik yatırım ve ara malları ile tüketim malları depolarda çürüyordu!
Piyasa olmayınca
İlk defa Gülten Kazgan Hoca’nın “İktisadi Düşünce veya Politik İktisadın Evrimi” kitabında fark ettiğim, Von Mises’in makalesi de fevkalade önemlidir.
Liberal iktisatçı Mises, daha 1920’de yayımladığı “Economic Calculation in the Socialist Commonwealth” adlı uzun makalesinde, fiyatların siyasi kararla belirlenmesinin tam böyle bir sonuç vereceğini, sistemin bu yüzden çökeceğini anlatmıştı. Boratav’ın elli yıl sonra yazacaklarını haber vermişti adeta.
Mises’in bu fevkalade önemli makalesini Alec Nove’un “Socialist Economics” (1972) adlı derlemesinde bulabilirsiniz.
Çok önemli başka bir kaynak, Troçkist iktisatçı Ernest Mandel’in üç ciltlik “Sosyalist Ekonomi El Kitabı”dır. Orhan Suda’nın tercümesiyle Ant Yayınları’ndan çıktığında bana ağır gelmiş, okuyamamıştım. Sonra okudum.
O da Sovyet ekonomisinde iktisadi hesabın imkânsızlığını gösteriyordu.
Diğer önemli bir eser, yine sosyalist iktisatçı Charles Bettelheim’in 1973’te Bilgi Yayınevi’nden çıkan “Sosyalist Ekonomiye Geçiş” adlı kitabıdır. Okuduğumda bu “geçiş”in olamayacağını görmüştüm.
Sovyet laboratuvarı
Bu gibi kitapları okuyunca Sovyet ekonomisiyle ilgili gazete haberleri gözümde daha bir anlam kazanmıştı.
Neticeten, Sovyet laboratuvarındaki yetmiş yıllık uygulama da göstermiştir ki, ”piyasa” ve “üretim araçlarının özel mülkiyeti” olmadan modern bir ekonominin işletilmesinin sihirli formülü (henüz) yoktur.
Piyasa değilse ne? Bunun cevabı yok!
Evet, kapitalizmde buhranlar oluyor ama bu buhranlar devlet müdahalesiyle gideriliyor, kriz sonrasında daha üretken bir ekonomik sürece giriliyor.
Onun için diyorum ki, isteyenler piyasasız ekonomik sistem gibi, faizsiz ekonomik sistem gibi hayali kâşaneler düşünebilirler elbette.
Ama ülkeleri ve firmaları yönetenler, krizden piyasa ekonomisi içinde hangi somut tedbirlerle çıkılacağına bakmalıdır.
TAHA AKYOL:
t.akyol@milliyet.com.tr
MİLLİYET