Turkcell Super Lig hakemi Bünyamin Gezer, hayatında ilk defa bir gazeteye röportaj verdi.

Kahramanmaraş Manşet Gazetesi’nin Spor Servisi Sorumlusu Akif Kaplan’a hayatının ilk röportajını veren Gezer, özel ve mesleki yaşamı hakkında bakın neler söyledi:

–DÜNYAYA BİR DAHA GELSEM, HAKEM OLMAM!

–K.MARAŞLILAR, SICAK İNSANLAR!


Bünyamin Gezer... Hem polis memuru hem de Turkcell Super Lig hakemi... O, deyim yerindeyse Turkcell Super Lig’in “Süper Hakemi”. Hakemlik terimiyle Üst Klasman Hakemi olan Gezer, sahadaki otoriter duruşu ve sert görünümü ile hafızalarda yer edindi. Turkcell Super Lig’de en güven veren hakem konumunda. İşte böyle değerli ve saygıdeğer bir kişilik, Kahramanmaraş’ta yaklaşık 1 yıldan beri ikamet ediyor.

O, şimdilerde Kahramanmaraş Bölgesi’nin ve Kahramanmaraş ilinin Turkcell Super Lig’de en büyük guru kaynağı. Her yönettiği karşılaşma, Kahramanmaraş Bölgesi ve Kahramanmaraş ili için büyük bir avantaj.

O, ayrıca Kahramanmaraş Emniyet Müdürlüğü’nün de en büyük gururu. Neden mi? Kahramanmaraş Emniyet Müdürlüğü’nde polis memurluğu da yapan Gezer, artık kendini bir Kahramanmaraşlı olarak görüyor.

9 Turkcell Super Lig derbi maçı, toplamda 64 Turkcell Super Lig maçı yöneten, amatör lig maçları da dahil toplamda 284 maça çıkan (orta hakem ve yardımcı hakem olarak da dahil) Bünyamin Gezer, aynı zamanda büyük bir Kahramanmaraş sevdalısı ve Kahramanmaraş hayranı. O yüzden Kahramanmaraş’a geldiğinde hiç yabancılık çekmemiş ve tedirginlik yaşamamış.

Şu ana kadar hiçbir gazeteye röportaj vermeyen (ulusal olsun, yerel olsun) Bünyamin Gezer, Kahramanmaraş Manşet Gazetesi’nin Spor Servisi Sorumlusu Akif Kaplan’ın röportaj isteğini kabul etti.

HAYATIMIN İLK GAZETE RÖPORTAJI!

Hayatında ilk defa bir gazeteye röportaj verdiğine dikkat çeken Gezer, kendisine gösterilen bu ilgiden dolayı Kahramanmaraş Manşet Gazetesi’ne ve Akif Kaplan’a teşekkürde bulundu.

KAHRAMANMARAŞLILAR’IN HABERİ YOK!

Son olarak şampiyonluğu ilgilendiren mücadelede Pazar günü Galatasaray–Bursaspor maçını başarılı bir şekilde yöneten Turkcell Super Lig hakemi Bünyamin Gezer’in Kahramanmaraş’taki varlığından haberdar olmayan birçok Kahramanmaraşlı’nın olduğu ortaya çıktı. Edindiğimiz izlenimlerde, yapılan röportajı gören birçok vatandaşımızın, Bünyamin Gezer’in uzun bir süredir Kahramanmaraş’ta bulunduğundan, Kahramanmaraş Emniyet Müdürlüğü’nde polis memuru olarak görev yaptığından haberleri maalesef ki yok. Dolayısıyla röportajı görüp de “Bünyamin Gezer, Kahramanmaraş’ta mı yaşıyor?” diye soran vatandaşlarımıza da rastladık. Sanırım bu röportaj, bu boşluğu doldurdu.

Röportajın sonunda ise Bünyamin Gezer, Kahramanmaraş Manşet Gazetesi’ne gurur verici bir açıklamada bulundu. Bu açıklamaya göre Gezer, gazete olarak (ulusal olsun, yerel olsun) hayatının ilk röportajını Kahramanmaraş Manşet Gazetesi’nin Spor Servisi Sorumlusu Akif Kaplan’a verdiğini belirtti.

İŞTE AKİF KAPLAN’IN RÖPORTAJI...

Akif Kaplan: Hayatınız, evliliğiniz ve aileniz hakkında kısaca bahseder misiniz?

Bünyamin Gezer: 9 Aralık 1972’de Amasya’da doğdum, yani 38 yaşındayım. Kahramanmaraş Bölgesi Üst Klasman Hakemliği yapmamın yanında Kahramanmaraş Emniyet Müdürlüğü’nde polis memurluğu da yapıyorum. 2003 yılında benim gibi polis memuru olan eşimle evlendim. Ahmet Altuğ adında bir erkek çocuğumuz var. Eşimle Kahramanmaraş’a beraber atandık. Hem polis hem de hakem olan kocasına her türlü desteği veren eşime buradan teşekkür ediyorum.

Akif Kaplan: Kahramanmaraş’ta daha önce hiç bulundunuz mu?

Bünyamin Gezer: 1995 yılında Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi İşletme Bölümü’ne yerleştirildim. O yıl, 1 ay gibi bir süre eğitim gördükten sonra polis okulunu kazandım ve üniversiteden ayrılarak Trabzon Polis Okulu’nda eğitim gördüm ve polis oldum. Ankara’da polisliğe başladım. Kahramanmaraş’ta kaldığım 1 ay zarfında burda bulunan bir akrabamın yanında kaldım. Yani anlayacağınız, burada bulunmanın ötesinde burada bir süre yaşadım...

KAHRAMANMARAŞ’A BİLEREK VE İSTEYEREK GELDİM

Akif Kaplan: Kahramanmaraş’ta ne zaman görev yapmaya başladınız? Önceki görev yeriniz neresiydi? Kahramanmaraş’a atanmayı siz mi istediniz?

Bünyamin Gezer: 1995 yılında polis oldum. 1995 yılından 2009 yılına kadar Ankara’daydım, Ankara’da görev yaptım. Şark görevi ifası için Kahramanmaraş’a gelmeyi ben kendim istedim. Emniyet Genel Müdürlüğümüz ve özellikle kendisi Kahramanmaraşlı olan Personel Daire Başkanı Muammer Bucak Bey’in yardımları oldu. Kendilerine yardımlarından dolayı sonsuz şükranlarımı sunuyorum. Kahramanmaraş’a bilerek ve isteyerek geldim.

İKİ MESLEĞİ DE RAHATLIKLA YAPIYORUM

Akif Kaplan: Polis memurluğu ile hakemlik yapıyorsunuz. Bu, sizin için çok yorucu olmuyor mu?

Bünyamin Gezer: Emniyet Teşkilatı, bana görevimde gerekli kolaylıkları sağlıyor. Bu sayede hakemlik aktivitelerimi, antrenmanlarımı gerektiği zamanlarda yapabiliyorum, antrenman eksiğim olmuyor. Seyahatlerimi rahatlıkla gerçekleştirebiliyorum. Bu konuda da bir problemim yok. Polislik mesleği zor bir meslek olmasına rağmen, hakemliğe ilk başladığım yıllarda çektiğim zorluğu artık çekmiyorum. Yani alt klasman hakemliğim dönemimdeki antrenmanlara gitmek için zorluklar yaşıyordum, izin almakta sıkıntılar yaşıyordum. Ama o zorluklar ve sıkıntılar artık yok.

Polislik mesleği, hakemlik yapmak için esasında mesai saatleri bakımından uygun bir meslek değil. Çünkü biz, teşkilat olarak halkımızın güvenliği için 24 saat, gece–gündüz demeden çalışan bir kurumun mensuplarıyız. Ama soğolsunlar, başta sayın Emniyet Müdürümüz Cuma Ali Aydın olmak üzere diğer amirlerimin ve çalıştığım şubemdeki mesai arkadaşlarımın sayesinde hakemliğin gerektirdiği aktiviteleri yerine getirebiliyorum. Aracılığınızla da hepsine burdan teşekkür ediyorum.

Akif Kaplan: Bu iki mesleği yaparken psikolojik sorunlar yaşamıyor musunuz? İki hayatı birlikte yaşamak sıkıntı yaratmıyor mu? Yani bir polis oluyorsunuz bir hakem. Bu sizde çeşitli sorunlara yol açmıyor mu?

Bünyamin Gezer: Bence hakemlik ve polislik meslekleri birbirine yakın. Çünkü hakemlikte de insanları tanımak önemli. Polislik mesleğinde de halkın içerisinde oluyoruz devamlı. Bu bakımdan halkı tanımak şansını buluyorsunuz ve bu konuda daha tecrübeli oluyorsunuz. İnsanların konuşmasından, hareketlerinden, bakışlarından ne tür bir fikre sahip olduklarını anlayabiliyoruz. Bu, polisliğin bir avantajıdır. Bu avantaj, tabii ki sahaya da yansıyor. Bu yansıma sayesinde hangi futbolcunun bize karşı önyargılı, hangisinin bizi sevdiğini, hangisinin bize saygı gösterdiğini, hangi futbolcunun bizi aldatmaya yönelik tavırlar içerisinde olduğunu daha iyi analiz edebiliyoruz. Bu yönden polislik, hakemlik için faydalı bir meslek esasında. Belki bu sözlerim başkalarına abes gelebilir ama ben gerçekten polislik mesleğinin faydasını gördüğümü belirtmek istiyorum.

POLİSLİK Mİ YOKSA HAKEMLİK Mİ ZEVKLİ?

Akif Kaplan: Sizce polis mesleği mi zevkli yoksa hakemlik mi? Hangisi size daha yakın? Neden?

Bünyamin Gezer: İkisi de zor meslek. Polislik mesleği hakikaten güzel, zevkli ve şerefli bir meslek.

SÜPER LİG HAKEMİ OLMA MACERASI...

Akif Kaplan: Nasıl Süper Lig hakemi oldunuz? Bu maceranızı bize anlatır mısınız?

Bünyamin Gezer: O zamanlar Türkcell Süper Lig’in bir alt liginin ismi Türk Telekom A Ligi’ydi. Bu ligde Kocaeli–Antalya maçı bana verildi. O zamanlar yeni hakemliği bırakmış olan FİFA kokartlı Mustafa Çulcu, Kocaeli’de oturması nedeniyle bu maçı izlemiş. Tesadüfe bakın ki Mustafa Çulcu, bu maçtan iki gün sonra Merkez Hakem Kurulu Başkanı oldu. Bu da benim için büyük şanstı. Çünkü Mustafa Çulcu, o karşılaşmadaki performansımı beğenmişti. O maçtan iki gün sonra da beni aradı ve “Ben seni çok beğendim. Bir eksiğin var, o da kilo fazlalığın. O eksiği de tamamladıktan sonra da Süper Lig hakemi olacaksın” dedi. Ben de bu sözün ardından çalışmalarımı daha da hızlandırdım, kilolarımı verdim. Mustafa Çulcu da gereğini yaparak Sivasspor–Kayserispor karşılaşmasını bana verdi. Mustafa Çulcu’nun beni beğenmesi ve hakemliğime değer vermesi, beni Süper Lig hakemliğine taşıdı. Böylece 2006–2007 Futbol Sezonu’na Turkcell Süper Lig hakemi olarak başladım.

SADECE KENDİMİ DEĞİL, KAMUOYUNU DA DİNLERİM

Akif Kaplan: Orta hakem olarak ilk Turkcell Super Lig karşılaşmanıza Sivas’ta yapılan ve Kayserispor’un Sivasspor’u 5–0 mağlup ettiği mücadelede 30 Nisan 2006 yılında çıkmışsınız. Bu karşılaşmaya çıkarken neler hissettiniz? Karşılaşma anında zorlandınız mı? Karşılaşma bittikten sonra maç yönetiminiz hakkında neler düşündünüz?

Bünyamin Gezer: O zamanlar zaten Süper Lig hakemi değildim, A Klasmanı hakemiydim. Merkez Hakem Kurulu’nun (MHK) Süper Lig’e çıkartmayı düşündüğü ben ve benim gibi aday hakemlerin birkaç tanesine Süper Lig maçı vererek onlara bir nevi ödül vermiş olmasının yanında “Biz, gelecek sezonda bu isimleri Süper Lig’de kullanacağız” mesajını vermiş oldular. O sezon sonunda da Süper Lig hakemi oldum. Tabii o dönemde şu anki rahatlığımız yoktu. İlk defa Super Lig maçı yönetiyordum ve maç naklen yayınlanıyordu, dolayısıyla heyecanlı olmamak elde değildi. Yani benim için kolay bir maç değildi. Karşılaşma bitiminde hissettiğim duygular aslında benim için önemli değil. Benim için önemli olan karşılaşma sonunda gözlemcinin, MHK’nin ve kamuoyunun benim yönetimim hakkındaki düşünceleri önemlidir. Sadece “İyi bir maç yönettim” diyerek kendimi geçiştirmiyorum. MHK yönetimim hakkında ne dedi, kamuoyu ne dedi, gözlemci ne dedi? Bunların hepsini takip ediyorum. O maçta hatam olmadı mı? Elbette oldu ama o anda yaptığım hata ile şu an yaptığım hata arasında fark vardır. Çünkü kamuyou artık beni çok tecrübeli ve derbi hakemi olarak tanıyor ve vermiş olduğum hatalı kararlarımı kabulde zorluk çekiyor, kabullenemiyor.

TÜRKİYE’DE DERBİ YÖNETMEK ÇOK ZOR!

Akif Kaplan: Orta hakem olarak ilk Turkcell Super Lig Derbi karşılaşmanıza İstanbul İnönü Stadı’nda yapılan ve Beşiktaş’ın Galatasaray’ı 1–0 mağlup ettiği mücadelede 2 Mart 2008 yılında çıktınız. Bu karşılaşmaya atandığınızda neler düşündünüz ve neler hissettiniz? Maç anında zorlandınız mı? Karşılaşma bitiminde kendinizi nasıl değerlendirdiniz?

Bünyamin Gezer: İlk Süper Lig karşılaşmamda duyduğum heyecanı Süper Lig’deki ilk derbi karşılaşmamda da hissetim elbette. Beşiktaş ve Galatasaray gibi iki büyük takımın maçına çıkıyorsunuz, üstelik iki takımın da şampiyonluk şansı çok fazlaydı. Bunlar, karşılaşmayı yönetmem konusunda zorluklar yaşamama neden oldu ama şükürler olsun ki çok fazla hata yapmadan, kamuoyunun da beğenisiyle bu ilk derbi maçı yönetimimden alnımın akıyla çıktım. Gözlemci notu da, MHK’nın notu da çok iyiydi, kamuoyuna baktığımda da yönetimimin beğenildiğini gözlemledim. Bu ilk derbi karşılaşmasındaki yönetimim, benim için mutlu bir derbi başlangıcı ve mutlu bir anı oldu. Ki Türkiye’de derbi karşılaşması yönetmek, hakikaten çok zor. Psikolojik sıkıntılar yaşıyorsunuz bu karşılaşmalarda. Bunu da ancak Türkiye’de derbi mücadelesi yöneten hakemler bilir ve anlayabilir.

SERT GÖRÜNEBİLİRİM AMA BUNUN İÇİN ÖZEL BİR ÇABAM YOK

Akif Kaplan: Saha dışında sanki bir espri makinesi olduğunuz söylenirken saha içerisinde ise otoriteniz ile ön plana çıkıyorsunuz. Sahadaki çok sert yapınıza karşın, saha dışında güler yüzlü olduğunuz, tebessümü hiç eksik etmediğiniz söyleniyor. Bu gerçekten böyle mi? Böyleyse bunu nasıl başarıyorsunuz?

Bünyamin Gezer: Evet, doğru. Bunu yapmak için de özel bir çaba sarf etmiyorum, yani bu tamamen doğal halim. Müsabakalara olan konsantrasyonum, beni sahada sert görünümlü yapıyor ama hiçbir futbolcudan “Bana bağırdı, çağırdı, hakaret etti!” diye sözler duyamazsınız. Futbolcu kardeşlerimle olan ilişkilerim son derece iyi. Ama müsabaka yönetirken müsabakaya olan aşırı konsantrasyonum, belki sert görünmeme neden oluyor. Ben her zaman şunu söylüyorum: Türk futbolcusu, Türk halkı otoriter hakemi daha çok seviyor ve benimsiyor. Halkımıza sorduğunuz vakit de bu görünümdeki eski hakemlerimizi örnek vereceklerdir. Şunu belirtmeliyim ki müsabaka yönetirken hiçbir özel çaba sarf etmiyorum. Bünyamin Gezer sokakta nasılsa, sahada da öyle...

DÜNYAYA BİR DAHA GELSEM, HAKEM OLMAM!

Akif Kaplan: Dünyaya tekrar gelseniz hakem mi olmak istersiniz yoksa polis mi?
Bünyamin Gezer: Bir kere daha dünyaya gelmiş olsam polis olurum ama hakem olmam. Bunu net ve kesin ifade edeyim.

GAZETE OLARAK İLK RÖPORTAJIM SİZE!

Akif Kaplan: Yerel bakımdan Kahramanmaraş Manşet Gazetesi’nden başka bir basın kuruluşu ile röportaj yaptınız mı?

Bünyamin Gezer: Yerel bakımdan olsun ulusal bakımdan olsun, bu benim hayatım boyunca yaptığım ikinci röportaj. İlk röportajımı da Türkiye Futbol Federasyonu’nun sahip olduğu Tam Saha Dergisi’ne vermiştim. Gazete olarak da ilk sizinle röportaj yaptım. Ben, fazla röportaj veren biri değilim.

Bu bakımdan gösterdiğiniz ilgi ve alakadan dolayı Kahramanmaraş Manşet Gaztesi’ne ve sizin gibi değerli bir gazeteciye de teşekkür ediyorum. Yayın hayatınızda sizlere başarılar diliyorum.

KAHRAMANMARAŞ ve KAHRAMANMARAŞLILAR İLE İLGİLİ GÖRÜŞLERİ

-K.MARAŞ, MARAŞ OLAYLARI İLE DEĞİL, FUTBOL İLE ANILMALI!

-K.MARAŞSPOR’UN DURUMU ÜZÜNTÜ VERİCİ!


Akif Kaplan: Kahramanmaraş, futbol aktivitileri ve futbol gelişmişlik düzeyi bakımından sizce ne durumda?

Bünyamin Gezer: Öncelikle şunu ifade etmeliyim ki şu an Kahramanmaraşspor’un durumu beni hayli üzüyor. Çünkü Kahramanmaraş’ı dışardaki vatandaşlarımız iki önemli şeyle tanıyor; biri Maraş Olayları, biri de Kahramanmaraş Dondurması ile... Ama Kahramanmaraşspor’un durumu Kahramanmaraş’a yakışmıyor. Kahramanmaraş sanayileşmiş bir kent. Bir bakıyorsunuz Kahramanmaraş ilinden daha küçük illerin Süper Lig’de takımı olmasına rağmen Kahramanmaraş’ı Süper Lig’de temsil edecek bir takım yok. Kahramanmaraş ilinde Süper Lig’de mücadele edecek olan bir takımı taşıyabilecek çok güçlü işadamlarımız var. Bu kişilerin artık Kahramanmaraşspor’a sahip çıkması lazım. Ben daha alt klasmanlarda maç yönettiğim zamanlarda Kahramanmaraş’a geldiğimde 3.Lig ve 2.Lig karşılaşmalarında 10–15 bin taraftarın mücadeleleri seyrettiği bir stada geliyordum ve benim için bu karşılaşmaları yönetmek çok büyük bir zevkti. Biliyorsunuz ki futbol seyirciyle güzeldir ama Kahramanmaraşspor’un şimdiki müsabakalarına bakıyorum, 300–500 taraftar ancak geliyor. Kahramanmaraşspor gerçekten kötü durumda, Kahramanmaraşspor sahipsiz. Kahramanmaraşspor’a yakışmayan bir futbol oynanıyor sahada. Bu futbol, bir futbol adamı olarak bir futbolsever olarak beni ziyadesiyle üzüyor. Ben isterim ki Kahramanmaraşspor Süper Lig’de oynayan bir takım olsun. Sivas’a bakıyorsunuz, Süper Lig’e damgasını vurmuş. Sivas artık Madımak Olayları ile anılmıyor, Sivas artık Sivasspor ile anılıyor ve tanınıyor. Bizim de artık Maraş Olayları ile değil Kahramanmaraşspor ile tanınmamız gerek, bunun zamanı geldi, hatta geçiyor bile...

Akif Kaplan: Kahramanmaraş’taki görev yerinizdeki polis arakadaşlarınızın size yaklaşım tarzı nasıl? Süper Lig’in başarılı hakemi olan Gezer’i polis arkadaşları nasıl karşılıyor?

Bünyamin Gezer: Kahramanmaraş Emniyet Müdürlüğü’ne geldiğim ilk günden bu yana buradaki arkadaşlarımın gösterdiği sıcak ilgiyi çok iyi hissettim ve hala da hissediyorum. Bunu Ankara’da hissedemiyordum, çünkü Ankara’da sadece belli bir kesimle arkadaşlık kurabiliyordum. Öyle büyük bir şehirde insanları daha az tanıyabiliyorsunuz. Ama Kahramanmaraş gibi Ankara’dan daha küçük bir ilde hem tanınma hem de tanıma oranınız daha yüksek. Sokakta dolaşırken her polis arkadaşımla, tanımadığım biri olsa bile selamlaşmaktan çok büyük bir keyif alıyorum.

Akif Kaplan: Hakemlik yanında polis memurluğu da yapıyorsunuz. Daha doğrusu polis memurluğu yanında hakemlik de yapıyorsunuz. Kahramanmaraş Emniyet Müdürlüğü’ne polis memuru olarak ilk geldiğinizde nasıl karşılandınız?

Bünyamin Gezer: Gayet iyi karşılandım. Sıcak bir karşılama vardı. Bu sıcak karşılama benim de çok hoşuma gitti yani. Tabii ki Ankara’da alıştığım bir ortam vardı. Geldiğimde sadece emniyet bakımından değil, çok kıymetli ağabeylerimle tanıştım. Sağolsun onlar da sıcak ilgi gösterdiler, bu yönden Kahramanmaraş’a geldiğim günden bu yana kendimi şanslı hissediyorum.

Akif Kaplan: Kahramanmaraş’tan müsabakalara gidiş ve gelişlerinizi hangi ulaşım yoluyla sağlıyorsunuz? Gidiş-gelişlerinizde sıkıntı yaşıyor musunuz?

Bünyamin Gezer: Tabii ben Kahramanmaraş’a tayin olurken Kahramanmaraş’ın ulaşım kolaylığını göz önüne aldım. Tayin olduğum yer olan Ankara’ya göre Kahramanmaraş’ta ulaşım bakımdan elbette olanaklar kısıtlı ama diğer şark illerine baktığımızda Kahramanmaraş’ın ulaşımdaki rahatlığını görebiliriz. Kahramanmaraş’ın kendi havaalanı zaten var, burası olmasa yakındaki Gaziantep Havaalanı, bu ikisi de olmasa dahi Adana Havaalanı’nın yakınlığı Kahramanmaraş’a tayin olmamdaki önemli bir etkendi. Şöyle bir kıyasladığımızda özellikle de bu bölgede en iyi ulaşım olanaklarına sahip bir kent Kahramanmaraş. Bu bakımdan seyahatlerimde bir sıkıntı yaşamıyorum.

KAHRAMANMARAŞLILAR, SICAK İNSANLAR!

Akif Kaplan: Kahramanmaraşlılar ile karşılaştığınızda size nasıl tepki veriyorlar? Trafikte olsun, halk içinde olsun...

Bünyamin Gezer: Trafikte iletişim çok az tabii. Yani diyelim ki kırmızı bir ışıkta durdum, yan taraflarda duran kişilerden, “A, bu Bünyamin Gezer mi?” diye soranlar da var, tanıyanlar da var, selam verenler de var ama sokakta yürürken tanındığım kadar trafikte tanındığımı söyleyemem elbette. Fakat sokakta yürürken veya halk içinde bulunduğum zamanlar Kahramanmaraş halkı gerçekten sahip çıkıyor. Kahramanmaraşlıların gerçekten iyi huyları, güzellikleri var; güler yüzlü insanlar, bir yere gittiğim vakit “Hoşgeldiniz hocam” gibi sıcak karşılamalarda bulunuyorlar. Yani Kahramanmaraşlıların sıcaklıklarını gerçekten hissediyorum. Kahramanmaraş’a gelip buradan ayrılan arkadaşlarıma da sohbet esnasında sorduğumda, onlar da benim düşündüğüm şeyler doğrultusunda düşüncelerini ifade ediyorlar. Demek ki doğru bir tespitte bulunmuşum.

Akif Kaplan: Kahramanmaraş’taki futbol hakemleri ile görüşüyor musunuz? Hakemler ile antrenmanlara çıkıyor musunuz?

Bünyamin Gezer: Şu an Türkiye Futbol Federasyonu’nda (TFF) benden sorumlu antrenör nezaretinde bizim için planlanan ve bana göndermiş olan özel antrenman programı var. Bunu Kahramanmaraş’taki futbol hakemlerimizle uygulama şansım olmadığı için bunu kendim uyguluyorum. Antrenmanlarımı da Hanefi Mahçiçek Stadı’nda tek başıma yapıyorum. Ama tabii ki burdaki hakem arkadaşlarla da sürekli birlikte olmaya çalışıyorum. Seminerlerde bir araya gelmeye calışıyoruz, ayrıca birebir görüsme şansım da oluyor. Onların çıktığı karşılaşmaları da takip etmeye çalışıyorum. Onların herhangi bir sorunu olduğu zaman TFF ile görüşüyorum, Merkez Hakem Kurulu ile görüşüyorum.

ASIL GAYEM, K.MARAŞ’IN HAKEMLİKTE GÖZDE BİR KENT OLMASIDIR!

Zaten buradaki asıl gayem, yarın-birgün eğer burdan gidersem, Kahramanmaraş’tan ayrılırsam, arkamda da iyi bir hakem nesli bırakmaktır. Yani ben her zaman söylerim, Kahramanmaraş Bölgesi’nde Süper Lig hakem sayısı şu an 1 ise 2 olsun. Süper Lig yardımcı hakemimiz yok ise Süper Lig’e yardımcı hakem kazandırmalıyız, profesyonel müsabakalara giden gözlemci sayımız 2 ise 3 olsun, 5 olsun, 10 olsun. Yani Kahramanmaraş ilinin bu bölgede hakemlik ve hakem sayıları olarak en gözde bir il olmasını istiyorum, yani Türkiye’de bu konuda ismi duyulan bir şehir olsun istiyorum.

KAHRAMANMARAŞ HAKEMLERİ YETERSİZ!

Akif Kaplan: Kahramanmaraş, futbol hakemleri konusunda sizce ne durumda? Hakemlerimiz yeterli mi? Hem yönetim bakımından hem de sayı bakımından...

Bünyamin Gezer: Tabii ki “yeterli” dersem yalan olur. Nüfusu 500 bine yaklaşan bir ilde 1 tane Süper Lig hakemi olmamalı. Kahramanmaraş’tan daha küçük bir kentte ve Kahramanmaraş’a nazaran futbol aktiviteleri bakımından daha zayıf olan bir kentte bakıyorsunuz ki 2–3 tane Süper Lig hakemi var. Buna göre “Kahramanmaraş’taki hakemlerimiz hem yönetim bakımından hem de sayı bakımından yeterli” demem mümkün değil. Ama bundan sonraki çalışmalarımız, bu sayıyı en azından biraz daha yükseltmek ve en azından hakemlerimizi daha yeterli hale getirecek çalışmaları yapıp, Kahramanmaraş’tan Türkiye liglerinde maç yöneten hakemler yetiştirmek olacaktır. Bu, bizim asli görevimiz. Bizi nasıl ağabeylerimiz yetiştirerek bugüne getirdiyse, bundan sonraki bu görev de buradaki kardeşlerim için bana düşüyor. Bu çalışmaların alt yapısını hazırlıyoruz. İyi bir yönetim var şu an Kahramanmaraş’ta futbol adına. Bu yönetimde, hem dernek olarak hem de il hakemleri olarak birbirlerine sahip çıkma anlayışı var. Bu anlayış da beni mutlu ediyor.

Akif Kaplan: Kahramanmaraş futbol hakemlerine buradan bir şeyler iletmek ister misiniz?

Bünyamin Gezer: Hakemlikte her zaman bir hedef vardır. Bu hedef doğrultusunda çalışmamız gerek. Antrenmanlarımızı ve eğitimlerimizi aksatmamalıyız. Eğitimde verilen bilgileri de iyi özümlemeliyiz. Hakemlik, süreklilik isteyen bir meslek. Bu meslek, küsme işi değil. Birilerine küsersiniz, hakemliği bırakırsınız ama bu kimsenin umrunda olmaz. Ben yıllarca alt klasmanlarda hakemlik yaptım. –10 derecede 2 maça, 3 maça birden çıktım. Ne kadar maç yönetirseniz o kadar tecrübe kazanırsınız. Ben Kahramanmaraşlı futbol hakemi kardeşlerime şunları tavsiye ediyorum: Hiçbir görevi küçümsemesinler, her görevi layıkıyla yapmaya ve çok maça çıkmaya çalışsınlar. Çünkü hakemlikte en büyük tecrübe karşılaşmaya çıkmaktır. Her maç, bizler için bir tecrübedir. Benim için de bu aynen geçerli.

KAHRAMANMARAŞ HALKI SPORA ÖNEM VERMELİ!

Akif Kaplan: Kahramanmaraş halkına buradan iletmek istediğiniz bir şey var mı?

Bünyamin Gezer: Kahramanmaraş halkı, gördüğüm kadarıyla spor yapmıyor. Statlara gidiyorum, spor yapan bayan ve erkek sayısı çok az. Elbette yapanlar var ama bu sayı yetersiz. Spor sadece futboldan ibaret değil. Sağlıkları için yürüsünler, spor yapsınlar. Buradan çok değerli Kahramanmaraş Belediye Başkanı’mıza da sesleniyorum: Kahramanmaraş’ta spor alanları bakımından güzel hizmetler var ama bunlar daha da arttırılmalı. Lütfen halkımıza spor yapacak alanları genişletelim; gençlerimiz ve çocuklarımız, spor yapacak alan bulsun. Çünkü spor, sağlığın temelidir.

GEZER’E TEŞEKKÜR!

Akif Kaplan: Kahramanmaraş Manşet Gazetesi’nin ve Manşet Gazetesi Spor Servisi’nin bu gururu yaşamasına engel olmadığı, daha doğrusu vesile olduğu için Turkcell Super Lig’in “Süper Hakemi” Bünyamin Gezer’e yürekten teşekkür ediyoruz. (Röportaj: Akif KAPLAN / KAHRAMANMARAŞ MANŞET GAZETESİ)