AKİF ARSLAN (Yorum Gazetesi Yazı İşleri Müdürü)

Konumumuz nedeniyle sıkça karşılaştığım sorulardan biri de bu; “Üçüncü Lige neden bir takım çıkartamıyoruz?”.. Bu soruya çoğu zaman geçiştirme cevap versek de, işin temelinde yatan gerçekleri soruyu sorana anlatmak gerçekten çok zor oluyor..

Kahramanmaraş’ta 1980’li yılların ikinci yarısı ile birlikte heyecan kazanan futbol, maalesef son yıllarda dibe vurma noktasına geldi. Nitekim, Kahramanmaraşspor’u geçen yıl çalıştıran ve geçen hafta sonunda Lig B takımlarından Mersin İdmanyurdu ile 2 yıllık sözleşme imzalayan Abdulkerim Durmaz, bu gerçeği şu sözlerle ifade ediyor:

“Geçen sezon bir Kahramanmaraşspor tecrübesi yaşadık. Orasıyla burası çok farklı. Biz orada takımı play-off'a taşımamıza rağmen bir türlü şehre bir heyecan getiremedik. Kimsenin futbol çok umurunda olmuyor. Şampiyonluk maçı oynuyoruz, tribünde 500 kişi var, çekirdek yiyorlar. Bu da benim tarzıma uygun bir şey değil, sevinç bile yaşamıyorduk”

Kahramanmaraşspor’un şampiyonluğa oynaması, hatta grubunda şampiyon olması ve daha da ilerisi belki de Lig A’ya yükselmesi, kente yeni bir heyecan getirmiyorsa; bunun nedenlerini çok iyi analiz etmek gerekiyor.

**

Konumuz Kahramanmaraşspor değil, elbette.. “Üçüncü Lige neden bir takım çıkartamıyoruz?” sorusuna cevap aramamız gerektiğini düşünüyorum. Geçmiş yıllarda (1985-1990 arasında) Elbistan Belediyespor, Pazarcık Aksuspor ve Afşin Belediyespor takımları Üçüncü Lig’de mücadele ediyordu. Bu takımlardan Elbistan ekibi iyi de bir grafik yakalamış, İkinci Lig trenini son maçlarda kaçırmıştı.

Peki şimdi bu üç takımımız ne durumda? Maalesef yürekler acısı bir durumda bulunan bu üç ekibimizden Elbistan Belediyespor, mahalli süper kümede her yıl zirve mücadelesi veriyor. Afşin Belediyespor, mahalli ikinci kümeden birinci kümeye dönme mücadelesi içerisinde ve Pazarcık Aksuspor ise bu sezon en alt küme olan ikinci kümeye düştü.
Kahramanmaraş futbolunun geçmişine bir göz attığımızda; yakın denilecek zaman dilimi içerisinde PTTSpor (şimdilerde Türk Telekomspor adıyla sahaya çıkıyor) ve Sağlıkspor, başarılı grafikler elde etmesine rağmen Üçüncü Lig biletini son maçlarda ve son dakikalarda kaçırdılar.

Ancak, bu iki takımın ertesi sezonları ise yürekler acısı bir hal aldı. Arsan Sümerspor A Genç Takımı, büyük bir başarı elde ederek Türkiye İkinciliği kazandı. Arkasından bu başarı bir daha hayal oldu. Sütçü İmam Lisesi, bir kez Türkiye Şampiyonu oldu, Dünya Beşinciliği elde etti; sonrasında il derecesi bile kazanamıyor.

Arada bir kıpırdanma yaşayan ekiplerden Kahramanmaraş Belediyespor ise Hanefi Mahçiçek’in belediye başkanlığı döneminde ikinci kademeye yükseldi, arkasını getiremedi. Bu sezon Ferhuşspor, ilk kademeyi geçti; ancak ikinci kademenin ilk maçından döndü. Belediyespor’un A Genç Takımı ilk kademeyi geçti, ikinci kademede elendi. Gazi Ortaokulu, Gülizar-Şamil Aktaş Lisesi, Çıraklık Eğitim Merkezi, Kahramanmaraş Lisesi gibi eğitim kurumları da bir iki kademe geçebilen ekipler oldular.

Bu bilgiler ve anımsamalar ışığında şunu görüyoruz. Kahramanmaraş futbol ekipleri, başarıda istikrarı sağlayamıyor? Nedeni bilinmeyen bir doyuma ulaşılıyor, küçük bir başarıda.. Elde edilen bir iki kademe atlamanın ardından, o ekiplerin yerinde yeller esiyor. Bu gerçeği analiz ettiğimizde, asıl sorumuza da cevap bulmuş olacağız.

**

Kahramanmaraş’ta futbolu geliştirecek kurum ve kişiler sorumluluklarını yerine getirmedikleri ve görevden kaçındıkları sürece de daha uzun yıllar bir takımımızın Üçüncü Lige yükselmesi hayalden öteye gitmez.

Başarı için önce maddi kaynak gerekiyor. Tesisleşme, sağlıklı altyapı, eğitimli yönetici ve antrenörler, sorumluluk bilincindeki futbolcular, kamuoyunun ilgisi, yerel yönetimlerin ve eğitim camiasının futbola olan ilgisizliğinin ortadan kaldırılması başarıyı kazandıracaktır. Bir plan program dahilinde de başarının geleceğinden kimsenin kuşkusu olmasın.
Nüfus ve ekonomik olarak Kahramanmaraş’ın çok gerisinde yer alan Trabzon, Rize, Muğla gibi illerin profesyonel liglerde kaç takımı var? Buralarda görev yapan idarecilerin ve antrenörlerin elinde sihirli değnek mi var? Buralarda top koşturan futbolcular, dünya yıldızları mı? Değil elbette, o zaman Amerika’yı yeniden keşfe gerek yok. Birkaç insan görevlendirip buralarda araştırma yapıldığında, sorunda kendiliğinden çözümlenmiş bulunacak.

SON SÖZ: En iyi ben yaparım, düşüncesinden kurtulmadığımız sürece büyük gölgelerin altında küçücük kalırız.